Esra ÇİFTÇİ
Artı Gerçek – Ali İsmail Korkmaz 19 yaşında Eskişehir’de üniversite öğrencisiyken Gezi protestolarına destek amacıyla katıldığı yürüyüşe müdahale eden polis ve çevredeki saldırganlar tarafından darp edildi. Gittiği hastanede tedavi göremeyen Korkmaz’a ilk tıbbi müdahale ancak 20 saat sonra yapıldı. Beyin kanaması geçirdiği anlaşılan Korkmaz, 38 gün boyunca komada kaldı ancak 10 Temmuz 2013 günü vefat etti.
Ali İsmail’in ölümünün 10. yıldönümünde ağabeyi avukat Gürkan Korkmaz, Artı Gerçek’e konuştu.
‘BİRDEN KENDİMİZİ ÜLKE GÜNDEMİNİN ORTASINDA BULDUK’
Antakya’nın Ekinci mahallesinde sade, kendi halinde yaşayan bir aileyken birden kendilerini ülke gündeminin ortasında bulduklarını söyleyen Gürkan Korkmaz şöyle devam ediyor:
“Babam inşaat işçisi, annem ev hanımı. Bunu özellikle vurguluyorum, Anadolu’nun bir köyünde sade vatandaş olarak yaşarken Cumhuriyet tarihinin en büyük hareketlerinden bir olan Gezi olaylarının merkezinde bulduk kendimizi ve tüm ezberlerimiz bozuldu. Zaten bir kardeşi, bir evladı kaybetmenin acısı tarif edilemez bir de dava süreçleri bizi çok yıprattı. Ali İsmail’i polis darp etti, üzerine hastanede doktor gerekli müdahaleyi yapmadı, savcılık soruşturmayı etkisiz bir şekilde yürüttü. Mahkeme katillere ödül gibi bir ceza verdi. Ali İsmail’i kaybetmenin acısının yanı sıra bunlarla uğraşmak da bizi ayrıca çok yıprattı.”
”ÖDÜL GİBİ CEZA VERİP SERBEST BIRAKTILAR’
Ali İsmail’in dava süreçlerine avukat olarak da müdahil olduğunu söyleyen Korkmaz, katillerin hepsinin dışarıda olduklarını söylüyor. 15 Temmuz darbe sonrası çıkan infaz yasası ile cezaevlerinin boşaltıldığının altını çizen Korkmaz, Ali İsmail’in katillerinin adam öldürmekten ceza almadıklarını, kasten yaralamanın ölümle sonuçlanmasından ceza aldıklarını belirtiyor:
“Anayasanın yaralama maddesinden ceza aldıkları için o yasadan yararlandılar ve en ağır cezayı alan 3 yıl yattıktan sonra cezaevinden çıkmış oldu. Maalesef katil polislerin hepsi şu an dışarıda. 19 yaşında bir genci döverek öldürdüler ve en fazla 3 yıl yatıp çıktılar. Dava bitti, Yargıtay’da da onaylandı. Davayı şu an Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıdık ama Türkiye’de iç hukuk yolları tamamen tükendi. Çok komik bir cezayla katillere ödül gibi ceza verip serbest bıraktılar.”
‘ÇOCUK SAHİBİ OLMADAN EVLAT ACISI YAŞADIM’
Ali İsmail ile kardeşten öte baba oğul ilişkisi olduğunu söyleyen Korkmaz, Ali İsmail’in kendisinden 8 yaş küçük olduğunu, babalarının Arabistan’da çalışmasından ve uzakta olmasından dolayı, kendisinin Ali İsmail ile daha çok ilgilendiğini anlatıyor:
“Bir yere gideceği zaman benden izin alırdı, annem izni onaylamış olsa bile yine de bana sorardı. Ne bileyim harçlığını benden isterdi. Ben çocuk sahibi olmadan evlat acısı yaşadım. Ali İsmail çok özel bir çocuktu. Haksızlığa asla gelemezdi. Ali İsmail’in ölümünden sonra annem de kendini çok suçladı. “Keşke oğluma gitme deseydim” diyerek çok hayıflandı. Ali İsmail Eskişehir’de öğrenciydi, bütün Türkiye ayağa kalkmışken evde oturmasını zaten bekleyemezdik. Gerçekçi olmazdı, orada da haksızlığa karşı çıkacaktı, bunu biliyorduk ve maalesef ki bu hikâyede yanan biz olduk.”
‘ALİ İSMAİL’İ YAŞATMA MÜCADELESİNİ HİÇBİR ZAMAN BIRAKMADIK’
Gürkan Korkmaz Ali İsmail’in ismini yaşatma mücadelesini hiçbir zaman bırakmadıklarını, hukuk mücadelelerini sürdüreceklerini, katillerin adil cezalarla yargılanmaları, cezalarını çekmeleri için mücadele edeceklerinin altını çiziyor.
Ali İsmail adına vakıf kurduklarını söyleyen Korkmaz, Ali İsmail Korkmaz Vakfı olarak 300’e yakın öğrenciye burs verdiklerini, gençlere sanatsal projelerle destek verdiklerini, ayrıca gençlere toplumsal fayda getiren projeler yaptıklarını ifade ediyor:
“Maalesef depremden dolayı vakıf binamız yıkıldı. “Ali İsmail” adına koşular düzenleniyordu, yine depremden dolayı yapamadık. Fiziki olarak vakıf binası yıkıldı, o duvar yeniden örülür, çatısı yeniden yapılır. Bunlar yapılmayacak şeyler değil ama Ali İsmail bir daha geri gelmeyecek. Biz mücadelemizi ve sivil toplum alanında faaliyetlerimizi sürdüreceğiz, Ali İsmail’i her yerde yaşatmaya çalışacağız. Elbet devran dönecek, elbet hak yerini bulacak. Adalet herkese bir gün lazım olacak.”
DAVA SONUCU
21 Ocak 2015 tarihinde görülen davada Mevlüt Saldoğan “kasten ölüme sebebiyet vermek” suçundan 13 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Cezası geleceğine etkisi göz önüne alınarak 10 yıl 10 aya indirilerek tutukluluk halinin devamına karar verildi. Tutuksuz sanık polis Yalçın Akbulut 12 yıl hapis cezasına çarptırıldı, aynı gerekçeyle 10 yıl hapisle birlikte tutuklanmasına karar verilerek ceza evine gönderildi. Fırıncılar İsmail, Ramazan Koyuncu ve Muhammet Vatansever yaralama suçundan 8’er yıl hapis cezasına çarptırıldılar. Cezaları suça yardım düzeyinde kaldığı için 3 yıl 4 aya indirildi. Diğer polis memurları Şaban Gökpınar ve Hüseyin Engin delil yetersizliğinden beraat ettiler. Tutuklu sanıkların hepsi üç yıl cezaevinde kaldıktan sonra tahliye edildiler.
Ali İsmail Korkmaz saldırıya uğradığı sokakta anıldı
Mücella Yapıcı’dan Gezi tebliğnamesine tepki: Benim hakkımda kesin ve inandırıcı delil yoksa, diğerlerinin de yok
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***