ANKARA – Gazeteciler hakkındaki davanın ikinci duruşmasında dinlenen gizli tanık “K8Ç4B3L1T5”, “devlet adına faaliyette” bulunduğunu belirterek, iddialarının “duyuma dayalı” olduğunu itiraf etti.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında 25 Ekim 2022’de gözaltına alındıktan sonra 29 Ekim’de tutuklanan ve 16 Haziran’da tahliye edilen 9 gazeteci hakkında açılan davanın ikinci duruşması görüldü. Tutuksuz yargılanan Mezopotamya Ajansı (MA) Yazı İşleri Müdürü Diren Yurtsever, MA muhabirleri Berivan Altan, Ceylan Şahinli, Deniz Nazlım, Emrullah Acar, Hakan Yalçın, Selman Gözelyuz ve Zemo Ağgöz, JINNEWS muhabirleri Habibe Eren ve Öznur Değer ile bir süre MA Ankara bürosunda stajyer olarak çalışan Mehmet Günhan hakkında açılan davanın duruşması Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Gazetecilerden Ağgöz, Nazlım, Gözelyuz, Yalçın ve Günhan duruşmaya katıldı. Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), İnsan Hakları Derneği (İHD), MLSA, P24 ve TGS de duruşmayı izledi.
AĞGÖZ’ÜN SAVUNMASI
Duruşma, kimlik tespiti ve dosyaya eklenen evrakların okunmasıyla başladı. İlk olarak söz alan Zemo Ağgöz, haklarında açılan davanın Türkiye’nin siyasi atmosferinden bağımsız olmadığını belirtti. Ağgöz, “Gazeteciliğimiz bomboş iddialarla kriminalize edilmek isteniyor. Bize yöneltilen suçlamalar MA’dan çalışmamızdan dolayı. Sizin de başkanlığınızı yaptığınız davalar dahil adliyede birçok dava takip ettim. O haberlerde yazdığımız her şey kayıtlarda da yer alan bilgilerdir. Dedeoğulları Davası’na dair yaptığımız haberler dahi suçlama konusu yapılmış durumda” dedi.
Ablasıyla yaptığı telefon görüşmelerin suçlama konusu yapıldğına dikkati çeken Ağgöz, bu durumun suç vasfı taşımadığını söyledi. MASAK raporlarında yer alan para alışverişinin “hayatın olağan akışında” olduğunu vurgulayan Ağgöz, “Haber yaptım, bunun parasını aldım. Almayayım mı?” diye sordu.
‘BEBEĞİMİ EMZİREMEDİM’
Ağgöz, tanık beyanlarına işaret ederek, “İçi boş iddialar yüzünden gazeteciliğimiz ve çalıştığımız ajans sorgulanıyor. Bu iddialar nedeniyle 45 günlük bebeğimi emziremedim. Bu asılsız iddialar nedeniyle 10 aylık bebeğim ile birlikte buraya gelmek zorunda kaldım” diye konuştu. Ağgöz, hakkındaki adli kontrol şartının kaldırılmasını ve duruşmalardan vareste tutulmayı istedi.
GİZLİ TANIĞIN İDDİALARI
Sonrasında gizli tanık “K8Ç4B3L1T5” dinlenildi. Gizli tanık, savcılık sorgusunda verdiği ifadeyi tekrarladı. “K8Ç4B3L1T5”, gazeteci Deniz Nazlım’ın üniversite yıllarında yürüttüğü öğrenci faaliyetlerini illegalize etmeye çalıştı. Mahkeme başkanının, bu sırada “Nazlım’ın DİHA’nın ardından MA’da çalışmasını Abbas kod adlı Duran Kalkan’ın ve bağlı örgüt üyelerinin talimatıyla mı oluyor” şeklinde soru sorması dikkat çekti.
“K8Ç4B3L1T5”, bugüne kadar Wan’da çalışma yürütmeyen gazeteci Gözelyuz’in Wan’da çalıştığını iddia etti. Gizli tanık, gazeteci Ceylan Şahinli’nin ise Ankara’da çalışan bir muhabir olduğunu söyledi.
“K8Ç4B3L1T5″, gazeteci Habibe Eren hakkında “net bir bilgiye sahip olmadığını” belirterek, “örgüt üyesi olduğunu düşünüyorum” dedi. Ardından gizli tanığın savcılık sorgusundaki ifadeleri okundu.
MAHKEMENİN SORUSUNU YANITSIZ BIRAKTI
Gazeteciler ve avukatlar, gizli tanık beyanlarını ilk kez duruşma salonundan duydu. Gazeteciler hakkındaki “bilgilere” MA’da çalıştığı için elde ettiğini iddia eden “K8Ç4B3L1T5”, “İfadelerim, MA’da çalışan herkesin bileceği şeyler” dedi. Gizli tanık, mahkeme başkanının, “MA’da ne kadar süre çalıştın” sorusunu ise yanıtsız bıraktı.
BİLGİSİ DUYUMA DAYALIYMIŞ!
Daha sonra gazeteci Diren Yurtsever’in avukatı Özgür Erol konuştu. Erol, “Okuduğunuz ifadeyi ilk kez dinledik” dedi. Erol, gizli tanığa, “İfadeyi hangi tarihte verdiniz” diye sordu. Gizli tanık “hatırlamıyorum” dedi. Gizli tanık, “Bu ifadeyi hakkınızda yürütülen bir soruşturmaya binaen mi verildi” sorusuna “hayır” cevabını verdi.
Erol, “İfadede bu hususlar herkes bilir’ dediniz. Bu kadar örgütsel olan faaliyetleri herkesin bilmesi doğal mıdır?” diye sordu. Gizli tanık, “doğaldır” cevabı verdi. Erol’un Dicle Fırat Gazeteciler Derneği’nin (DFG) “örgüt talimatıyla” kurulduğuna dair somut bilgisini sorduğu gizli tanık, somut bilgisinin olmadığını ve duyuma dayandırdığını söyledi.
‘DEVLET ADINA FAALİYETLERDE BULUNDUM’
Av. Erol, daha sonra “Bu faaliyetlerde devlet adına mı bulundun?” diye sordu. Gizli tanığın yanıtı ise, “evet” oldu. Gizli tanık, “Kamu görevlisi misin” sorusunu ise, “hayır” şeklinde yanıtladı.
ÇELİK: KİMSEDEN TALİMAT ALMADIK
MA İmtiyaz Sahibi gazeteci Ferhat Çelik, SEGBİS aracılığıyla tanık olarak dinlenildi. Ajansa başlayan gazetecilere sözleşme imzaladıklarını belirten Çelik, yargılanan birçok gazetecinin ise ajansı devralmadan önce işe başladığını belirtti. Görevlendirmelerin “örgüt talimatıyla” yapıldığı iddiasını yalanlayan Çelik, “Bizim bir haber merkezimiz var. Doğal olarak muhabirlere de ihtiyaç doğrultusunda danışırız. Urfa’da ihtiyacımız olduğu için Emrullah’ı da oraya gönderdik. Kimseden talimat almadık” dedi. Mahkeme başkanı, “Neden hep bir minvalde haber yapıyorsunuz?” diye sordu. Çelik, hak odaklı bir habercilik yaptıklarına işaret etti.
Gazeteci Günhan, tanık beyanlarına dair konuştu. Günhan, “Manisa’da bir davada insanların düğünlerde altın takmasını örgüt bağlantısı üzerinde kurmuşlardı. Yapılan her şey örgüt talimatıyla yapılmış gibi gösteriliyor. Türkiye’de insanların iradesi yokmuş gibi bir durum var. Bugün de basın için benzer bir durum söz konusu. Herhangi bir örgütsel çalışmaya rastlamadım. Tanık ifadesinde okunan şeylerin yüzde birini bile bilmiyorum” dedi.
Mahkeme başkanı, “Tıp fakültesini 12 yılda bitirememişsin. Bu durum hayatın olağan akışına aykırı değil mi?” diye sordu. Günhan, “Ben 12 yıllık sürede sadece 6 ay basın faaliyeti yürüttüm. Geri kalan zamanlarda tarlada bile çalıştım. Bu durumu nasıl bağdaştırabilirsiniz” yanıtı verdi.
Gazeteci Gözelyuz, haklarındaki adli kontrol kararının kaldırılmasını ve el konulan dijital materyallerin iade edilmesini talep etti. Gözelyuz, “MA, AA’dan daha meşru bir ajanstır. Bizi ve MA çalışanları kriminalize etmek istiyorsunuz” dedi.
Avukatlar, aleyhte hususları kabul etmediklerini dile getirerek, sonraki aşamalarda ayrıntılı beyan vereceklerini aktardı. Avukat Hülya Yıldırım, tüm gazetecilerin duruşmalardan vareste tutulmalarını talep etti.
DURUŞMA ERTELENDİ
Mahkeme, kısa bir aranın ardından kararını açıkladı. Mahkeme, adli kontrol şartının devamına, dijital materyallerin iade edilmesine dair talebin ise reddine karar verdi. Ayrıca Özgür Baran ve Hüseyin Dorudeniz’in tanık olarak dinlenilmesine karar verildi.
Bir sonraki duruşma 26 Ekim’e ertelendi.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***