Türkiye’nin en büyük metropolü İstanbul’da eski bir apartman binasının yıkılması sırasında toz ve enkaz yığını etrafa dağılıyor. Çevrede toplananlar arasında binanın eski sakinlerinden İbrahim Özaydın da var. Yıkımı kaygıyla izleyen Özaydın binasının birkaç ay önce belediye ekipleri tarafından sağlam olmadığı için işaretlendiğini anlattı.
Associated Press haber ajansına konuşan Özaydın, belediyenin “oturulamaz” raporu vermesinin ardından kötü yapılan bir binaya razı olmaktansa, ailesiyle birlikte kendi evlerini inşa etme kararı aldıklarını söyledi.
Altı ay önce bugün Kahramanmaraş’ı vuran 7,8 büyüklüğündeki deprem 10 ili daha etkilemişti. Depremde 50 binden fazla kişi hayatını kaybetmiş ve yüzbinlercesi evlerinden olmuştu. Evsiz kalanlar çadır kentlere ve diğer geçici barınaklara sığınmıştı.
Uluslararası Çalışma Örgütü, depremin ardından 658 bin kişinin işsiz kaldığı tahmininde bulunuyor. Depremde 300 binden fazla bina zarar gördü. Enkaz altında kalanların kurtarılması için çalışmalar yapıldı, yıkımın eşiğindeki binalar iş makineleriyle yıkıldı, enkaz kaldırma çalışmaları yürütüldü.
İstanbul’da binaları güçlendirme çalışmaları
Deprem bölgesinden uzakta Türkiye’nin en büyük metropolü İstanbul’da da yıkım manzaraları görülüyor. İstanbul’da binalar arama kurtarma çalışması için değil, gelecekte böyle manzaralar yaşanmaması için tedbir amacıyla yıkılıyor.
Yalnızca Özaydın, ailesi ve akrabalarının yaşadığı bina da yıkılanlar arasındaydı. Zemin katta ailenin bir de dükkanı vardı. Aile başka bir yerde kendilerine yeni bir ev inşa ederek dükkanlarını da oraya taşımayı başardı. Ancak yüz binlerce binanın risk altında olduğu ve daire fiyatlarının tırmandığı İstanbul’da herkes onlar kadar şanslı değil.
İstanbul önemli bir fay hattının üzerinde yer alıyor. Uzmanlar hattın her an kırılabileceği uyarısında bulunuyor. Hükümet ve yerel yönetimler Şubat ayındaki depremin yaralarını sarmaya çalışırken bir yandan da diğer kentleri olası depremlere hazırlamak için zamana karşı yarışıyor.
Siyasi rekabetin gölgesinde depreme hazırlık çalışmaları
Bununla birlikte, siyasi rekabet deprem hazırlıklarını da etkiliyor. Hükümet ve İstanbul Belediyesi risk altındaki binaların sayısı konusunda anlaşamıyor. Ancak her ikisi de bu sayıyı yüz binlerle ifade ediyor.
İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu Şubat ayındaki felaketin ardından 10 bin kişinin yaşadığı 318 binanın yıkılacağı haberini verdi.
Seçim kampanyası sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir yıl içinde 319 bin yeni bina inşa etme sözü vermiş ve seçmenleri yalnızca kendisinin deprem bölgesini yeniden ayağa kaldırabileceğine ikna etmeye çalışmıştı.
İstanbul Belediyesi’nin yıkımların başındaki ismi Buğra Gökçe ise sadece ne kadar yeni bina yapıldığının değil mevcut binaları güçlendirmenin de bir o kadar önemli olduğunu söyledi.
Uzmanlar ve Erdoğan’ı eleştirenler Şubat ayındaki felaketin boyutunun ekonomik büyümeyi destekleyen inşaat patlaması sırasında cumhurbaşkanının bina kurallarını yeterli şekilde uygulamamış olmasından kaynaklandığını söylüyor.
Ankara, depremden etkilenen 11 ilde zarar gören binaların tespiti için çok sayıda program başlattı. Depremzedelere hem maddi yardım hem de TOKİ konutlarında kalma imkanı sunuldu.
Mayıs ayındaki seçimlere yaklaşılırken hem iktidar partisi hem de muhalefet tarafından birçok söz verilse de deprem bölgesindekiler daha hızlı hareket edilmesini istiyor.
AP’nin Hatay’da konuştuğu avukat Mehmet Ali Gümüş, insanların ümitlerini kaybetmeye başladıklarını belirtti ve Hatay’da yeniden inşa çalışmalarının hala başlamadığını söyledi. Gümüş sığınaklardaki durumun da gün geçtikçe kötüleştiğine dikkat çekti.
Gümüş’e göre insanlar 42 santigrat derece sıcakta metal konteynerlerde ve çadırlarda klimaları olmaksızın yaşamaya çalışıyor. Öte yandan sinek, yılan ve diğer canlılar da depremzedeler için tehdit oluşturuyor.
Bir diğer tehdit de depremzedelerin kaldığı alanların çok yakınına yığılan enkaz yığınları. Gümüş herkesin “Depremden kurtulduk ama 5-10 yıl içinde asbest yüzünden kanser oluruz” dediğini aktardı.
Hatay Valiliği’nin sosyal medyadan yaptığı açıklamada enkaz yığınlarındaki asbest oranının yasal limitler içinde olduğu ve tehlikeli olmadığı belirtildi.
Seçimlerden önce somut vaatlerde bulunulduğunu ancak daha sonra somut hiçbir şey duymaz olduklarını söyleyen Gümüş, hükümetin depremzedelere yeni konutlar sağlamadığını mevcut konutları da güçlendirmediğini kaydetti.
Bir diğer Hatay sakini Bestami Coşkuner ise elektrik kesintileri ve su sıkıntısı nedeniyle İzmir’e taşınacağını söyledi.
Uzmanlar İstanbul depremi için uyarıyor
Naci Görür gibi uzmanlar İstanbul’da olası bir depremin etkileri konusunda uyarıyor. Görür alınan önlemlerin alınmayanların çok gerisinde kaldığını ve İstanbul’un binaların yapısı ve bina inşaat kuralları açısından depreme hazır olmadığını söylüyor.
Görür, etkilenen bölgelerdeki toprağın binalarda “rezonasyona” neden olduğunu ve bunun da yapıların deprem sırasında sağlam kalmasını daha da zorlaştırdığını söyledi.
Doğu Anadolu fay hattı olarak bilinen hatta 1999 yılında Adapazarı merkezli 7,4 büyüklüğünde deprem meydana gelmiş, tahminen 18 bin kişi hayatını kaybetmişti.
Görür siyasetin gölgesinde kalınmasaydı sadece İstanbul’u değil, tüm Türkiye’nin şimdiye kadar depreme hazır hale gelmiş olacağını söyledi.
Görür, hükümetin niyetinin iyi olduğuna inandığını ancak işlerin bu şekilde aceleye getirilmemesi gerektiğini düşündüğünü ekledi.