Abidin YAĞMUR
MERSİN – AKP hükümetinin KDV oranlarını yükseltmesi, Motorlu Taşıtlar Vergisi ve Kurumlar Vergisi başta olmak üzere tüm vergiler ile harçları artırması, halkı daha da sıkıntıya soktu. Mersin Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Erkan Aktaş, yeni vergi artışlarının olası etkilerini için değerlendirdi.
Seçim sonrasında böyle bir artışın beklendiğini belirten Aktaş, “Türkiye’de bir deprem yaşandı ve 100 milyar dolardan daha büyük bir kayıp var. Bunu nasıl çıkaracak? Vergilerle çıkarabilir. Bunlar seçimden dolayı ertelenen vergiler. Vergiler daha da artacak. Bu artışların devamı gelir çünkü Türkiye’nin çok ciddi harcamaları olacak. Birincisi deprem var, ikincisi cari açık var. Geçen sene cari açık 50 milyar doları geçti, dış ticaret açığı da 100 milyar dolarla rekor kırdı. 1999 depreminden sonraki vergiler uzun süre kalıcı olmuştu. Bugün de başta MTV olmak üzere bazı vergilerin kalıcı olacağını ve yeni vergiler eklenebileceğini düşünüyorum” dedi.
‘TALEP DARALMASI YENİ BİR KRİZİN HABERCİSİ OLABİLİR’
Türkiye’de dolaylı vergilerin toplam vergi gelirlerine oranının yüzde 70 olduğu göz önüne alındığında vergi artışlarının gelir dağılımı adaletsizliğini artıracağını, fakirliği yükselteceğini vurgulayan Aktaş, “Bu her kesimi vuracak ama daha çok dar gelirliyi vuracak. Maliyetler artacak. Zaten kur artıyor. Bu vergilerle enflasyon daha da artacak. İşletmeler fiyatları artıracak. O durumda bir talep daralması olursa yeni bir krizin habercisi olabilir” diye konuştu.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı enflasyon verilerinin hissedilen enflasyonun çok altında olduğuna dikkat çeken Aktaş, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü:
“TÜİK verileri enflasyonu olduğundan daha küçük, büyümeyi olduğundan daha büyük gösteriyor. Bu da Türkiye’nin yaşadığı krizin gerçekliğini görmemizi engelliyor. Türkiye’de gerçek enflasyon verilerine ulaşamadığımız sürece, hissedilen enflasyon TÜİK’in enflasyon verilerinin çok üzerinde olduğu sürece bu vergilerin yansıması çok daha fazla olacak. Bir krizin habercisi olacak ama bu kriz rakamlara yansımayacak. Halk hissedecek, firmalar hissedecek.”
‘ÜRETİM VE İHRACAT ARTIRILMALI’
Para basmak ve vergileri artırmanın ara çözümler olduğunu dile getiren Aktaş, üretimi teşvik ederek vergi artışlarının zamanla kaldırılması gerektiğini vurguladı. Aktaş, “Eğer vergi oranlarını artırdıktan sonra üretimi artıramazsınız, ihracatı artıramazsınız o zaman ciddi bir krizle baş başa kalırız. Türkiye’nin mevcut yatırımları sürdürebilmesi için gelire ihtiyacı var. Bu gelir dışarıdan gelmezse vergi koymak zorunda. Ama bunun da bir sınırı var. Bir yerden sonra vergiyi yükseltmek devletin gelirini artırmaz, tam tersine azaltır. İflaslar artar, üretim azalır. O nedenle yüksek vergi her zaman geliri artırmaz. Ama burada belli ürünlerde vergiyi yüksek tutuyor. Özellikle talep esnekliği düşük, tüketim alışkanlığı yüksek olan ürünlerde vergiyi yüksek tutuyor. Petrolde, benzinde, motorinde, sigarada, alkolde vergiyi yüzde 100 de artırsa devletin geliri artıyor. Yüzde 8’i yüzde 10’a çıkarması bundan. Bu artıştan devlet ciddi bir gelir elde edecek” dedi
‘KEMER SIKMA POLİTİKASI’
Hükümetin aldığı vergi artırımı kararlarının ‘kemer sıkma’ politikası olduğunu söyleyen Aktaş, şu değerlendirmede bulundu:
“Şimdilik bu kadar yapıldı ama bunun daha da yukarısı yapılmak zorunda. Ama şimdilik yapamıyorlar. Neden? Önümüzde bir seçim olduğu için daha yüksek artışlar yapmadılar. Türkiye çok büyük bir deprem felaketi yaşadı, bunun cebimize yansıması olacaktı. Seçim ekonomisinin cebimize bir yansıması olacaktı. Seçim ekonomilerinde devlet cepten öder, bol kepçe ödeme yapar, herkese sempatik görünmeye çalışır, yatırımları artırır, teşvikleri artırır. Bütün bunların bir karşılığı olacaktı. Bu karşılık da vergilerle olacaktı. Bunun ilk kısmı şimdi oldu. İkinci taksit ise yerel seçimlerden sonra olacak.”
‘KRİZİN FATURASI ÇALIŞANLARA ÇIKIYOR’
TÜİK’in enflasyonu gerçek rakamların altında göstermesi nedeniyle çalışanların, emeklilerin ücretlerinin reel olarak azaldığına dikkat çeken Aktaş, “Krizin faturası çalışanlara
çıkıyor. Pandeminin, depremin, seçim ekonomisinin faturasının yüksek gelir gruplarından değil, düşük gelir gruplarından alınmasına neden oluyor. Türkiye, Avrupa’nın gelir dağılımı adaletsizliği en yüksek olan ülkesiydi. Rusya ile yarışıyorduk. Bu şekilde Rusya’ya yaklaşmış oluruz” dedi.
Seyyanen zam, vergi artışlarıyla geri alınacak
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***