HABER MERKEZİ – Mereş merkezli depremlerde arama-kurtarma, acil yardım ve temel ihtiyaçlar ile barınma çözümleri için seferber olan gönüllüler, İnsani Yardım Arama-Kurtarma ve Toplumsal Dayanışma Derneği’ni (İNAT) kurdu.
Mereş merkezli depremlerin ardından organize edilen İnsani Yardım Arama-Kurtarma ve Toplumsal Dayanışma Derneği (İNAT), kuruluşunu ilan etti. Dernek tarafından yapılan açıklamada, Türkiye’nin 10 ilinde, 15 milyon insanın depremden doğrudan etkilendiği, 35 binin üzerinde binanın yıkıldığı ve 50 binden fazla insanın yaşamını yitirdiği hatırlatıldı. Açıklamada, “İzlenen yapılaşma siyaseti, kurumların depreme karşı hazırlıksız oluşu ve süreç içerisinde yaşanan eksiklikler ve sorumsuzluklarla bu korkunç doğal felaket tam bir insani yıkıma dönüştü. Öte yandan, kamu kurum ve kuruluşlarının yetersizliğinin yanında hükümetin insanları terk ettiği çaresizlik duygusu, tarihimizin belki de en büyük yurttaş seferberliklerinden birini doğurdu. Yurt içinde ve yurt dışında yüz binlerce insan önce arama-kurtarma ve acil yardım, ardından temel ihtiyaçlar ve barınma çözümleri için seferber oldu” denildi.
‘İNAT, SEFERBERLİKTEN DOĞDU’
İNAT Derneği’nin bu seferberlik süreci içinde doğduğu aktarılan açıklamada, “Başta Hatay/Defne ve Samandağ olmak üzere Elbistan, Pazarcık, Adıyaman gibi il ve ilçelerde arama-kurtarma ve yardım çalışmalarında yer alan yüzlerce gönüllü, organize olarak yardımının yurttaştan yurttaşa en etkili şekilde ulaşması için çalışmalara başladı. Şubat ayı sonunda, İNAT Derneği kurumsal kimliğine kavuştu ve maalesef bizzat gözlemlemek zorunda kaldığımız bu insani yardım ve toplumsal dayanışma ihtiyacını karşılayabilmek için yola çıktı” ifadeleri yer aldı.
‘İHTİYAÇ SONA ERENE KADAR DEVAM EDECEK’
Depremin ardından ilk hafta arama-kurtarma çalışmalarına ağırlık veren İNAT gönüllülerinin, ilerleyen hafta ve aylarda yüzlerce tır yardım malzemesi, çadır, gıda ve hijyen paketinin dağıtımını yaptığı bilgisine yer verilen açıklamada, “Kentlerdeki ihtiyaç sona erene dek de yapmaya devam edecek” diye belirtildi. Derneğin, depremin ikinci haftasından itibaren yakıcı bir sorun olarak ortaya çıkan barınma ihtiyacı için attığı adımlar da şu şekilde sıralandı: “Defne’de bir kadın kooperatifine 3 üretim konteyneri, Kırıkhan’da bir kadın kooperatifine 2 üretim konteyneri, Vakıflı’da bir kooperatife 1 üretim konteyneri, Ballıöz’de bir kadın kooperatifine ise 9 üretim ve yaşam konteyneri teslim edildi. Defne’de Asi Yaşam Merkezi İNAT Evleri adıyla 25 konteynerlik bir mahalle kuruldu, altyapısı tamamlandı, depremzedelere teslim edildi. Defne Asi Yaşam Merkezi’nde çamaşırhane, psiko-sosyal destek birimleri, etüt salonu ve çocuk alanından oluşan toplam 8 konteynerlik bir Sosyal Hizmet Alanı açıldı. Samandağ’da ve Antakya’da birer konteyner yaşam merkezi için çalışmalar sürüyor.”
‘İNAT BİRİMLERİ OLUŞTURULDU’
Depremlere bir kez daha hazırlıksız yakalanmamak için arama-kurtarma gönüllülerinin organize bir birim haline getirilmesi adına çalışmaların da devam ettiği bilgisinin paylaşıldığı açıklamada, “İNAT Derneği, İstanbul’da iki, Ankara ve İzmir’de ise birer olmak üzere, toplam 4 adet profesyonel arama-kurtarma ekibi oluşturmak için çalışıyor. Bunlara ek olarak, doğal afetlerde zararı en aza indirmenin yalnızca arama-kurtarma çalışmalarıyla sınırlı olmadığının bilinciyle, ‘Mahallede İnat’ birimleri oluşturulmaya başlandı. Bu birimler, bir yandan afet öncesi risk analizi ve afet bilinci çalışmaları gibi önlem çalışmalarını sürdürürken, bir yandan da olası afet durumlarına karşı güncel eğitimler sağlıyor” denildi.
DAYANIŞMA ÇAĞRISI
Açıklamanın sonunda şu ifadeler yer aldı: “6 Şubat’ın bize gösterdiği en büyük gerçek, kamu kuruluşları ve hükümet kanallarının afet durumlarında açık bir biçimde yetersiz kaldığı. İnsan hayatından çok rantın önemsendiği bu düzende, yurttaşların canlarının teminatı olabilecek yegâne kanal olan sivil toplum çalışmalarını güçlendirmek ise hepimizin kaybettiklerimize olan borcu. İNAT Derneği, herkesi bu bilinçle dayanışmanın bir parçası olmaya çağırıyor.”
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***