Türk Tabipleri Birliği üyeleri tarafından deprem bölgesinde yapılan araştırma sonrası, hem halkın hem de sağlık çalışanlarının büyük sorunlarla karşı karşıya kaldığı tespit edildi.
Kilis Tabip Odası’nda gerçekleşen Aile Hekimliği Kolu toplantısına Hatay, Adıyaman, Kahramanmaraş, Şanlıurfa ve Malatya gibi kentlerden TTB üyeleri katıldı. Deprem bölgesinde birinci basamak sağlık hizmetleri ve aile sağlığı merkezleri çalışanlarının çalışma koşullarının değerlendirildiği toplantıda, katılımcıların kendi bölgelerinde tespit ettikleri sorunlar ve çözüm önerileri üzerinde duruldu.
Toplantı sonrası VOA Türkçe’ye konuşan TTB Merkez Konseyi Üyesi Dr. Kazım Doğan Eroğulları, önlem alınmadığı taktirde deprem bölgesinde büyük salgınlarla karşı karşıya kalınacağına dikkat çekerek sağlık çalışanlarının çalışma şartlarının, bir an önce iyileştirilmesi gerektiğini savundu.
TTB’nin deprem bölgesinde ilk andan itibaren çalışmalarının sürdürdüğüne vurgu yapan Dr. Eroğulları, yapılan toplantının önemine dikkat çekerek “Arkadaşlarımız sahayı gezdiler, hekimlerden ve diğer sağlık çalışanlarından bölgede yaşanan sorunları dinlediler. Deprem bölgesinde bulunan tüm kentlerden elde edilen bilgiler, bir rapor haline getirilerek şu anda burada tartışmaya açıldı. Özellikle depremin ilk başından itibaren TTB olarak biz, sahada halkın sağlığı ve hekimlerin çalışma koşulları için çalışıyoruz. Henüz sağlıkçıların barınma sorunu çözülemedi. Hiçbir sağlık çalışanı, hiçbir hekim zorla çalıştırılamaz. Kaldı ki onlar da birer depremzede. Depremin daha ilk günü yıkılmış olan Aile Sağlığı Merkezleri’nde göreve çağrılan arkadaşlarımız vardı. Aynı zamanda halkın sağlığı açısından da çok ciddi sorunlar var. Uyuz vakaları, bit vakalarının yanı sıra bölgede salgınlarla karşı karşıya kalacağız. Bilimin bize gösterdiği durum maalesef bu’’ diye konuştu.
“Kamu idaresinin çözümü bizimle araması gerekiyor’’
Bölgede görmezden gelinen kızamık olgusunun varlığına dikkat çeken TTB Merkez Konseyi Üyesi Dr. Kazım Doğan Eroğulları, sözlerinin devamında şu ifadeleri kullandı: “Sağlığın tanımı kişinin bedenen, ruhen ve sosyal olarak tam bir iyilik halidir. Kişi her ne kadar şu anda bedenen iyi olarak görünse de aynı zamanda sosyal olarak da bir iyilik haline dönüşmesi gerekiyor. Biz buradan kamu idaresine şunu söylemek istiyoruz; sorunun çözümü sorunun kabulüyle başlar. Bu sorunlara kulak tıkamak, yok saymak yerine bu sorunun varlığını kabul ederek çözümünü, bizimle birlikte aramaları gerekiyor. Çünkü en son görmezden gelinen bir kızamık olgusu var. ‘Bizde kızamık yok’ denilince kızamık yok olmuyor maalesef’’