Kadriye SÖZERİ
DENİZLİ – Denizli’nin Sarayköy ilçesine bağlı Hisarköy Mahallesinde bulunan ve M.Ö. 2’nci yüzyılda kurulduğu tahmin edilen Attuda Antik Kenti, hem bölgenin yerlilerinin göç etmesi hem de yetkililerin ilgisizliği nedeniyle kaderine terk edilmiş durumda
Helenistik dönemde kurulmuş; Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı medeniyetlerine tanıklık ederek 2 bin 200 yıllık bir kültürel mirasın hafızasını Cumhuriyet dönemine kadar taşımış olan Antik Kent’in sit alanı olması dolayısıyla bölgede yaşayanların tadilat yapmasına izin verilmiyor ancak Attuda’da halk ilgisizlikten şikayetçi. Evlerinin ve kullandıkları yolların bakımsızlıktan yıkıldığını ifade edenler, yetkililerin inisiyatif almaya yanaşmadığını söylüyor.
Taştan yolları, binaları ve sokaklarıyla tarihi dokusunu hemen hissettiren Attuda Antik Kenti’nde bu zamana kadar 142 bina tescillenerek koruma altına alınmış. Tarihi bir değirmen, tarihi bir cami ve evlerinin duvarlarında tamgalar bulunan köyde, Tarihi Attuda Camisi’nin önünde bulunan antik blok da musalla taşı olarak kullanılıyor. Tarihi taş evlerde ise kilim ve halı dokuma tezgahlarına bakarken etkilenmemek zor.
Denizli’nin merkezinde bile müze bulunmazken, Attuda’da köylülerin kendi imkanlarıyla topladıkları tarihi eserleri sergilemeleri için bir müze bulunuyor. Müze defalarca soyulduktan sonra, buradaki tarihi eserler Denizli Müze Müdürlüğü tarafından alınmış ancak şu anda söz konusu eserlerin nerede olduğu köylüler tarafından bilinmiyor.
‘BİNLERCE YILLIK TARİH YOK OLMAK ÜZERE, YETKİLİLER KULAK VERSİN’
Antik Kent’in yok olma tehlikesinin önüne geçilmesi ve tarihi mirasın korunarak gelecek nesillere aktarılması için defalarca müracaat ettiklerini ama yetkililerin ilgi göstermediğini söyleyen Hisarköy Attuda muhtarı Aşkın Şen, “Köyümüzün her yerinden tarih fışkırıyor ama binlerce yıllık tarih yok olmak üzere, yetkililerden sesimize kulak vermelerini istiyoruz. Attuda’da birçok yerin çizimi ve projelendirilmesi Pamukkale Üniversitesi tarafından yapıldı, yapılalı 2 seneyi geçti ama 2 senedir Attuda’ya uğrayan kimse olmadı. Köyümüzün restore edilmesi, canlanıp ayağa kaldırılmasını ve turizme kazandırılmasını istiyoruz.” ifadelerini kullandı.
Tüm çabalarına rağmen Aydın Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu’ndan bir türlü izin alamadıklarını söyleyen muhtar sözlerine şöyle devam etti:
“Bir kiremit değiştirmek için plan proje istiyorlar. Yolumuz çöktü onu bile yapamıyoruz. Binlerce yıllık tarih maalesef kaderine terk edilmiş durumda, acilen yetkililerde tarihimize sahip çıkmalarını ve burayı turizme kazandırılmasını bekliyoruz”
TARİHİ ESER KAÇAKÇILARI TARAFINDAN TALAN EDİLMİŞ
Attuda Antik Kenti’nin restorasyonu ve turizme kazandırılması için Pamukkale Üniversitesi arkeologları tarafından projelendirilmiş ve Sarayköy Belediye Başkanı Ahmet Necati Özbaş da büyük bir ilgi göstermiş. Ancak tüm bu çabalara rağmen, artık çoğu yaşlılardan oluşan çok az insanın ikamet ettiği bölgeye 2 yıldır ne gelen var ne giden.
Attuda’ya girişte bulunan onlarca mağara tarihi eser kaçakçıları tarafından kazılıp talan edilmiş, evler tek tek yıkılmaya yüz tutmuş, tarihi değirmen ise harabeye dönmüş ve yetkililerden ilgi bekliyor. Deyim yerindeyse 2 bin 200 yıllık bir tarih kaderine terk edilmiş, burada yaşayanlar da kenti terk etmişler, kalan halk ise buraların restore edilip tekrar canlandırılabileceğinden umudu kesmiş durumda.
‘ATTUDA TEKSTİLİN DOĞDUĞU YER, BU TARİH YOK EDİLMEMELİ’
Denizlispor’un eski başkanlarından Salih Amiroğlu da Attuda’nın Denizli’ye birçok ilki kazandırdığını vurgulayarak, yerli halkın bölgeden çekilmesinin burayı kaderine terk ettiğini ifade ediyor.
Antik Kent için bir an önce harekete geçilmesi gerektiğini belirten Amiroğlu şunları söyledi:
“Attuda 1. derece sit alanı olduğu için halk dağıldı çoğu da Denizli’ye yerleşti. Bizim çocukluğumuzda Denizli’de sinema yokken burada sinema vardı. 6,7 bakkalı olan çok sosyal bir yerleşim alanıydı. Şimdi ise terk edildi, halkın burayı terk etmesiyle birlikte tarihte kaderine terk edildi. Burayı tekstilin doğduğu yer olarak nitelendirebiliriz. Şallar burada üretilip kralların eşlerine buradan gönderilirmiş. Bu tarih yok edilmemeli, burası turizme açılmalı ve insanlara gelir kapısı elde edilip yerli halk tekrar geri gelmeli, inşallah bir an önce bir şeyler yapılır ve burası turizme kazandırılır” diye konuştu.
‘BİR AN ÖNCE RESTORASYON ÇALIŞMALARINA BAŞLANMASINI İSTİYORUZ’
Attuda Kentinin yerlilerinden ve Attuda’nın restore edilmesi ve turizme kazandırılması için çok emek veren Rüştü Yaylalı da tarihin yok edilmesine seyirci olmalarına çok üzüldüğünü söyledi.
Yaylalı, 2 sene önce Pamukkale Üniversitesi’nden bir ekibin rölöve çalışmaları için bölgeye geldiğini ancak o dönemki çabalardan sonuç alınamadığını şöyle anlattı:
“Attuda Kenti eski çağlardan beri Yaklaşık 3 bin yıllık bir yerleşim yeri burası, kaç dönem insan yaşamış, Selçuklu, Osmanlı dönemlerini yaşamış. Köyün her yeri tarih dolu, eski çağlardan kalmış tarihi eserlerde var. Selçuklu döneminden var, yeni Cumhuriyet döneminden var. Tarihi eserler tamamen yok oluyor. Eski taş evler yıkılıyor. 2 Sene önce Pamukkale Üniversitesi’nden hocalarımız geldi, yüzey araştırılması başladı. Rölevi çalışmaları başladı. Sarayköy Belediye Başkanı Ahmet Necati Özbaş da yüzey çalışmaları zamanında çok katkı koydu, çok emek verdi ama sadece onun çabaları yetmedi. Sonrasında da bütün çalışmalar öylece kaldı. Bir an önce restorasyon çalışmalarına başlanmasını istiyoruz. Yoksa tarih yok oluyor. Eski taş evler yıkılıyor, Köyümüzün turizme kazandırılması ve tarihimizin gün yüzüne çıkması için gerekenlerin yapılmasını yetkililerden istiyoruz.”
‘TADİLATA İZİN VERMİYORLAR KENDİLERİ DE DÜZENLEMİYORLAR’
Rıfat Suluyayla da, Antik Kent’in yerlilerinden ve 81 yaşında hâlâ Attuda’nın turizme kazandırılması için uğraşan emektarlardan biri. Suluyayla, Attuda’ya sit alanı olduğu için bir çivi bile çaktırılmadığını, kendi çabalarıyla bir şeyler yapmak istediklerini ancak Aydın Varlıkları Koruma Müdürlüğü’nden izin alınamadığını söylüyor.
‘MUHTAR YOLU DÜZENLEDİ DİYE MAHKEMEYE VERDİLER’
Müdürlüğün kendisinin de konuya ilişkin inisiyatif almadığını belirten Suluyayla şöyle devam etti:
“Evlerimizin küçücük tamiratında bile Aydın’dan izin almamız isteniyor. Bize evlerinize dokunmayacaksınız diyorlar. Dokunmayalım ama evler tek tek yıkılıyor ve tarih yok oluyor. Buraya bu halde bile turist çok geliyor. Her yer pis, belediye gelip temizlik de yapmıyor. Camimiz var kaç yıldır yapacağız diyorlar fakat yapmıyorlar. Mezarlarımız var ziyarete gidemiyoruz, ziyarete sadece bayramlarda izin veriyorlar. Kendileri de bir düzenleme yapmıyor. Biz en azından mezarlarımızı yapabiliriz ama yaptırmıyorlar. Yol göçtü, arabalar geçemiyordu. Muhtar yolu düzenledi diye mahkemeye verdiler, muhtar 6 aydır mahkemeyle uğraşıyor”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***