Hale GÖNÜLTAŞ
ANKARA – Suriye’deki son toprak parçasını 2019’da kaybetmesinin ardından çölde saklanan IŞİD, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu dokuz ülkede taban kazanmak için yeniden yapılanma sürecine girdi. “Mekteb-i Furkan” adı altında gerçekleştirilen yeni yapılanmanın faaliyet gösterdiği ülkeler arasında Türkiye’nin yanı sıra Gürcistan, Azerbaycan, Rusya, Ukrayna, Çeçenistan, Mali, Uganda ve Sudan bulunuyor.
İDDİANAME DİYARBAKIR’DA HAZIRLANDI: SİLAHLI EĞİTİM GÜRCİSTAN’DA VERİLİYOR
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın IŞID’in yeni yapılanması hakkında hazırladığı iddianamede yer verilen bilgilere göre, ismi geçen ülkelerde örgüte yeni eleman kazandırmak için propaganda çalışmaları, finansman sağlama, yeni militanlara silahlı ve askeri eğitim çalışmaları yapılıyor. Örgüte özellikle Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan’dan kazandırılan tabanın, “silahlı ve askeri eğitimlerini” Gürcistan’da aldıkları ortaya çıktı…
IŞİD SURİYE ÇÖLÜNE ÇEKİLDİ AMA VUR-KAÇ SALDIRILARI SÜRÜYOR
IŞİD militanları, Suriye’de ellerinde tuttukları son nokta olan Bağuz’dan Suriye Demokratik Güçleri (SDG) tarafından temizlendikleri 2019’dan bu yana, çölde saklandıkları bazı yerleri korumaya devam ediyor. IŞİD, her ne kadar çölde bulunsa da Suriye’nin özellikle kuzey ve kuzeydoğusunda vur-kaç saldırılarını sürdürüyor.
Elbette, bu saldırılarda hâlâ Rakka ve İdlib’de saklanan eski militanların önemli bir etken olduğunu söylemek mümkün. Suriye ve Irak’ta binlerce yerli ve yabancı IŞİD militanı çatışma alanlarında ölmüştü. Bazıları ise hayatta kalmıştı. Aralarında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları da bulunan binlerce IŞİD militanı, bölgedeki cezaevlerinde ya da İdlib ve Rakka gibi bölgelerde saklanabilmiş; bazıları da komşu ülkelere geçiş yapmıştı.
ANKARA’DA DEVLET HASTANESİNDE TEDAVİ GÖREN IŞİD’Lİ…
Sözgelimi, bu yazı dizisini hazırlama sürecinde Ankara’da görüştüğüm bir IŞİD’li, yaklaşık üç yıl önce Suriye’den kaçak yollarla Türkiye’ye döndüğünü anlattı. Bu IŞİD’li, 2013’te örgüte katıldığında askeri eğitimi devam ederken ön cepheye giderek, Rus ve Çeçenlerden oluşan birliklerin yanında yer almayı tercih ettiğini söylüyor.
Gerekçesini şöyle aktarıyor: “IŞİD’e cihat için katıldım. Askeri eğitimi aldıktan sonra beni geri göreve verdiler. Cihat yolunda ölüme gitmek için IŞİD’e katıldım. Geri planda kalmak istemedim. Bulunduğum yerden kaçarak çatışma alanlarındaki Rus ve Çeçen birlikleri ile savaşmaya başladım.”
Şu anda Türkiye’de bulunmasının nedeni ise tedavi olmak. Çatışma alanında el bombasının elinde patlaması sonucu bir uzvunu yitirmiş. Ağır yaralanma ve uzuv kaybının ardından uzunca bir süre Rakka’da tedavi görmüş, bölgede ileri tıbbi imkanlar olmadığı için yaraları kapanınca bir süre dini eğitim vermiş. Bu süreçte bağımlılık yapıcı maddelere alışmış.
AMCASI SURİYE’DEN GETİRMİŞ, ANTEP’TEN ARABA İLE ANKARA’YA GİTMİŞLER
IŞİD’linin aktardığına göre, bu süreçte WhatsApp üzerinden ailesi ile sürekli iletişim halindeydi. Küçük amcası, bölgede faaliyet gösteren insani yardım örgütlerinin desteği ile Suriye sınırını geçip yeğenini bulunduğu yere gitmiş; İdlib’de çeşitli grupların tardımı ile IŞİD’li yeğenini Suriye sınırından kaçak yollarla Türkiye’ye getirmiş. Antep’te IŞİD’linin babası ile buluşmuşlar; özel araçları ile karayolundan Ankara’ya gelmişler.
IŞİD’li, hakkında arama kararı ya da örgüt üyeliğinden açılmış bir dava olmadığı için hayatına kaldığı yerden devam etmiş. Fakat madde bağımlılığı iyice artıp yakınlarına fiziksel şiddet uygulayınca, ailesi bir sağlık kuruluşunda yardım almasını sağlamış. Şu anda bir devlet hastanesinde kaybettiği uzvun takılması için tedavi süreci devam ediyor. Bağımlılık yapan ilaç ve maddeleri kullanmaya devam ediyor. Ve, tedavisi tamamlandıktan sonra yeniden Suriye’ye gitmek konusunda kararlı. Nedenini “Ölümünün cihatta, cihat topraklarında olmasını istemesi” ile açıklıyor…
IŞİD’İN İÇ GÜVENLİK AĞI SÜREKLİ TAKİPTEYDİ
Yıllar içinde Irak ve Suriye’deki operasyonlarda öldürülen IŞİD’liler birkaç gruba ayrılıyor. Bunların hepsi farklı şekillerde, farklı zamanlarda çatışmalarda öldürüldü. Ankara’da görüştüğümüz IŞİD’li gibi binlerce kişi, örgüte “cihat” adına ölmek üzere katılmıştı. Gruba “tutkuyla” bağlı olanlar, intihar içerenler de dahil, en tehlikeli görevlere gönüllü olup çatışmalarda öldürüldü.
Öte yandan, bazıları da örgütün bizzat kendisi tarafından öldürüldü. Bazı üyeler mallarını mülklerini satıp, aileleriyle birlikte ülkelerini terk ederek “ütopik bir İslam devleti” olacağını düşündükleri Suriye’ye gitmek üzere yola çıkmıştı. Ancak oraya vardıklarında herhangi bir bağlantıları ve paraları olmadığından belirsizliklerle dolu bu ortamda kendilerini kapana kıstırılmış hissetiler. Musul ve Rakka IŞİD’den temizlendikten sonra Suriye sınırından kaçak yollarla Türkiye’ye geçtiler.
Kaçak geçişlerde insan kaçakçılarına ödenen ücret kişi başına 7 bin ila 10 bin Amerikan dolarıydı. Bu miktarda parası olsa dahi, kendisine yardım edecek kaçakçının IŞİD’in İç Güvenliği (Emni) adına çalışmadığının garantisi yoktu. Parasını, kendini kaçakçı olarak tanıtan kişiye verse dahi, eğer bu kişi IŞİD’in iç güvenliğinde yer alıyorsa, cihat bölgesinden kaçtıkları için hem kendisinin hem de ailesinin öldürülme ihtimali yüksekti.
CEZAEVLERİNDE ÖLDÜRÜLEN IŞİD MİLİTANLARI DA VAR
IŞİD içindeki başka bir grup da, örgüt liderleri ile anlaşamadıkları için tehlikeli görülenlerdi. Bunlar arasında ‘İslam Devleti’nin hayal ettikleri ütopya olmadığını fark ettikleri zaman IŞİD’i kafir olmakla (tanrının varlığını ve birliğini inkâr eden kimse) suçlayan ve son derece radikal Müslüman olan tekfirciler (kendileri gibi inanmayanları kafir olmakla itham eden Müslümanlar) yer alıyordu.
Tartışma yaratan kişiler, bilinçli olarak IŞİD’in kontrolünde olan yerlerden alınıp, Suriye ordusu tarafından yakalanacakları bölgelere bırakılıyordu. Suriye askerlerince ülkedeki cezaevlerine konulan IŞİD’liler, içerdeki militanlar tarafından öldürülüyorlardı.
TÜRKİYE’YE GEÇENLER DE VAR
Bir kısım IŞİD militanı da örgütün güç kaybetmesinin ardından Suriye sınırından Türkiye’ye geçti. Bu kişiler, Türkiye’de selefi cihatçı yapılanmaların da desteği ile yaşamaya devam ediyor.
IŞİD’İN YENİ YAPILANMASI: MEKTEB-İ FURKAN
IŞİD’in vilayetlerle yönetilen bir yapı olduğu düşünülürse, örgütün Suriye ve Irak’ta güç kaybetmesinin ardından bu vilayetler üzerindeki komuta ve kontrolü esnedi. IŞİD bir süre önce Şam Vilayeti’ne bağlı olarak taban kazanmak, cihatçı ideolojisini yaymak, kazanılacak tabana silahlı ve askeri eğitim vermek, finans sağlamak için yeni bir yapılanmaya gitti.
İSTİHBARAT TESPİT ETTİ, YAKALANAN MİLİTANLAR ANLATTI…
“Mektep-i Furkan” adı altında gidilen yeni yapılanmada ise Türkiye’nin yanı sıra Gürcistan, Azerbaycan, Rusya, Ukrayna, Çeçenistan, Mali, Uganda ve Sudan yer alıyor.
GÜRCİSTAN’DA SİLAHLI EĞİTİM ALIP TÜRKİYE’YE GELİYORLAR
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca IŞID’in yeni yapılanmasına yönelik hazırlanan iddianamede yer verilen bilgilere göre, örgütün yeni yapılanması taban kazanmak için propaganda çalışmaları yapıyor; silahlı, askeri eğitimlerini Gürcistan’da alıyor. Bu bilgi, istihbarat birimlerine dayandırılıyor.
İddianamede ayrıca başta Ankara, Diyarbakır, Batman, Gaziantep ve Van’da emniyet ve istihbarat birimlerinin ortaklaşa gerçekleştirdiği operasyonlar sonrası yakalanan yerli ve yabancı militanların ifadelerine de yer verildi.
TÜRKİYE’DEKİ ÖRGÜTLENMEDEN SORUMLU KİŞİ, ŞAHAP VARIŞ
İddianameye göre, Türkiye’deki örgütlenmeden sorumlu kişi İdlib’de saklanan Şahap Varış’tı. Şahap Varış, 10 Mayıs tarihinde Türkiye güvenlik güçlerinin İdlib’de düzenlediği operasyonla Türkiye’ye getirildi.
‘AHLAK VE SÜNNET DERGİSİ’ DE GÜRCİSTAN’DA DESTEK VERİYOR
Merkezi Yalova’da yer alan ve Gürcistan’da da temsilciliği bulunan ‘Ahlak ve Sünnet Dergisi’ çevresinde toplanan grubun da, “IŞİD’in yeniden yapılanma süreci ile doğrudan bağlantısı bulunamasa bile taban kazanmak ve silahlı eğitim için dirsek temasında bulundukları”, “Gürcistan’daki temsilcilikleri aracılığıyla örgüt faaliyetlerine destek verdikleri” de, iddianamede dosyalarında yer alan bilgiler arasında.
TÜRKİYE-AZERBAYCAN-GÜRCİSTAN ORTAKLAŞA ÇALIŞIYOR
İddianamede yer alan bilgilere göre, Türkiye-Azerbaycan ve Gürcistan güvenlik güçleri IŞİD’in yeniden yapılanmasına ilişkin faaliyetlerin takibini birlikte sürdürüyor. Her üç ülkede de örgüte yönelik sık sık operasyonlar düzenleniyor.
SİLAHLARI TÜRKİYE’YE NASIL SOKTULAR?
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün, operasyonlar sonrası açıklamalarında ele geçirilen silahların varlığı ve türlerine ilişkin verdiği bilgiler ise pek çok soruyu beraberinde getiriyor: Sözgelimi, IŞİD militanları her operasyonda onlarcası ele geçirilen bu silahları Türkiye’ye hangi yollarla soktu?
TÜRKİYE SORUMLULARI KARAR ALDI: DEŞİFRE OLAN MEKANLARDA BULUŞMA YOK
’in edindiği bilgiye göre, IŞİD’liler ise söz konusu operasyonlar sonrasında yöntem değiştirdi. Buna göre, IŞİD’in Türkiye sorumlularının aldığı ortak karar doğrultusunda, militanlara, “taban bulmak için camii, mescit ve kitapevi gibi artık deşifre olan mekanlarda bir araya gelinmemesi, topluca hareket edilmemesi, IŞİD’den dönenlerin ve sempatizanların cuma namazı için gittikleri mescitlere toplu olarak gidilmemesi”, “cihat ideolojisinin ve taban bulma faaliyetlerinin herkese açık sosyal medya uygulamaları üzerinden yürütülmesi” uyarısı iletildi.
IŞİD SOSYAL MEDYADA ‘REFERANS’ YÖNTEMİ GETİRDİ
IŞİD’in propaganda faaliyetlerini sosyal medya üzerinden yürütmesi, bu yolla tabanını genişletmesi ve finans sağlaması, oluşumundan bu yana gündemde olan bir mesele. IŞİD yeniden yapılanma sürecinde ise kullandıkları sosyal medya uygulamalarına dahil olmak ve gruplarda yer almak isteyenlere bir ya da iki referans zorunluluğu getirdi. Buna göre, talepte bulunanlar ancak referanslar kabul edildiği takdirde siteye veya sosyal medya kanalına üyelik alabiliyor, “sohbetlere” dahil olabiliyor. Bu gruplarda güven sağlandıktan sonra “piknik” gibi etkinliklere de katılmalarına izin veriliyor.
TÜRKİYE’DEN BATI AFRİKA’YA ‘YARDIM PERSONELİ’ KILIĞINDA CİHATÇI AKINI
Uluslararası güvelik açısından risk teşkil eden başlıklardan bir diğeri ise IŞİD saflarından dönen militanların, örgüte taban bulunması ve askeri eğitim verilmesi adına aktif kullanılıyor olmaları.
’in edindiği bilgilere göre, IŞİD saflarından dönen Türkiyeli cihatçılar, örgütle ile organik bağı bulunan derneklerin “yardım personeli” olarak Uganda, Mali ve Sudan’a gidiyor. Cihatçıların bu ülkelere gidiş gerekçesi olarak “su kuyusu açma, yetimhane kurma, sözde yetim çocuklara ekonomik destek vermek” gösteriliyor.
UGANDA ELÇİLİĞİ’NE SORDUK: İNSANİ YARDIM GÖREVLİLERİ ÜLKEDEN ÇIKIŞ YAPIYOR MU?
Bu haberi hazırlama sürecinde Uganda’nın Ankara Büyükelçiliği’nden bir diplomat ile “vize şartlarına” ilişkin yaptığımız görüşmede, Türkiye’den Uganda’ya son altı ay içinde vize alarak giden Türk vatandaşlarının sayısının 2 bine yaklaştığını öğrendik. Aynı diplomat, ülkelerine yardım götürmek, yetimhane açmak gibi gerekçelerle başvuran gruplara (isimlerini yazmadığımız) üç yıla kadar vize verebildiğini belirtti. Diplomat, Uganda’ya “insani yardım” adı altında vize alarak giden Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının vize süreleri dolduğunda Türkiye’ye dönüp dönmediklerini bilmediğini de söyledi.
UGANDA’DA OTURUM İZNİ ALAN ‘İNSANİ YARDIM GÖREVLİSİ’ KAÇ KİŞİ VAR?
Uganda İçişleri Bakanlığı’na bağlı, Göç İşleri ile ilgili kurumun bir yetkilisi ise ülkeye “çoklu vize” alarak gelen kişilerin ülkeye birden fazla kez girip çıktığını belirtirken, yardım görevlisi olarak gelen birçok kişinin ise daha sonra “çalışma izni” için başvuruda bulunduğunu anlattı.
Yetkili, Türkiye’den “insani yardım dernekleri” adı altında ülkeye giden ve “çalışma izni” alarak ülkede kalan vatandaş sayısına ilişkin ise bilgi veremeyeceğini ifade etti; bu sorunun yanıtı için Uganda İç İşleri Bakanlığı ve güvenlik güçlerini işaret etti. Yetkili, “Sorularınızı Uganda İç İşleri Bakanlığı ve Göçmenler, turistler ve oturum izinleri ile ilgilenen güvenlik birimine yöneltmeniz gerekir” dedi.
Bu noktada yanıt bulunması gereken sorulardan biri şu: IŞİD’in referanslı sosyal medya gruplarında yer alıp, insani yardım, yetimhane kurma veya su kuyusu açmak gibi gerekçelerle yine sosyal medyadan “valilik onayı” ile para toplayan ve “insani yardım” adı altında Türkiye’den Uganda’ya giden kişilerin Türkiye’ye geri dönüyor mu?
İkinci soruysa, geri dönmeyen kişilerin Uganda’da hangi faaliyetlerde bulunduklarına dair…
Kaynak:
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***