Avrupa Şampiyonu olan Türkiye Kadın Millî Voleybol Takımı’nın başarısı gerici kitlelerin hedefi oldu. Şampiyonluk kupasıyla Türkiye’yi sevince boğan milli takım, Yeni Akit yazarı Ahmet Gülümseyen tarafından ‘milli’ bulunmadı.
Gülümseyen, bu kaleme aldığı yazısında, “Bir spor takımı düşünün. Ne mahalle, ne de il veya ilçenizden de öte ülkenizi temsil etsin. Bu takım toplumun ‘ortak’ değerleriyle barışık olmasın. Ve siz o takıma ‘milli’ yakıştırması yapın. Halkın değerleriyle barışık-uyumlu olmayan sporcular ‘dövmeli-sapkın’ şeklinde yakıştırmaya muhatap olsunlar. Her şeyden önemlisi, yapılan spor, nüfusunun %99’u Müslüman denilen ülkede yer alsın ve yapılan faaliyetler Kur’an ve Sünnetle bağdaşmayacak şekilde gerçekleşsin. Bu sürecin adı da spor. Son Avrupa Şampiyonası öncesi-esnası ve sonrasında yaşananlara baktığımızda sporun nasıl ‘modernleşebileceği’ nerden nerelere yorumunun yapıldığı ve bu süreç, toplumun milli ve manevi değerlerinden nasıl koparılabileceğine somut örneği olmaktadır. Azınlığın çoğunluk üzerinde nasıl bir ‘yıkıma’ neden olabileceği, bizlere ‘sözde’ ilk dünya ‘güzeli’ seçilen Keriman Halis somut örneğini hatırlatacak boyuttaki bir süreç…” ifadeleriyle kadın voleybol takımını hedef aldı.
Gülümseyen, yazısının devamında şu ifadeleri kullandı:
“Sporculara sorsanız, çok arzu etti ve çalıştılar, ‘başarı’ ondan sonra geldi. Ekonomi, sanayi, sanat, kültür, eğitim ve her alanda güçlü olmak bir hükümet politikası. Bu gelişmişliği ‘spor’ alanında da göstermek için, mutlaka ‘sportif’ başarı elde etmek gerekmiyor. Tartışmalara zemin hazırlamayacak makul olanı, sporun performans-yarışmacı dışında, sağlık için hareket boyutu. Daha çok ‘Voleybolcularımız (ki yukarıda saydığımız nedenlerden dolayı bu sporcular beni temsil etmiyor) Avrupa’da tarih yazdı derken, elde edilen ‘sportif’ sonuçlar, hangi vatandaşın ‘bütçesine’ katkı sağlayıp, ‘dostluğunu’ perçinledi. Böyle bir yansıma olmadığına göre, duyarlı hiçbir vatandaşımız çıkıp, ‘Beni temsil etti’ diyemez, dememeli. Çünkü, kendisi sürecin içerisinde yer almadığı kanaatinde…
Birilerinin sevindiği yerde, birileri ‘gelecek’ açısından kaygı duyuyorsa, siz buna gelişmişlik diyemezsiniz? Sportif başarı diye ‘alkışlamaya’ kalktığınız yerde, dahili ve harici güçlerin ‘aleyhinizde’ harekete geçtiğine şahit oluyorsunuz. Toplumun ‘sinir’ uçlarıyla oynama ‘küstahlığını’ gösteriyorlar. Siz şimdi buna spor mu diyeceksiniz?”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***