AMED – Ev baskınlarında şiddet ve ihlallerin arttığına dikkati çeken İHD Amed Şube Başkanı Ercan Yılmaz, “Bu tarz hukuksuz gözaltıları kanıksamamak gerekir. Yasal tüm yollara başvurulmalı” çağrısı yaptı.
Askeri operasyonların sürdüğü bölgelerde hak ihlalleri yaşanıyor. Şirnex’in Elkê (Beytüşşebap) ilçesine bağlı Bilbês köyü ile Basa (Güçlükonak) ilçesine bağlı Bana köyündeki askeri abluka aylardır devam ediyor. Yurttaşların bağ ve bahçelerine gitmelerine izin verilmezken, şimdiye kadar birçok kişi ev baskınlarında gözaltına alındı. En son Amed’in Sûr ilçesine bağlı Zorava kırsal mahallesinde 21 Eylül’de sabah saatlerinde bazı evlere baskın düzenlendi. Mahalleye giriş ve çıkışlar yasaklanırken, “ihbar” gerekçesiyle evleri basılan yurttaşlar gözaltına alındı, 4 günlük gözaltı sonrasında serbest bırakıldı. Baskın sırasında silah doğrultulan yurttaşlar hakaretlere maruz kaldı.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi Başkanı Ercan Yılmaz ve Amed Barosu Başkan Yardımcısı Mehdi Özdemir, son dönemde ev baskınlarında kötü muamelenin arttığına işaret etti.
ÖZDEMİR: ŞÜPHE OLMAKSIZIN BASKIN GERÇEKLEŞİYOR
Amed Barosu Başkan Yardımcısı Mehdi Özdemir, özellikle bölge kentlerinde “suç şüphesi” olmaksızın ev baskınları, gözaltı ve tutuklamaların gerçekleştiğine dikkat çekti. Özdemir, “Soruşturma süreçlerinin ölçüsüz bir arama işlemini ve sonrasında yersiz suçlamalara maruz bırakıldıkları, kişilerin özgürlüğünden yoksun bırakılarak, gözaltına alındığına ilişkin bilgi edindik. Aramanın nasıl gerçekleştirileceği, kişilerin gerek mülkiyet gerekse de arama sırasında işkence, insanlık dışı ve kötü muamele yasağını ihlal edici uygulamalara ilişkin olarak yasaklayıcı hükümler temel bir hak niteliğindedir. Fakat bu anlamda arama işlemi gerçekleştiren kolluk görevlilerinin bu hakları ihlal edecek kimi uygulamalar gerçekleştirdiğini görmekteyiz” dedi.
Kişilerin evlerinin “makul şüphe” kapsamında savcılık kararıyla aranabileceğini ve arama sırasında da “ölçülülük ilkesini” barındırılması gerektiğinin altını çizen Özdemir, Zorava’da ev baskınlarında yapılan arama işlemi sırasında “ölçülülük” ilkesinin ihlal edildiğini belirtti. Özdemir, Zorava’da yapılan gözaltı ve ev aramalarının da hukuksuz olduğunu dile getirdi.
‘İHLALLER SONLANDIRILMALI’
Arama işlemleri sırasında köye giriş çıkışların yasaklanmasının da “seyahat özgürlüğünün ihlali” niteliğinde olduğunu söyleyen Özdemir, “Temel bir hakkı ihlal edecek boyutta kolluk görevlilerince karar alınamaz. Türkiye’de belli yerleşim yerlerine giriş ve çıkışların sınırlandırılması aslında idari bir makam olan mülkü amir tarafından alınabilir veya mahkeme kararıyla bu husus gerçekleştirilebilir. Kolluk görevlileri tarafından fiili olarak böyle bir kararın alınması yurttaşlar açısından seyahat özgürlüğünün ihlali niteliğindedir. Bu yönüyle baktığımız zaman temel hakları ihlal edilen bu uygulamanın biran önce sonlandırılması gerekmektedir. Bölge kentlerinde suç şüphesi olmaksızın yersiz suçlamalarla kişilerin evlerine yapılan baskınlar ve yaşanan temel hak ihlalleri sonlandırılmalı” dedi. Özdemir, suç şüphesi olmaksızın kişilerin belli ihbar metinleri üzerine gözaltına alındıkları vakit başvuru yapmaları halinde baro olarak hukuki destek vereceklerini belirtti.
YILMAZ: AYNI YERDE DAHA ÖNCE DE İHLAL YAŞANDI
İHD Amed Şube Başkanı Ercan Yılmaz da kolluğun yaptığı hemen hemen bütün gözaltı ve aramalarda çok ciddi hak ihlallerin yaşandığını kaydetti. Bunlara ilişkin çok sayıda başvuru aldıklarını söyleyen Yılmaz, “Bu köyde daha önce de benzer iddialar gelmişti. Bizim de içinde bulunduğumuz sivil toplum örgütleri köye ziyarette bulundu ve raporlama çalışmamız olmuştu. Geçtiğimiz hafta da Zorava köyüne güvenlik güçlerinin baskını oldu, ailelerle kurduğumuz iletişimde kişilerin kalkan olarak kullanılması uygulamaları tarafımıza bildirildi. Özellikle telefonla köydeki evlerin içinin videoya alınıp güvenlik güçlerine verilmesi çok ciddi bir iddia. Burada soruşturmanın öznesi olan güçler, güvenlik güçleridir. Bir operasyon ve arama kararı varsa bunu kendilerinin yerine getirilmesi gerekiyor. Bir yurttaşı buna zorlamak en basit tahliliyle kişinin özgürlüğü ve güvenliği hakkını ihlalini meydana getiriyor” ifadelerini kullandı.
Sokağa çıkma yasağının hukuka uygun olmadığını belirten Yılmaz, “Biz hem Diyarbakır Valiliği’nin hem de Sur Kaymakamlığı’nın resmi sitesine baktık, sokağa çıkma yasağı ile ilgili herhangi bir karar yok. 2016’dan bu yana sokağa çıkma yasakları ile ilgili yapılan düzenlemeyle İl İdare Kanuna göre ilan ediliyor. Bunun da hukuksuz olduğunu belirtelim” diye belirtti.
‘HUKUKSUZ UYGULAMALARDAN VAZGEÇİN’
Yılmaz, bu tür uygulamalarda hukuksuzluğa maruz kalan yurttaşların İHD’ye başvurması çağrısında bulunarak, şunları söyledi: “Kırsal bölgelerde insanların bize ulaşması zor olabilir ancak en ufak iletişim kaynağıyla bile bize ulaşabilirlerse bu konuda İHD olarak elimizden gelen bütün hukuki girişimlerde bulunabiliriz. Bu tarz hukuksuz gözaltıları kanıksamamak gerekir. Yasal tüm yollara başvurulmalı. İçişleri Bakanlığı ve hükümete de çağrımız, bu tarz uygulamalardan vazgeçilmesi gerektiğidir.”
MA / Eylem Akdağ
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***