Gazeteci Müyesser Yıldız, kendi sitesinde yayımladığı yazısında, Genelkurmay Başkanlığı’na getirilen 2. Ordu Komutanı Orgeneral Metin Gürak ve Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu arasındaki davada yaşananları anlattı.
Milli Güvenlik Kurulu toplantısında, Genelkurmay Başkanlığı’na vekalet eden Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Musa Avsever’in konuşması sırasında duygulanıp neredeyse ağlama noktasına geldiğini anlatan Yıldız, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ona sarılıp, “Kendisi duygulandı, biz de duygulandık, sağ ol” dediğini hatırlattı.
Yaşanan olay üzerine Yıldız, yeni Genelkurmay Başkanı Metin Gürak’ın, 6 Şubat depremlerinde müdahale etmek istediği gelen “beklemede kalın” emri üzerine üzüntüden ağladığına yönelik Barış Terkoğlu’nun yazısını gündeme getirdi. Gürak’ın “bir komutan asla ağlamaz” diyerek Terkoğlu’na açtırdığı soruşturmanın akıbetini anlattı.
İşte o yazı:
Bir hafta önce TSK’nın yeni komuta kademesi belli oldu ve Genelkurmay Başkanlığı’na 2. Ordu Komutanı Orgeneral Metin Gürak getirildi.
TSK’nın önemli bir teamülü daha yıkılmıştı; ama üzerinde durulmadı, bir cümle ile geçiştirildi. Gürak, Kuvvet Komutanlığı yapmadan Genelkurmay Başkanlığı’na atanan isim oldu.
Bundan önce de Ordu Komutanlığı yapmayan Hulusi Akar’ın Kara Kuvvetleri Komutanı olduğunu görmüştük.
Ha, yeni rejimle birlikte zaten Genelkurmay Başkanının TSK’da herhangi bir etki ve yetkisi kalmadı, o da ayrı mesele!..
Dünkü Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısına ise Gürak atanana kadar Genelkurmay Başkanlığı’na vekalet eden Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Musa Avsever’in vedası damga vurdu. Bir teşekkür konuşması yapan Avsever duygulanıp neredeyse ağlama noktasına gelince Erdoğan ona sarılıp, “Kendisi duygulandı, biz de duygulandık, sağ ol.” dedi.
Peki yeni Genelkurmay Başkanımız Orgeneral Gürak’ı en son hangi olaydan hatırlıyoruz?
6 Şubat’ta yaşanan Kahramanmaraş merkezli büyük depremden.
2. Ordu’nun konuşlu bulunduğu Malatya da depremden etkilenmişti. Eski asker Zeki Üçok gazeteci kardeşimiz Barış Terkoğlu’na, depremde TSK’nın elinin kolunun nasıl bağlandığını anlatırken şu iddiayı dillendirdi:
“Benim şöyle bir duyumum var. 2. Ordu Komutanı, bir an önce depreme müdahale etmemiz lâzım demiş. Beklemede kalalım denilince üzüntüden ağlamış.”
İktidar medyası hemen, sözkonusu iddianın Milli Savunma Bakanlığı ve Gürak tarafından yargıya taşınacağını duyurdu. Öte yandan dava açılmasını gerçekte dönemin Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın istediği, ama Gürak’ın buna pek sıcak bakmadığı da konuşuldu.
“BİR KOMUTAN ASLA AĞLAMAZ”
Neticede Gürak’ın avukatı, “kişilik hakları ihlal edildiği” gerekçesiyle Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvurup, Terkoğlu’na 20 bin liralık manevi tazminat davası açtı.
Orgeneral Gürak da “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaydığı” iddiasıyla Terkoğlu hakkında Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Ancak Malatya, Cumhuriyet Gazetesi’nin yönetim yeri İstanbul olduğu için yetkisizlik kararı verip dosyayı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi.
Öncelikle Gürak’ın avukatının, TSK Mehmetçik Vakfı’na bağışlanacağını vurguladığı 20 bin liralık tazminat davası dilekçesinde neler olduğunu hatırlatalım. Özetle şunlar vurgulandı:
“Bir komutan asla ağlamaz. Nitekim yazıda geçtiği şekilde bir durum yaşanmadığı gibi, başarılı bir subay olan müvekkilim de görev hayatı boyunca hiçbir zaman ağlamamış, aksine dirayetle her görevi ifa etmiştir… Depremin ilk saatinden itibaren görevinin başında olan ve birliklerini depreme müdahalede görevlendiren 2. Ordu Komutanı’nın acz ve çaresizlik içindeymiş gösterilmesi, müvekkilin komuta kabiliyetini zayıflatıcı niteliktedir.”
Bu arada Terkoğlu’nun yazısının, sadece Gürak değil, TSK hakkında da olumsuz kanaat oluşturacağı belirtilip, “Şüphesiz, TSK böyle bir zafiyet içinde değildir.” denildi.
“HALKI YANILTICI” BİLGİ Mİ YAYDI?
Orgeneral Gürak’ın suç duyurusuna gelince; “Üzüntüden ağlamış” şeklindeki ifadelerin gerçeği yansıtmadığını, ayrıca “deprem sonrasında 2. Ordu Komutanlığı’na bağlı askeri birliklerin ve bu birliklerde görevli personelin deprem nedeniyle oluşan afet durumuna geç müdahale ettiği, deprem bölgesine müdahale eden birlikler ve askeri personel sayısının da yeterli olmadığın ileri sürülmesiyle halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçunun işlendiğini” savundu.
Savcılığın ifadesini aldığı Barış Terkoğlu ise Zeki Üçok’un depreme geç müdahale edildiği şeklindeki değerlendirmelerin kamuoyuna yansıyan bilgilerle uyumlu olduğunu ve yapılan eleştirinin haber değeri olduğunu vurgularken, Gürak’a karşı hiçbir ithamda bulunulmadığı gibi, tam aksine üzüldüğünden bahsedilerek hakkında olumlu bir ifade kullanıldığını söyledi.
Gürak’ın Genelkurmay Başkanı olmasının ardından Terkoğlu’nun yazısı kastedilerek; “Gürak deprem sırasında gösterdiği performans ile bir kez daha adından söz ettirdi. O dönemde ortaya atılan ve yalanlanan bazı iddiaların arkasında Gürak’ın adının Genelkurmay Başkanlığı için geçiyor olmasının etkisi olduğu biliniyor.” şeklinde yorumlar yapıldığını, yani bu yazıyla adeta Gürak’ın önünün kesilmek istendiği mesajının verildiğini belirtelim ve suç duyurularından birisinin akıbeti hakkında bilgi verelim.
Savcı, işlendiği iddia edilen “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçunun yasal unsurlarının oluşmadığına, ayrıca eğer yazıda eksiklik ya da gerçeğe aykırı hususlar var ise Gürak’ın tekzip etme veya yazıya erişim engeli getirilmesini isteme imkânı bulunduğuna dikkat çekerek, “Kovuşturmaya yer yok” kararı verdi.
Karar tam da Gürak’ın Genelkurmay Başkanlığı’na atandığı gün Terkoğlu’nun eline ulaştı.
Yeni Genelkurmay Başkanımız, söz konusu karara itiraz edip Terkoğlu’nu cezalandırılmasında ısrarcı olacak mı; bekleyip göreceğiz.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***