Çoklu baro düzenlemesini içeren avukatlık kanunu düzenlemesi, 2020 yılında 80 baronun itirazına rağmen TBMM’de kabul edilerek yasalaşmıştı. Yeni düzenlemeyle 5 bin avukatı geçen illerde 2 bin avukatın imzasıyla yeni barolar kurulabildi.
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin yargıyı ele geçirme operasyonunda tek eksik Barolar Birliği ve baroların yönetimlerini ele geçirme kalmıştı. Söz konusu teklifin kabul edilmesi ile iktidarın kendi kontrolünde olacak baroları kurmasının önü açıldı.
KAMU AVUKATLARI İÇİN 2 NOLU BARO KRİTERİ
Baroların bölünmesinin bir sonucu kamu kurumlarındaki avukat atamalarında, sözleşmeli avukat alımlarında aranan kriterlere yansıması şeklinde oldu.
Gerçek Gündem’in edindiği bilgiye göre fiili olarak kamu kurumlarında sözleşmeli ya da işçi avukatlık başvurularında 2 No’lu Baro’ya geçiş zorunluluğu aranıyor.
Ankara Barosu’ndan konuştuğumuz bir yetkili “Özellikle son 6-7 aydır kamu kurumlarındaki avukat atamalarında, sözleşmeli avukat alımlarında 2 No’lu Baro mensubiyetinin arandığı biliniyor” dedi.
İsminin haberde yer almasını istemeyen yetkili de facto uygulamayı şu sözlerle anlattı:
“Bakanlıklar bünyesindeki avukatlar nezdinde bu şartın arandığını biliyoruz. Örneğin Hazine ve Maliye Bakanlığı ve Dış İlişkiler bünyesindeki avukatlarda böyle olunduğu biliniyor.”
‘KAMU AVUKATLIĞI GÜVENCE VE İMTİYAZ DEMEK’
Konuştuğumuz yetkili 2 No’lu Baro düzenlemesi geldiğinde yeterli sayıyı karşılayabilmek için kamu avukatlarına yoğun baskı yapıldığını hatırlatarak “Kendilerine 2 No’lu Baro’ya kaydolmamaları halinde sıkıntı olacağı söylenmişti. Bunun devamında bu noktaya gelindi” dedi.
Yetkili, avukatlığın artık güvencesiz meslek grupları içinde sayıldığını ve fakat kamu avukatlığının imtiyaz haline geldiğini ve bu durumda imtiyazdan faydalanabilecek kişilerin de mevcut iktidara yakın avukatlar olduğunu şu sözlerle anlattı:
“Kurum avukatlığı, şimdiki avukatların çalışma koşullarına ve ekonomik durumlarına baktığınızda ciddi bir güvence demek. Serbest avukatlık, işçi avukatlık gerçekten şu an tamamen angarya ve ekonomik koşulları çok kötü. Kamu kurumu avukatlığı maaş güvencesi demek. Avukat sayısı arttıkça kamuya avukat atamaları da güçleşiyor. Bu yüzden kamu avukatlığı nerdeyse bir imtiyaz haline gelmiş durumda. İmtiyazdan faydalanabilecek kişiler de mevcut iktidara yakın avukatlar oluyor.”
BAROLAR NİYE BÖLÜNMÜŞTÜ?
20 yılı aşkın AKP iktidarının yargıyı ele geçirme operasyonunda tek eksik Barolar Birliği ve baroların yönetimlerini ele geçirme kalmıştı.
Çoklu baro kurulmasına olanak tanıyan, AKP ve MHP’nin hazırladığı “Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, 2020 yılında TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek, yasalaştı.
Seçim sistemine göre dört büyük şehrin Türkiye Barolar Birliği’ndeki temsil gücünün azaltılamayacağını anlayan iktidar dört baroyu bölerek, bu illerde yandaş barolar kurma planını devreye soktu.
Yeni sisteme göre üye sayısı 5 bini geçen barolarda 2 bin avukat bir araya gelerek yeni bir baro kurabildi. Buna göre örneğin İstanbul’da 2 No’lu Baro iktidar desteği ile hızla güçlendirildi. De facto olarak kamu kurumlarında çalışan avukatların 2 No’lu Baro’ya üye olması zorunlu hale getirildi.
Kaynak: Gerçek Gündem
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***