Şenol BALI
VAN – Yasemin Bagherporu, İran’da doğup büyüyen bir ressam. Kirmanşah şehrinde ülkenin köklü üniversitelerinden İslami Azad Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü’nden mezun olan Bagherporu, küçük yaşından bu yana resim tutkusundan vazgeçmediğini anlatıyor.
Bir süre önce Van’a yerleşerek evinin bir köşesinde kurduğu atölyede resim çalışmalarına devam eden ressam, aynı zamanda iyi düzeyde Türkçe öğrenmiş. Sanatıyla hem duygu dünyasını ve yaşamın zorluklarını tuvale yansıtıyor hem de kadınların yaşadığı baskılara ayna tutuyor.
‘RESİM ÇİZMEK BENİM İÇİN TERAPİ’
“Resim çizmek benim için bir terapi gibi” diyen Bagherporu, günde 10-12 saat resim çiziyor. Sadece üç ay resim kursuna gittiğini, resme dair her şeyi internetten destek alarak kendi deneyimleri üzerinden öğrenmeye çalıştığını anlatan sanatçı, yağlı boya, karakalem, akrilik gibi birçok yöntemi kullanıyor.
HEM VAN GOGH HEM SALVADOR DALİ… TEK TABLODA BİRDEN FAZLA TEKNİK
Resimlerinde, barok, realizm, kübizm ve sürrealizm gibi akımları deneyen Bagherporu, bazı tablolarında bunlardan birkaçını beraber kullanıyor. Bagherporu, “Resim çizme tekniklerine, formlara farklı yaklaşıyorum. Bazen Van Gogh tarzı deniyorum, bazen sürrealist bir bakış açısını deniyorum. Hatta geçenlerde sergilediğim bir tabloda hem Van Gogh’un hem Salvador Dali’nin tarzına hem de realist tarza yer verdim. Yine malzeme olarak da bir tabloda farklı yöntemler deniyorum. Bunu başka yerde bulmak zor. Çünkü tekniklerden bir harmoni var. Ben resim sanatının her bir aşamasını seviyorum, bu yüzden yetinmiyorum” diye konuştu.
‘VANLILARDAN DESTEK ALIYORUM’
Bagherporu, Van’a geldikten sonra kentte sanat üzerine faaliyet yürüten kişi ve kurumlarla kısa sürede iletişim kurmuş ve iki ayrı yerde sergi açmış. İlgiden de memnun olduğunu dile getiren İranlı ressam buradaki deneyimlerini şu sözlerle anlatıyor:
“Tablolarımı beğeniyorlar genelde ama daha çok çalışmam gerektiğini biliyorum. Bu alanda çalışan yerel ressamlarla da iletişimim var, önerilerini alıyorum. Tablolarımı satın almaya başladılar. Yabancıyım ama Vanlılardan memnunum, destek alıyorum onlardan” dedi.
‘KADINLAR BENİM İÇİN ÖZEL’
Fırçasıyla birçok konuya değiniyor ama onun için en önemli konu kadınlar. Bagerporu, “Kendi iç dünyamı yansıtıyorum. Çizdikçe yeni hisler uyandırıyor bende. Çünkü benim adıma bir şeyler anlatıyor. Bir de kadınlar özel benim için. Sürekli yer veriyorum kadınlara ve yaşadıklarına” diyor.
‘iRAN’DA KADINLARIN SAÇLARINI ÇİZMEK YASAK’
Bagherporu, İran’da yaşadığı baskıları ise şöyle anlatıyor:
“İran’da kadının saçlarını çizmek yasak. Çok tuhaf değil mi? Nasıl ki sokakta kadınların saçları görünmemeli diyorlarsa resimde de aynısını istiyorlar. İstediğin resmi sokakta veya kamusal alanda gösteremiyorsun. Bu sanatı geriletiyor. Müzikte de durum bu. Kadınların sesi haram sayılıyor. Tek başına şarkı söyleyemez, yasalar böyle. Halkın fikri bu değil. Halk özgür yaşamak istiyor. Bu yüzden birkaç senede bir isyan oluyor.”
‘ORTADOĞU’DA SANATA DEĞER VERİLMİYOR’
Ortadoğu’da sanatın yeterli değer görmediğini vurgulayan Bagherporu, “Pes etmeyeceğim” diyor ve konuşmasını şu sözlerle tamamlıyor:
“Ortadoğu’da sanata değer verilmiyor. İran’da da böyle. Yaşam standartlarımızla ilgili. Ne zaman ki şartlar iyileşir, baskı azalır o zaman sanat değer görür. Ama hayatta bireyler eksik kalınca sanat arka planda kalır. Düşüncenin de özgür olması lazım. Ben bunların farkındayım ama pes etmeyeceğim sanatımı sürdüreceğim. Hedeflerimi büyütmek istiyorum.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***