Yıldız Tar
İSTANBUL – Sona Y., oğluyla birlikte altı yıldır Türkiye’de yaşayan Azerbaycanlı bir gazeteci. İstanbul Kadıköy’de yaşıyor, oğlu burada liseye gidiyor. Serbest gazeteciliğe devam ediyor.
Sona’nın son on gününü oğlundan ayrı Silivri Selimpaşa Geri Gönderme Merkezi’nde tutuluyor.
Her şey Haziran ayının ilk günlerinde başladı. Sona’nın üst kat komşusu M.Ö., Sona’dan dairesinin önündeki bozuk lambayı yaptırmasını istedi. Sona, parası olmadığı için lambayı yaptıramadı.
‘TÜRK ERKEĞİNİN GÜCÜNÜ GÖSTERECEĞİM’ DİYEREK SALDIRDI
Bir hafta sonra, 23 Haziran’da komşu M.Ö., Sona’nın kapısına dayandı. Sona, parası olmadığını söyleyince M.Ö. ev sahibini aramakla tehdit etti. “Tamam arayabilirsiniz” cevabını alan M.Ö., “Ben gösteririm şimdi sana nasıl takıldığını” diyerek Sona’nın boğazını sıkmaya başladı. Komşu M.Ö. bir yandan da, “Ben Türküm. Bir Türkle böyle konuşamazsın. Türk erkeğinin gücünü göstereceğim sana” diyordu.
Sona güç bela apartman dışına çıktı. M.Ö. de peşinden gelerek bu sefer saçlarından tutup yerlerde sürüklemeye başladı. M.Ö. bir yandan da küfürlerine devam ediyor, “Seni öldüreceğim. Seni bu apartmanda yaşatmayacağım. Ben Türküm. Türk olmayan burada yaşayamaz. Seni bu ülkede yaşatmayacağım” diye tehdit ediyordu. Sona’nın “Ben de Azeri Türküyüm” demesi de hiçbir işe yaramadı.
Her iki taraf da birbirinden şikayetçi oldu. M.Ö., saldırdığı Sona’nın “Bu yaptığınız faşizmdir” sözlerinin hakaret olduğunu öne sürdü. Polis, M.Ö.’nün ifadesini aldıktan sonra serbest bıraktı. Ancak Sona’nın Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmaması, komşusundan gördüğü şiddet darp raporuyla belgeli olmasına rağmen; ikamet iznindeki sorundan dolayı geri gönderme merkezine gönderilmesine yol açtı.
SALDIRIYA UĞRADI, GERİ GÖNDERME MERKEZİNE GÖNDERİLDİ
Sona’nın Avukatı Yakup Sevinçhan’ın Artı Gerçek’e verdiği bilgiye göre, 2020 yılında müvekkilinin ikamet izni başvurusu reddedildi. Ancak karara itiraz ettiler. Dava henüz sonuçlanmadı. Reddin sebebiyse, Sona hakkında daha sonra geri çekilen bir şikayet. Şikayet geri çekilse de, ikamet izni uzatılmadığıyla kaldı.
Sona’nın karakoldaki ifadesinde ikamet izninin uzatılmadığı ortaya çıkınca Silivri Selimpaşa Geri Gönderme Merkezi’ne götürüldü. Göç İdaresi Müdürlüğü 48 saat içinde hakkında sınır dışı ve idari gözetim kararı aldı. Av. Sevinçhan hem sınır dışı hem de idari gözetim kararlarına itiraz etti. İtirazlar henüz sonuçlanmadı.
Sona’nın Azerbaycan’daki kız kardeşi Mona Y.’de kardeşinin durumundan endişeli. Artı Gerçek’e, “Sadece Azerbaycanlı olduğu için saldırıya uğramış. Oğlu liseyi bitirmek üzere. Oğlunun okulu bitince dönecek zaten ama şimdi geri yollarlarsa oğlunun eğitim hayatı da yarım kalacak” diyor.
GERİ GÖNDERME MERKEZİNDE KAN LEKELİ ÇARŞAFLARDA YATIRILIYOR, KENE SALGINI VAR
Av. Sevinçhan, müvekkiliyle en son dün (3 Temmuz Pazartesi) görüşebildi. Geri Gönderme Merkezi’nde gördükleri ve “işittikleri insanlık onuruna aykırıydı”:
“Silivri Selimpaşa Geri Gönderme Merkezi’nin durumu gerçekten fecaat. Cezaevi yanında saray kalır. Kapasitesinin çok üzerinde yabancı var. Hijyen sıkıntısı var. Temizlikleri de orada kalan yabancılara yaptırıyorlarmış. Herhangi bir temizlik malzemesi de vermeden. Geri Gönderme Merkezi’nde tutulan yabancılar, kantinden havlu alıp ıslatıp onunla tuvalet ve banyoları temizlemeye çalışıyorlar. Çarşaflar yenilenmiyor. Üzerinde kan ve lekeler olan çarşafların üzerinde yatırıyorlar insanları. En fenası da ciddi bir kene salgını var. Sona hanımın vücudunun her yerinde kene ısırıkları vardı. Görüşmemizde geri gönderme merkezi şartları ve kendisine yapılan haksızlıklardan dolayı açlık grevine başlayacağını söyledi.”
İddiaya göre, akli dengesi yerinde olmayan yabancılar da geri gönderme merkezinde tutuluyor. Kimse kendini güvende hissetmiyor. Geceleri uyumak mümkün değil. Avukatlar, akli dengesi yerinde olmayan yabancıların hastaneye götürülmesi gerektiğini söylediğinde merkez yetkililerin tedavi anlayışı ise bir üst kata çıkarıp dövmek.
Av. Sevinçhan, ikamet izniyle ilgili dava devam ederken geri gönderme yapılmasının hukuka aykırı olacağını söylüyor.
“Mahkeme sonuçlanmadan sınır dışı edilirse dava sonuçsuz kalacak. Ancak kanunda boşluk var maalesef. Bu boşluk da nasıl ki Geri Gönderme Merkezi her iki taraf da birbirinden şikayetçi olmasına rağmen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı şahsın ifadesini esas alıyorsa; benzer şekilde yabancılar aleyhine kullanılıyor.”
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***