Yenigün Gazetesi’nden Alper Temiz’in haberine göre, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından sektör paydaşlarıyla paylaşılan ve tarımsal üretimi bakanlık iznine bağlayan yeni yasal düzenleme, tarım sektörünün ana gündemi olmaya devam ediyor. Düzenlemeye göre Orman Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 422 Sayılı Torba Yasa ile 2006 yılında kabul edilen 5488 sayılı Tarım Kanunu’nun 7. Maddesinde gerçekleştirilen değişiklikle, üretimini sağlayabilmek için bakanlıktan izin alması gerekecek olan üretici, aynı zamanda yeni bahçe tesisi kurmak istemesi halinde de, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) kayıtlarında yeterlilik oranı yüzde 150 ve üzeri olan ürünler için kurulun aksine bir kararı olmadığı müddetçe bahçe tesisi kuramayacak.
TÜİK’in 2022 yılı yeterlilik derecesi olan meyve ürünlerinde üzüm de bulunuyor. Listedeki diğer ürünler ise fındık, incir, kayısı, greyfurt, mandalina, limon, portakal ve elma. Sarıgöl Üzüm Üreticileri Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Yusuf Tüfekçi, “Üretimin izne tabi tutulması bir yana, üzüm üretiminde daralma diye bir şey mümkün değil. Üzümün merkezi Manisa Sarıgöl Ovası’nda 350-400 bin ton üzüm üretiliyor. Bunların yaklaşık 200 bin tonu ıskartaya gidiyor ve alkol fabrikaları alıyor. Hatta bazı alıcılar tekel duruma bile geldi. Türkiye’nin en güçlü üzüm üretimi gerçekleştiriliyor. Ancak bakanlığın yeni düzenlemesi, bu noktada birçok şeyle kesişiyor” diyerek, düzenlemedeki plansızlıkları vurguladı.
TÜKETİM TEŞVİK EDİLMELİ
Söz konusu düzenlemenin, arzın daraltılmasının hesabı olarak masaya konulduğunu ifade eden Tüfekçi, “Oysa arz fazlalığı varsa ilk önce üreticiyle konuşulmalıydı ve ‘ürün fazlalığından tedirginiz’ denmeliydi. Daha sonra çözüm yollarını birlikte aramaya başlamalıydık. Çünkü zeytin, üzüm, incir, kayısı ve fındık gibi bitkilerde arzı hemen daraltmanın imkanı yoktur. Üretimi bir yönetmelik üzerinden daraltmaya gitmenin anlamı da bulunmamaktadır” dedi. Mevcut üretimi pazarda planlayarak, ihracatı artırarak ve iç piyasada halkı üzüm tüketimine teşvik ederek arzın azaltılabileceğini vurgulayan Tüfekçi, “Planlama budur. Dikim kademesinde planlama yapılmalı, üretimde, pazarlamada ve tahsilatta planlama yapılmalıdır. Üreticiye ‘bu üründe arz fazlalığı var’ diyerek üretimini yasaklamak yerine, ihracat olanakları açılmalıdır. Bu düzenleme ile inciri bahane ederek üzüm üreticisine, üzümü bahane ederek incir üreticisine ceza kesilmesinin yolu açılıyor. Düzenleme kesinlikle plansızdır” diye konuştu.
‘TARİH OLABİLİR’
Üzümün Türkiye’ye döviz kazandıran bir ürün olduğunu hatırlatan Tüfekçi, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin kuru üzüm ihracat kapasitesi 500 milyon doları geçmektedir. Yaş üzüm ihracatı da 200 milyon dolardır ve toplamda 700 milyon dolarlık bir ihracat kapasitesi bulunmaktadır. Merkezi Manisa olan bu sektörde, üreticiye, ‘Üretim yapma, arz fazla’ şeklinde yaklaşırsan ve yeni ihracat yolları açmayıp, üzüme pazarda talep noktasında teşvik yaratmazsan, bir süre sonra altın yumurtlayan kazı kesmiş olursun ve bu, bindiğin dalı kesmek için, bile isteye yönetmelik çıkartma anlamı taşımaktadır.
Bu tür bir çalışma en nihayetinde, sadece Tarım ve Orman Bakanlığı’nı ilgilendirmiyor. Ticaret Bakanlığı’nı da ilgilendiren boyutları bulunmaktadır. Ancak Esnaf, Sanatkârlar ve Kooperatifçilik Genel Müdürlüğü, İhracat Genel Müdürlüğü olmadığı gibi Ticaret Bakanlığı ilgili uzmanlar da oluşturulacak olan kurulda bulunmuyor. Mesela Türk Ticaret Kanunu’na göre hayvansal ve tarımsal ürünlerde -kuru üzüm kayısı satımında- vade 60 günü geçmemelidir. Biz ise bu satışlardan 6 ay vadeli ürün satıyoruz. Bu zaten Ticaret Kanunu’na ters bir durumken, üstüne bir de 6 aylık alacağımızı 3 senede ancak alıyoruz. En basit örnekle; Manisa Sarıgöl’de özel ürün üretiliyor. Dubai’ye, Bahreyn’e, Almanya’ya, Rusya’ya, Belarus’a ve Ermenistan’a üzüm ihracatı yapılıyor. Önü çok açık olan büyük bir üzüm üretim merkezine sahip Türkiye ancak bu durumun daha büyük bir ihracat ağına nasıl dönüştürülmesi gerektiğinin çözümü araştırılmalıyken, bir taslak atıyorlar ortaya ve tam tersi duruma neden olacak yönetmelik planlamaları yapıyorlar. Biz doğru olanı savunacağız. Ticaret Bakanlığı ilgili uzmanları, Ziraat Odalarını ve üretici kooperatiflerini bu düzenlemedeki kurulda görmek istiyoruz. Aksi halde Manisa gibi büyük bir üzüm üretim merkezi tarih olabilir.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***