DÊRSIM – Munzur Festivali kapsamında gerçekleştirilen “Deprem” panelinde konuşan Gebze Teknik Üniversitesi Jeofizik Mühendisi Prof. Dr. Savaş Karabulut, Dêrsim’in depreme hazır olmadığını belirtti.
Dêrsim’de düzenlenen 21’inci Munzur Kültür ve Doğa Festivali kapsamında Sanat Sokağı’nda Dr. Mehmet Yıldırım anısına “Doğal bir olaydan afete: Deprem!” adlı panel düzenlendi. Moderatörlüğünü Dersim Belediyesi İmar Müdürü Özcan Karadağ’ın yaptığı panelde, Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şube Başkanı Esin Köymen, Gebze Teknik Üniversitesi Jeofizik Mühendisi Prof. Dr. Savaş Karabulut, Jeoloji Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Okan Tüysüz, Jeoloji Mühendisi Nihat Mügillioğlu, Munzur Doğa Sporları Arama ve Kurtarma Derneği (MUDAK) temsilcileri Diren Atan ve Hikmet Göken yer aldı.
DEPREMDE YAŞAMINI YİTİRENLER ANILDI
Mereş merkezli 6 Şubat tarihinde meydana gelen depremden fotoğrafların sergilendiği Sanat Sokağı’nda panele ilgi yüksek oldu. Panel depremde yaşamını yitirenlerin anısına bir dakikalık saygı duruşu ile başladı. İlk olarak panelin atfedildiği Hatay’daki depremde yaşamını yitiren Dr. Mehmet Yıldırım’ın kardeşi Murat Yıldırım söz aldı. “Hepimiz depremin ne kadar yıkıcı olduğunu gördük” diyen Yıldırım, “12 gün boyunca Mehmet Yıldırım’ı Defne’de enkaz içinde çıkarmanın ne kadar zor olduğunu gördük. Birçok can gitti, birçok insan vefat etti. Hepsini saygı ile anıyoruz” dedi.
’24 YILDA İSTANBUL’DA AFET RİSKİ AZALMADI’
Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şube Başkanı Esin Köymen ise, afet bilincinin oluşmasının önemli olduğunu söyledi. Köymen, 99 depreminden hemen sonra İstanbul’da 2001 yılında İBB ve Japon işbirliğinde yapılan çalışmanın önemli olmasına rağmen bunun kamuoyuyla, deprem riski yaşayan kentlerde tehlikenin bertaraf edilmesi için toplumla buluşturulamadığını belirtti.
Deprem vergilerini sorgulayamadıklarını söyleyen Köymen, deprem ve yapı ile ilgili değiştirilen madde ve yasal düzenlemelere örnekler vererek, “Kentlerimiz afetlere karşı daha dayanıklı hale getirilmedi” dedi. İmar aflarına da değinen Köymen, acele kamulaştırılmalara da örnekler verdi. Köymen, “İstanbul’da 150 metrekare boş alan dahi bulunması zor. Deprem alanların AVM’lere açılması süreci devam ediyor. Dersim bu konuda çok daha iyi” diye konuştu.
İnsanların güvenli ve sağlıklı ortamlarda yaşamalarının bertaraf edildiğine işaret eden Köymen, “Doğa olayını afetlere çevrilmesinde hem yerelde hem merkezde neler yapılacağını öğrenemedik. Çözüm için deprem anlarında yerel veya genel bir şekilde değil birlikte yönetmek lazım” ifadelerini kullandı.
DENETİMSİZLİK
Ardından konuşan TMMOB Hatay üyesi Jeoloji Mühendisi Nihat Mügillioğlu, Hatay’da depremin yıkıcılığının nedenini şöyle açıkladı: “Çoğu yerde deprem ivme değerleri AFAD’ın Hatay için verdiği değerlerden daha büyük görülmüştür. Hatay’da AFAD’ın verdiği değerlerin 3 katı üzerinde deprem ivme yeri gördük. İkinci neden ise denetimsizliktir. Denetlenmeyen bir sektör var. Hatay merkezde neredeyse yıkılmayacak bina yok. Risk Hatay için sismik olarak devam ederken, bu işi yaparken artık odaların raporlaştırdığı gibi güncel gri fay hatlarının ortaya çıkarılması, aktif fay yasasının geçirilmesi, Deprem Master Planı’nın riskin olduğu tüm kentlerde hayata geçirilmesi gerekiyor.”
‘TÜRKİYE’DE 485 DİRİ FAY HATTI VAR’
Jeoloji Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Okan Tüysüz ise, Türkiye’de senede 2 santimetrelik batıya kaymanın olduğunu söyledi. Türkiye’nin Alp-Himalaya’daki aktif kuşağın üzerinde yer aldığını söyleyen Tüysüz, “Türkiye’de 485 tane diri fay var. 24 tane ilimiz 110 ilçemiz, 500’ün üzerinde köyümüz diri faylar üzerinde doğrudan bulunuyor. Fay üzerinde nasıl yerleşeceğimizi gösteren ne yasamız ne yönetmeliğimiz var. 109 yılda 130 bin kişi Türkiye’de yaşamını yitirdi. 7’nin üzerinde, büyük can kaybına neden olan depremler 6-7 yılda bir tekrarlanıyor. Bunun önlemini almak dışında olanağımız yok” diye konuştu.
Tüysüz, “Maraş depremi ülkenin yaşadığı en önemli depremlerden biriydi. Bu depremin olmasıyla birlikte Anadolu’da başka kentlerde de çalışmalar olacağı ortaya konuldu. Bu depremi oluşturan fay dağları deşerek, binaları oturamaz hale getirdi. Bugün yarın yeni bir deprem olursa şaşırtıcı olmaz” dedi.
‘DERSİM COĞRAFYASI DEPREME HAZIR DEĞİL’
Gebze Teknik Üniversitesi Jeofizik Mühendisi Prof. Dr. Savaş Karabulut, Anadolu coğrafyası ve Dersim coğrafyasının fayların etrafında olduğunu söyledi. Dersim coğrafyasının depreme hazır olmadığının altını çizen Karabulut, Dersim coğrafyasında belirli tarihlerde yaşanan depremleri gösterdi. Dersim Coğrafyasının, Kuzey Anadolu, Doğu Anadolu, Malatya-Ovacık ve Nazimiye Fay hattı tehlikesi altında olduğunu aktaran Karabulut, “Ali Baba ve Esentepe mahallesinde kaya düşmeleri çok yüksek. Mameki Köprüsü yıkılırsa ne olur? Nasıl ulaşım olacak, nasıl yardım gelecek?” diye sordu. Karabulut, yapıların hepsinin kentte incelenmesi gerektiğini belirtti.
Ardından konuşan MUDAK Kurucu üyesi Diren Atan, ise MUDAK’In kuruluşundan yaptıklarından bahsetti. Atan, “Umarım bize ihtiyaç duyulmaz” dedi. MUDAK üyesi Hikmet Göken de dernek faaliyetlerine değindi.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***