Geçtiğimiz yılın Haziran ayında Diyarbakır’da 16’sı tutuklanan 18 gazeteci hakkında hazırlanan iddianameyi yazan savcıyla, mahkeme heyetinde bulunan hakimlerden birinin karı koca olmasını haber yapan gazeteci Fırat Can Arslan tutuklandı.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı operasyonda Mezopotamya Haber Ajansı muhabiri Arslan’la birlikte gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan Sibel Yükler, Delal Akyüz, Evrim Deniz’in ardından Bianet internet sitesi editörü Evrim Kepenek de savcılık tarafından serbest bırakıldı.
Dün öğle saatlerinde gözaltına aldıktan sonra geceyi İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde geçiren Kepenek, öğle saatlerinde sulh ceza savcılığı tarafından adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı. Yurtdışı çıkış yasağı da getirilen Bianet editörü, her ay karakola giderek adli kontrol kapsamında imza verecek.
Gazeteciye kelepçeli gözaltı
Evinde gözaltına alındıktan sonra plastik kelepçe takılmasına büyük tepki gösterilse de Kepenek bugün adliyeye de kelepçeyle geldi.
Avukatı Meriç Eyüboğlu’nun müvekkilinin elinde demir kelepçe bulunduğunu gösteren fotoğrafı paylaşmasınaysa savcılıktan tepki geldi.
Evrim Kepenek’in serbest kalması sonrası gazetecilere açıklamalarda bulunan Eyüboğlu, fotoğraftan sonra savcının kendisi hakkında işlem yapabileceği bilgisinin kendisine ulaştığını söyledi.
“Her defasında ‘direnme bunu takacağız’ dediler. Oysa direnmiyordum zaten”
Gazeteci Evrim Kepenek ise dün polislerin gözaltı işlemleri için evine geldikten sonra yaşananları VOA Türkçe’ye anlattı.
Kepenek, “İlk eve geldikleri zaman diyalogla yaklaştım. Onlar da diyalog kurdular. Normal bir şekilde ilerledi süreç. Evraklarını gösterdiler, uygundu, yasaldı. Eve girdiler, aramayı yaptılar. Her şey normal giderken bir anda beni götürecekleri zaman ‘kelepçe takacağız’ dediler. Orada itiraz ettim. Buna gerek yoktu. Çok söyledim, dinletemedim. Nezarette gözaltındayken çıkardılar kelepçeyi ama hastaneye götürürken bunu tekrar taktılar. Her defasında ‘direnme bunu takacağız’ dediler. Oysa direnmiyordum zaten” dedi.
“Bu dünyanın her yerinde haberdir ve bu paylaşımı yaptığı için bir gazeteci tutuklandı”
Evrim Kepenek bir suç işlemediğini ve sosyal medyada yapmış olduğu paylaşımının aslında bir gazetecilik faaliyeti olduğunu söyleyerek savcıya da bu şekilde ifade verdiğini aktardı.
“Gazeteci arkadaşımızın yine bir gazeteci davasına bakan hakim ve savcıyla ilgili yapmış odluğu bir paylaşım ki paylaşıma baktığınız zaman hakaret içeren hiçbir kelime göremezsiniz. Her yerde yazan atama kararını alıp paylaşmış, tek yaptığı şey bu. Ben de o davayı takip ettiğim için RT ettim. Çünkü önemliydi, açık olan bir bilgiydi. Gizli bir bilgiyi alıp paylaşmamıştım. Haber değeri olan bilgiyi alıp paylaştım gazeteci refleksimle. Suçlamaya çok şaşırdım. Bir RT etmeye insanların 24 saatten fazla gözaltında tutulduğu bir süreçte olduğumuzu maalesef bu olayla tekrar hatırlamış oldum. Bu dünyanın her yerinde haberdir ve bu paylaşımı yaptığı için bir gazetecinin tutuklandığına ilk kez tanık oldum.”
Avukat Eyüboğlu: “Birinci dereceden yakınlığı bulunan hakim ve savcının aynı davada bulunması hukuka aykırı”
Uzun yıllardır ceza davalarını takip eden Avukat Meriç Eyüboğlu daha önce gazetecilerin ağırlıklı olarak Terörle Mücadele Kanunu’nun “örgüt propagandası” suçunu düzenleyen 7/2 maddesinden suçlandığını ancak son dönemde “terörle mücadelede görev almış kamu görevlilerinin hüviyetlerini” açıklama ve yayınlama suçunu içeren 6/1 maddesinin gazetecileri suçlarken öne çıktığını belirtti.
Eyüboğlu, “Şu an popüler madde altıncı maddenin bir fıkrası. Gazeteci arkadaşlarımız bundan yargılanıyor. ‘Terörle ilgili görev yapan kamu görevlisi’ diye o maddeyi keşfettiler, tırnak içinde söylüyorum, bu madde çok geniş yorumlanıyor. Söz konusu olan haber Resmi Gazete’de yayınlanan hakim ve savcı atamalarına ilişkin bir haber. Bir hakim ve bir savcı falanca yerden filanca yere atanmış. Ama burada tartışmalı olan davadan bağımsız olarak ‘iddianameyi düzenleyen savcının eşi mahkeme heyetinde yer alabilir mi’ tartışması. CMK’da bununla ilgili açık hüküm yok. Ama Yargıtay’ın ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararları var. Bizzat Yargıtay’ın kendisi ‘hayır olamaz’ dedi. Çünkü mahkemelerin bağımsız olması gerekir. İddianame düzenleyen bir savcının birinci derece yakınının mahkeme heyetinde olması ‘bunu ihlal eden bir şeydir’ diyor. Bu kişilerin aynı davada yer alması hukuka aykırı” dedi.
“Türkiye makamlarına gazetecileri keyfi ve sistematik olarak gözaltına alma uygulamasına son verme çağrısında bulunuyoruz”
Bu soruşturmaya yerli ve yabancı gazeteci ve hak örgütleri ortak bir açıklama yaparak tepki gösterdi.
İmzacıları arasında Gazeteciler Cemiyeti, Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), Uluslararası Af Örgütü Türkiye, Article 19 ve İngiliz Pen’in de yer aldığı 40 örgüt Fırat Can Arslan’ın bırakılması için çağrıda bulundu.
Açıklamada, “Beş gazeteci, Türkiye’de ‘Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü’ olarak kutlanan 24 Temmuz’dan bir gün sonra evlerine yapılan baskınlarla gözaltına alındı. Bu gazetecilerden dördü adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken, Arslan aynı gün içinde tutuklandı. Arslan’ın derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz. Türkiye makamlarına terörle mücadele yasalarını kötüye kullanma ve gazetecileri keyfi ve sistematik olarak gözaltına alma uygulamasına son verme çağrısında bulunuyoruz” denildi.