Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, kızamık konusunda bir salgının söz konusu olmadığını söyledi.
“Durum kontrol altında” diyen Bakan Koca, “Tespit edilen tüm vakalar için gerekli tedaviler uygulanıyor. Ayrıca filyasyon çalışmaları son derece sıkı şekilde yapılıyor. Şu an göç nedeniyle birçok ülkede kızamığın arttığını biliyoruz. Bizde de bölgesel, İstanbul ağırlıklı olmak üzere vakalar var” diye konuştu.
YERLİ AŞI: İKİNCİ ETABI DEVAM EDİYOR
Bakan Koca, yerli aşı üretiminde son gelişmeler hakkında da şu bilgileri verdi:
‘’Hıfzıssıhha merkezimiz şu an inşaat halinde. İlk etabı bitti, ikinci etabı devam ediyor. Bittiğinde, bugün kullandığımız tüm aşıların yüzde 86’sı yerli üretilir hale gelecek. Şu an Hepatit-A, suçiçeği ve kuduz aşılarını, teknoloji transferiyle yerlileştiriyoruz. Önemli bir aşamaya geldik, bitmek üzere.”
VAKALARIN YÜZDE 86’SI İSTANBUL’DA
Göç nedeniyle birçok ülkede kızamık vakalarının arttığına dikkat çeken Koca, “Bizde de bölgesel, İstanbul ağırlıklı olmak üzere vakalar var. Vakaların yüzde 86 İstanbul’da” açıklamasında bulundu.
Artan vakalar karşısında aşı uyarısında bulunan Koca, “Vatandaşımızın hızla, eksik veya hiç aşısı yapılmayan çocuğu varsa yaptırmasını özellikle öneriyoruz. Biz 3 doz aşıyı bu dönemde önemsiyoruz. ilk iki doz 9 ve 12. aylarda , üçüncü doz ise dört yaşında yapılmalı” dedi.
“SURİYELİ DOKTOR VEYA HEMŞİREYE ÜCRET ÖDENMİYOR”
Koca, Suriyeli sağlıkçılara istihdam sağlandığı iddialarına ilişkin de konuştu.
Koca, bugünlerde 4 bin Suriyeli sağlıkçının istihdam edilmesi durumunun yeniden gündem yapıldığını söyleyerek, “Bundan 2 yıl önce ‘Göç ve Sağlık’ konulu uluslararası bir toplantıdaki sözlerim çarpıtılarak servis edilmiştir. Yabancı misyonlara bilgi vermek üzere, göçmen sağlığıyla ilgili ne yapılması gerektiğini anlattığımız bir konuşmaydı. Biliyorsunuz göçmen sağlığı merkezlerindeki giderler, Avrupa Birliği (AB) fonlarından karşılanıyor ve göçmen sağlığı merkezleri sadece yabancılara, yani ağırlıklı Suriyelilere hizmet ediyor. Çalışanları da biz bir eğitimden geçirerek, Suriyeli vatandaşlardan seçerek, orada geçici süreyle sözleşmeli istihdam ediyoruz. Ve o parayı da AB fonlarından ödüyoruz. Yani Türkiye Cumhuriyeti’nin kaynaklarından, Suriyeli çalışan herhangi bir doktor veya hemşireye herhangi bir ücret ödenmesi söz konusu dahi değil. Üstelik biz hem Suriyeli olan sağlık çalışanıyla, göçmenlere sağlık hizmeti vererek üzerimizdeki yükü hafifletmiş oluyoruz. AB fonundan da bunun giderlerini karşılıyoruz. Bu da yabancılara, AB misyonlarına özellikle anlatılmaya çalışıldı. Biz üzerimizdeki bu yükü, sağlık hizmetini bu şekilde yaparak, sistemi iyileştirdiğimizi anlatıyoruz. 2 yıl önce yapılmış bir açıklamanın sanki 4 bin Suriyeli sağlıkçının bugün istihdam edilmiş gibi gündeme getirilmesi de manidar. Onu da sizlerin yorumuna bırakıyorum” dedi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***