PARİS – Rusya ve Ukrayna savaşının en kritik döneminde NATO liderler Zirvesi 11-12 Temmuz tarihlerinde Litvanya’nın başkenti Vilnius’da toplanıyor.
Ukrayna’ya yapılacak silah ve mühimmat desteği, NATO bölgesel planları ve Ukrayna’nın NATO’ya katılımı gibi önemli başlıkların ele alınacağı zirveye yine Türkiye’nin İsveç vetosu damgasını vuracak.
Zirve resmen başlamadan, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile İsveç Başbakanı Ulf Kristersson’u Vilnius’ta buluşturacak.
Türkiye, İsveç ve Nisan ayında Türkiye’den onayı alarak NATO’ya girdiği halde müzakerelere katılmaya devam eden Finlandiya, 5’inci Daimi ortak mekanizma toplantısından dün bir sonuç elde edemedi. Detaylar konuşuldu, değerlendirmeler yapıldı, Vilnius buluşması öncesi bu değerlendirmeler liderlere sunuldu.
Peki, üçlü muhtıra anlaşmasının imzalandığı Madrid zirvesinde olduğu gibi, zirveden bir gece önce düğüm çözülecek mi? Türkiye, veto kartını nereye kadar kullanabilecek? Vetonun aşılabilmesi, ABD-Türkiye F-16 müzakereleriyle ne kadar ilgili?
Atlantik Okyanusu’nun iki yakasında Türkiye’nin bir an evvel İsveç’e “evet” demesi sabırsızlıkla bekleniyor. ABD yakasında, Türkiye ile F-16 müzakerelerine atıfta bulunulurken, Avrupa’da jeopolitik ve askeri uzmanlar, Vilnius zirvesinde hızlı gelişmeler yaşanabileceğini tahmin ediyor. Türk diplomatlar ise, “İsveç’ten somut adım gelmedikçe, Türkiye’nin tavrı değişmez” yorumunu yapıyor.
“Seçimler bitti, Türkiye pozisyonunu gözden geçirmeli”
Fransa’nın NATO eski misyon şefi, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un savunma eski danışmanı ve Fransa’nın en önemli NATO uzmanlarından General Dominique Trinquand, VOA Türkçe’ye verdiği söyleşide Türkiye’nin “İsveç tavrını” eleştirdi.
Trinquand, “Türkiye’nin tavrı hayal kırıklığı yaratıyor. Neden? Çok basit; Türkiye’nin en önemli sorunu Kürt sorunu. Ve bu bir iç sorun. Bu iç sorun İsveç’in NATO’ya girmesini engelliyor. Beş bantlı bilardo oyunu gibi. Türkiye NATO’nun güney kanadı. Boğazlar, Karadeniz geçişi. Jeostratejik açıdan, Türkiye, haritada son derece önemli bir yerde duruyor. İçeriye baktığınızda, Türkiye’de yüksek katılımlı bir seçim oldu, demokrasi var. Sonucu beğenirsiniz, beğenmezsiniz, Türk halkı seçimini yaptı. Şimdi sorun, NATO nezdinde Türkiye etkisi. İsveç’le problem var, Yunanistan ile problem var, Kıbrıs ile problem var. Türkiye, jeostratejik pozisyonu nedeniyle NATO için ne kadar hayati ise, bu tavrı ile ittifak içinde o kadar da problemli” diye konuştu.
Türkiye’de seçimlerin artık geride kaldığını belirten Trinquand, “Türkiye, bu konudaki pozisyonunu yeniden gözden geçirmeli. Ama kesin olan bir şey var. Son ana kadar müzakere olacak. Vilnius’te liderler karar alabilir” dedi.
“Bir çözüm bulunacağından hiç şüphem yok”
Fransa Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü (IRIS) savunma ve NATO uzmanı Jean Pierre Maulny de, Pazartesi günü Vilnius’te bir çözüm bulunabileceği görüşünde.
Türkiye’nin son 20 yıldır, politik çıkarları çerçevesinde istediklerini alabilmek için “veto kartını” kullandığını belirten Maulny, “Ama ne Türkiye NATO’dan çıkmayı, ne de diğerleri Türkiye’nin NATO’dan ayrılmasını istedi. Amerikalılar her zaman, Türkiye’nin önemli bir müttefik olduğunu düşündü. Bugüne kadar konunun tarihi akışına bakarsak, bir çözüm bulunacağından hiç şüphem yok. Bu İsveçliler’in, Amerikalılar’ın, tüm müttefiklerin ve tabii Türkiye’nin çıkarlarına. Geçtiğimiz yıl anlaşma zirveden bir gece önce liderler görüşmesinde imzalanmıştı. Bu sefer de 10 Temmuz’da çözüm bulunacağını umut edebiliriz” dedi.
Ancak Maulny, yalnızca Türkiye’den değil İsveç’ten de çaba göstermesinin beklendiğine dikkat çekti. Bu zirvede Rusya’ya karşı herkesin koşulsuz birlik göstermesi gerektiğini belirten Maulny, İsveç’in de çaba göstermesi gerektiğinin altını çizdi ve en ufak bir “kırılma hattı” olması durumunda, Putin’in bunu kullanacağı uyarısında bulundu.
Maulny, “Şimdi İsveç’e de ‘bu sizin de güvenliğiniz, siz de çaba gösterin’ demek lazım. Aksi taktirde, şu sıralar en büyük kaygı bu; Putin, siber saldırılar, yalan bilgiler gibi konuları kullanarak, en ufak bir uzlaşmazlığı 1000 ile çarparak kullanacaktır. Dolayısıyla, ‘hiç bir fay hattı’ olmadığını, tam bir birlik içinde olunduğunu kesin bir dille göstermek gerekir” diye konuştu.
“Son anda anlaşma bekliyorum”
IRIS Başkan Yardımcısı ve Fransa’nın önemli Türkiye uzmanlarından Didier Billion da Maulny gibi, Türkiye’nin zirveden önce uzlaşma sinyali vereceğini öngörüyor.
Türkiye’nin, kendi çıkarları doğrultusunda azami kazanım elde edebilmek için ipi olabildiğince gerdiğinin bilindiğini kaydeden Billion, VOA Türkçe’ye, “Ama bana göre, son anda, muhtemelen bir anlaşma olacak ve Türkiye vetosunu kaldıracak. İddiaya girmiş oluyorum. Böyle gerçekleşecek mi hep birlikte göreceğiz, elimizde tüm veriler yok. Ama sanırım Türkiye’nin kendi ulusal çıkarları için de, vetoda devam etmek ve İsveç’in katılımını reddetmek bir hata olacaktır” dedi.
Türkiye’nin, bir yandan İsveç ile müzakerelere devam ettiği ancak diğer taraftan ABD ile özellikle Türkiye’ye F-16 satışı ve F-16’ların modernizasyonu gibi bir takım pazarlıkları da birlikte yürüttüğünü kaydeden Didier Billion, “pazarlıkların son aşamada olduğunu, herkesin kendi pozisyonunu ve çıkarlarını savunma noktasında durduğunu” vurgulayarak, “Sanırım Tükiye’nin sonuna kadar gitmesi, onun da, NATO’nun da çıkarlarına uygun değil. Bir zaman gelecek, ortak bir uzlaşı tüm taraflarca kabul edilecek” ifadelerini kullandı.
Peki neden İsveç’in bir an önce ittifaka katılması NATO ve ABD için bu kadar önemli?
General Trinquand bu soruya, “Bu önemli çünkü İsveç bunu istiyor. Batılı devletlerin istekleri de bunun gerçekleşmesi gerektiği yönünde, bu karşılanmalı. Bu birinci nokta. İkincisi, İsveç’in uzun yıllar nötr bir ülke olduğunu hatırlatmak isterim. Eğer İsveç bu çizgiyi aştıysa, bunun nedeni var. NATO’ya katılma İsveç’in istediği bir durum değildi. Rus saldırısı nedeniyle bunu isteyen İsveç’in sesini duymak gerekir. Finlandiya alındı,İsveç için tek engel, bildiğimiz nedenlerden dolayı, Türkiye. İsveç’in iç kurallarında değişiklik istiyor. Ama onların da kendi iç kuralları var ve bu kurallara saygı duyulmalı ve NATO üyesi Türkiye, İsveç’in NATO’ya katılma ihtiyacını anlamalı” yanıtını verdi.
Türkiye’nin Rusya ve Ukrayna ile denge ilişkisi
“Türkiye’nin NATO tavrı Avrupa yakasında nasıl algılanıyor?” sorusuna General Trinquand, “hayal kırıklığı yaratıyor” cevabını verdi ve Türkiye’nin Ukrayna’ya drone yardımı yaparken, bir taraftan da Rusya ile konuşmasının dikkatle izlendiğini kaydetti.
Fransz General, “Evet Rusya ile tartışmak için kanalları her zaman açık tutmalıyız ama, konuşmayı reddeden Putin ile konuşmaya devam edemeyiz” dedi.
IRIS savunma ve NATO uzmanı Jean Pierre Maulny ise, her zaman bir diyalog kanalının açık tutulması gerektiğini belirterek, “Konuşmak istemeniz bir sorun değil. Ama müttefiklerin politikasına aykırı tezat pozisyon alırsanız sorun olur. Türkiye’ye sorulan sorular, daha çok yaptırımların delinmesine ilişkin kaygılar” uyarısı yaptı.