YORUM | Av. MEHMET TAHSİN
Önceki yazıda 15 Temmuz Darbe Girişiminin aydınlatılması için kurulan Meclis Araştırma Komisyonuna davet edildiği halde gelmeyen isimleri ele aldık. Bu yazının konusu da komisyona gelip bilgi veren isimler.
Öncelikle bilmemiz gereken Meclis Komisyonunun 3 aylık çalışması sonucunda ortaya koyduğu raporun buharlaştırılmış olması… 4 Ekim 2016 ile 4 Ocak 2017 tarihleri arasında 22 ayrı oturumda toplam 142 saat toplanan komisyonun taslak raporu 25 Kasım 2017 tarihinde Başkan Reşat Petek tarafından açıklanmıştı. Komisyonun diğer üyeleri, raporun son halini görmediklerini, kimin tarafından yazıldığını bilmediklerini ve muhalefet şerhlerini rapora alınmadığını ileri sürdüler. Buna rağmen apar topar Meclis Başkanlığına teslim edilen rapor orada kaybedildi ve yayınlanmadı. Tartışmalar üzerine Komisyon Başkanı Reşat Petek kendi internet sitesinden raporun tam metnini yayınladı.
Gazeteci Barış Pehlivan’ın paylaştığı bir kulis bilgisine göre, raporun bu haliyle yayınlanması Türkiye’nin uluslararası arenada zor durumda kalmasına, tazminatlar ödemesine yol açacağı ve Gülen Cemaatinin işine yarayacağı için basılmamış. Komisyon Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ da bu kulis bilgisini doğruladı.
KOMİSYONA KONUŞANLAR
Rapora göre komisyona gelip bilgi verenler arasında bir kısmı ilahiyatçı olan akademisyenler, siyasetçiler, askerler, emniyetçiler, gazeteciler, eski MİT Müsteşarı ve siviller var. Konuşanları tek tek ele almayacağım, çünkü bir kısmının verdiği bilgiler değerli olup, o bilgiler nedeniyle raporun yayınlanmaktan vazgeçilmiş olması da muhtemeldir. Özellikle vurgulamak istediğim, darbe girişimi hakkında doğrudan bilgi sahibi olanlar değil de geçmişte Gülen Hareketiyle husumeti olan isimlerin dinlenmesi, 15 Temmuz’un aydınlatılmasına herhangi bir katkı sunmamış.
Komisyonun ilk toplantısı 7 Ekim 2016’da yapılıyor. Bazı üyelerin komisyon toplantılarının canlı yayınlanması talepleri kabul görmüyor doğal olarak. Kimlerin dinlenmesi gerektiğine dair bir liste yapılıyor. İlk toplantı ve sonraki toplantılarda, yakın tarihe kadar Gülen Cemaatinin organizasyonlarında boy göstermek için birbirini ezenlerin, şimdi “daha fazla nasıl kötüleyebiliriz” yarışına girmiş olmaları dikkat çekiyor.
DOLANDIRICILIKTAN SABIKALI PROFESÖR ÇOMAKLI
İlk tanıkların dinlendiği 13 Ekim 2016 Perşembe gününün flaş ismi Polis Akademisi Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Şafak Ertan Çomaklı. Çomaklı’yı Koza İpek Holding’e kayyım atanmasına dayanak olan bilirkişi raporunu hazırlamasından tanıyorsunuz. Profesör Çomaklı’nın, 2007 senesinde akademisyen Mehmet Soydan’ı Kırgızistan’dan araba getirme vaadiyle kandırdığı, bu yüzden dolandırıcılıktan ağır cezada yargılanıp 2 yıl hapis cezası aldığı ortaya çıkmıştı.
İşte bu Profesör, Koza İpek Holding’in hesaplarında hiçbir hata bulamadığını itiraf etmiş, ancak, “Türkiye gibi hassas ekonomik şartlara sahip ülkelerde böylesine yüklü miktarda parasal değerlerin çevrildiği kurumsal yapılarda hiçbir hatanın olmaması, iktisadî, teknik ve ticarî gerçeklere uygun değildir. Dünyanın hiçbir yerinde mükemmel bir kurum, muhasebe sistemi ve finansal yapı mevcut değildir.” demişti. Şafak Ertan Çomaklı gibi defolu birinin defosuz/hatasız bir yapı için bunları söylemesi yadırganamaz.
Peki 15 Temmuz hakkında ne demiş olabilir bu dolandırıcı, diye toplantı tutanaklarını baştan sona okudum. Anlattıklarından “büyük resmi gören AKP trollerinden” bir farkı olmadığı anlaşılıyor. Cemaatin 1980’den beri devlete sızdığının çok gizli belgelerini gördüğünü anlatıyor. Devletin fişleme belgelerini ilk defa görüyoruz sanki!
Daha da enteresan olan Profesör Çomaklı’nın 2004 tarihli doktora tezinin son sayfasında yer alan özgeçmişinde Gülen Cemaati’ne yakınlığıyla bilinen Doğu’nun en başarılı okullarından biri olan Aziziye Koleji’nden mezun olduğu yazılmış. Aldığım bilgilere göre o dönem Çomaklı’nın annesi Zekiye Hanım okul aile birliği başkanlığı bile yapmış!
Şimdi “çok tehlikeli bir terör örgütü” dediği Hizmet Hareketi’ni bu kadar yakından tanıyan Çomaklı’dan, Cemaat’in içinde bulunduğu döneme dair tanıklığını anlatmasını beklersiniz değil mi? Değil işte. Yaklaşık 24 sayfalık konuşma metninde o döneme dair tek kelime yok.
YERLİ MİLLİ ESCOBAR GALİP ÖZTÜRK
Komisyona konuşan en dikkat çekici isimlerden biri de Metro Holding’in sahibi Galip Öztürk. ‘Darbecilikle’ suçlanan Gülen Cemaati’nin finans kaynakları hakkında bilgi almak üzere komisyona davet edilen Galip Öztürk’ü Tr724 okurları yakından tanır.
Galip Öztürk, 22 yıl önce işlenen bir cinayete ilişkin yargılandığı davada ‘cinayetin azmettiricisi’ iddiasıyla müebbet hapis cezası almış ve Yargıtay cezayı onamıştı. Tam hapse girecekken 17/25 operasyonu imdadına yetişti. Camia’dan olduğunu iddia ettiği polisler ve yargı mensuplarının kendisine kumpas kurduğunu ileri sürerek yeniden yargılama istedi ve infazın durdurulması talebi kabul edildi.
Bu arada hem Sabah gazetesine hem A Haber’e çıkan Galip Öztürk cemaatin kendisinden istediği parayı vermeyince nasıl tutuklandığını, aslında ne kadar namuslu ve dürüst bir iş adamı olduğunu ballandıra ballandıra anlattı. Ve böylece hapse girmekten kurtuldu, ‘muteber’ bir iş adamı olarak daha büyük vurgunların peşine düştü. Nitekim 15 Temmuz’u araştıran Meclis Komisyonu’na verdiği ifadenin sonunda Koza İpek Holding’e talip olduğunu bile söyledi.
Galip Öztürk, komisyonda kendisinin geçmişte Gülen Cemaatine para yardımı yaptığını, ancak 2009’da Kozmik Oda’ya girildikten sonra bir aydınlanma yaşadığını, o yüzden Cemaat’le arasına mesafe koyduğunu anlattı. İronik olan Hizmet Hareketi’nin finans kaynakları hakkında bilgisine başvurulan kişinin kendisinin kirli bir servete sahip olması. Cinayete azmettirmekten tutun uyuşturucu ticaretine kadar suça batmış birinin tanıklığına nasıl güvenmişler!
2 yıl sonra hesapta olmayan bir gelişme oldu ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Galip Öztürk hakkında 11 Ekim’de verilen müebbet hapis cezasının infazının devamına karar verdi. Bu karardan bir gün önce haberdar olan Öztürk soluğu Gürcistan’da aldı. Müebbet hapis cezası olan biri, köşe bucak saklanması gerekirken, Erdoğan’ın Başdanışmanı Hidayet Türkoğlu ile elçilik rezidansında hatıra pozları verdi.
2022 Mayıs ayında Gürcistan polisi, Galip Öztürk’ün evine yaptığı baskında, 7 kilo kokain ele geçirdi. Uyuşturucu ticareti yapmaktan, kara para ve vergi kaçakçılığı suçlarından çıkarıldığı mahkeme tarafından da tutuklandı. Meclis Komisyonunda milli manevi değerlere saygılı, hayırsever bir iş adamı profili çizen Galip Öztürk’ün içinden “Yerli Milli Escobar” çıktı!
Komisyona konuşan 50 kişiden problemli gördüklerimi ele almaya devam edeceğim.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***