CHP Muğla Milletvekili Süreyya Öneş Derici, yabancıların konut alımı yoluyla Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı elde etmesi konusunda meclise 14 soruluk bir önerge verdi.
Daha önce 1 milyon ABD Doları değerinde ev satışı yoluyla Türk vatandaşlığına başvuru hakkı veren kanun, alınması gereken gayrimenkulün değerini 250 bin ABD Dolarına indirmiş, sonradan kamuoyundan gelen tepkiler üzerine bahsi geçen gayrimenkul değeri 400 bin ABD Dolarına yükseltilmişti. Kanuna göre yabancılar yüksek fiyatlı gayrimenkuller satın almak, Türkiye Cumhuriyeti bankalarında yüklü miktarda para bulundurarak mevduat hesabı açmak ya da iş kurup istihdam yaratmak gibi yatırımlar ile T.C. vatandaşlığına başvuru hakkı elde edebiliyorlar. Benzer uygulamaların yürütüldüğü ülkelerin pek çoğunda ise bu gayrimenkulleri satın almak yeterli olmuyor. Diğer ülkelerin pek çoğunda konut alımı karşılığında uzun süreli oturma izni elde eden yabancılar, 5 ila 7 yıl arası bir süre sonra vatandaşlığa başvurma hakkını elde edebiliyorlar.
DÜNYADA EN KOLAY VATANDAŞLIK VEREN ÜLKELERDEN BİRİYİZ
Muğla Milletvekili Süreyya Öneş Derici verdiği soru önergesinde, bu uygulamanın Türkiye’yi dünya genelinde konut satışı yoluyla vatandaşlık veren ülkeler arasında en kolay vatandaşlık veren ülke haline getirdiğini ve bu durumun potansiyel güvenlik açıklarını gündeme getirdi.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya yöneltilen soru önergesinde Öneş Derici, son günlerde medyaya konu olan, İsveç’te uyuşturucu ticaretine adı karışan Rawa Majid’in Türkiye’de olduğu ve hatta mülk edinme yoluyla Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına hak kazandığı iddialarını da gündeme getirdi. Öneş Derici, “Bahsi geçen şahsın vatandaşlık alabilmesini mümkün kılabilecek kadar ciddi bir güvenlik zafiyetinin var olmasının sebebi nedir? Bu tip şahısların ülke sınırlarımızdan içeriye bile girememesi gerekirken, mülk edinebilmesini ve vatandaşlık alabilmesini sağlayan güvenlik soruşturmasında, bu tip suç unsurlarının tespit edilememesinin nedeni nedir? Yukarıda geçen güvenlik zafiyeti hangi kurumların sorumluluğunda meydana gelmiştir ve bu tip durumların yaşanmasına sebebiyet veren yetkililerimizin görev ihmalinin bir daha yaşanmaması için ne gibi önlemler alınmıştır?” diye sordu.
KONUT ALARAK TÜRK VATANDAŞLIĞI ALANLAR ÜLKEMIZDE NE GİBİ FAALİYETLERDE BULUNUYORLAR?
Muğla Milletvekili Süreyya Öneş Derici, konut alımı yoluyla Türk vatandaşlığı elde eden yabancıların, vatandaşlık aldıktan sonra ülkemizde ne gibi faaliyetlerde bulunduklarını takip eden bir mekanizma olup olmadığını İçişleri Bakanına sordu. Özellikle 2015 yılında patlak veren mülteci krizi başladığından bu yana ülkemizde konut alımı yoluyla kaç kişinin vatandaşlık aldığını soran Öneş Derici, önergesinde bu kişilerin uyruklarını ve vatandaşlık aldıktan sonra ülkemizde ne işle iştigal ettiklerini sordu.
İşte önergede geçen 14 soru:
“Yukarıda bahsi geçen, yatırım yolu ile Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı elde eden yabancı uyruklu kişilerin, ve bu kişilerin beraberinde getirdikleri aile üyelerinin, oturum izni ve vatandaşlık elde ettikten sonra ülkemiz içerisinde ne gibi faaliyetlerde bulunduklarını takip eden bir mekanizma var mıdır? Var ise bu mekanizma ne şekilde yürütülmektedir?
Vatandaşlığa alınan bu şahısların nerelerde yaşayıp ne işle iştigal ettiklerinin takibi hangi yöntemlerle, hangi kurum tarafından, nasıl yapılacaktır?
Yukarıda bahsi geçen kanuni yükümlülükleri sağlayarak vatandaşlık elde etmiş olan yabancı uyruklu kişilerin, vatandaşlık başvurularını yaparken adli sicil kayıtları temiz olsa bile, vatandaşlık elde ettikten sonra suça karışabilme ihtimalleri göz önüne alındığında; bahsi geçen yabancı uyruklu kişiler arasından, vatandaşlık elde ettikten sonra herhangi bir suç işlemiş olan ve/veya milli güvenliğimizi tehdit edecek bir eylemde bulunan kişilerin yıllara dağılımı görünecek şekilde uyrukları ve sayıları kaçtır? Bu kişilere uygulanan cezai işlemler arasında, vatandaşlıktan çıkarma ve sınır dışı etme uygulamaları bulunmakta mıdır?
Geçtiğimiz günlerde TBMM’deki önergelere ve medyaya konu olan, İsveç’te uyuşturucu ticaretine adı karışan Rawa Majid’in Türkiye’de olduğu ve hatta mülk edinme yoluyla Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına hak kazandığı iddiaları göz önüne alındığında, bu iddialar doğru ise, bu durum, suç örgütü liderlerinin sahte isim ve kimlikler ile ülkemizde mülk edinme yoluyla vatandaşlık alabildiğini göstermektedir. Bahsi geçen şahsın vatandaşlık alabilmesini mümkün kılabilecek kadar ciddi bir güvenlik zafiyetinin var olmasının sebebi nedir? Bu tip şahısların ülke sınırlarımızdan içeriye bile girememesi gerekirken, mülk edinebilmesini ve vatandaşlık alabilmesini sağlayan güvenlik soruşturmasında, bu tip suç unsurlarının tespit edilememesinin nedeni nedir?
Yukarıda geçen güvenlik zafiyeti hangi kurumların sorumluluğunda meydana gelmiştir ve bu tip durumların yaşanmasına sebebiyet veren yetkililerimizin görev ihmalinin bir daha yaşanmaması için ne gibi önlemler alınmıştır?
Yukarıda açıklanan kanunlar sayesinde bu kadar kolay yoldan ve kısa sürede Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı elde edilmesinin yaratabileceği olası problemlere ilişkin çalışmalarınız var mıdır? Var ise detayları nelerdir?
Yukarıda bahsi geçen örnekteki gibi güvenlik zafiyetlerinin yaşanmaması adına, yatırım yoluyla T.C. vatandaşlığı verilmesi uygulamasının sebep olabileceği, milli güvenliğimizi tehdit eden olası zafiyetler hususundaki önlemleriniz nelerdir?
6458 sayılı Kanunun 31. maddesinin birinci fıkrasının (j) bendi uyarınca oturma izni alanlar ve Türk Vatandaşlığı Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin “Türk vatandaşlığının istisnai olarak kazanılması, başvuru için gerekli belgeler ve yapılacak işlemler” başlıklı 20. Maddesi kapsamında gayrimenkul yatırımı yoluyla Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı elde etmiş olan yabancı uyruklu kişilerin, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde çalışarak ülkemize hizmet etme ve çalıştıkları için gelir vergisi ödeme zorunlulukları var mıdır?
Yukarıda bahsi geçen yabancı uyruklu kişilerin vatandaşlık elde ettikleri tarihten bu yana ülkemizde çalışıp çalışmadığı ve çalışarak gelir vergisi ödeyip ödemedikleri kontrol edilmekte midir?
Yukarıdaki soruda bahsi geçen konuda bir kontrol mekanizması var ise, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını elde ettikten sonra çalışmayan ve gelir vergisi ödemeyen kişilerin özellikle düzensiz göç krizinin patlak verdiği 2015 yılından günümüze kadar olan süreçte yıllara göre sayıları kaçtır ve bu kişilerin uyrukları nedir?
Gayrimenkul yatırımı yoluyla oturum iznine başvuracak olan yabancı uyruklu şahısların satın aldıkları gayrimenkuller için KDV ödemesinden muaf olmalarının gerekçesi nedir?
Gayrimenkul satın alırken KDV’den muaf olan bu kişiler, Türkiye’de satın aldıkları evler için tıpkı diğer vatandaşlarımız gibi emlak vergisi, kira gelir vergisi, çevre temizlik vergisi gibi vergileri ödemekteler mi?
Bunları ödemekten de muaflar ise, bunun gerekçesi nedir?
Ülkemizdeki büyük ekonomik kriz ve geçim sıkıntısı göz önüne alındığında, yukarıda bahsi geçen KDV muafiyeti gibi durumların yabancı uyruklu şahıslar ile Türk uyruklu T.C. vatandaşları arasında oluşturduğu eşitsizlikler konusunda ne gibi çözümler uygulamayı düşünüyorsunuz?
Ülkemizin güvenliği açısından son derece sakıncalı olduğu açık olan, kontrolü için tedbir alınmayan, tüm dünyaya çok değerli T.C. vatandaşlığını konut satışı yoluyla dağıtan bir devlet olduğumuz mesajını veren bu uygulamanın daha ne kadar sürdürülmesi planlanmaktadir?”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***