Yunanistan’da mülteci teknesinin batması sonucu en az 78 kişi hayatını kaybetti. Kurtarılanlar olsa da hala yüzlerce kayıp var. Mürettebat üyeleri insan kaçakçılığı suçlamasıyla tutuklandı. Protestolar ve arama kurtarma operasyonları devam ediyor
Yunanistan genelinde, en az 78 kişinin hayatını kaybettiği mültecileri taşıyan teknenin batması üzerine protestolar gerçekleşti.
Ülkedeki sol, sosyalist siyasi parti ve örgütler, gençlik örgütleri ve bazı sendikalar çarşamba günü Akdeniz’de gerçekleşen mülteci faciası nedeniyle sokaklara çıkarak, “AB politikaları öldürüyor. Sınırları açılsın. Duvarlar yıkılsın” dedi.
Başkent Atina’da iki büyük protesto yürüyüşü gerçekleştirildi. Aralarında Komünist Kurtuluş için Sol Akım’ın da (NAR) bulunduğu çok sayıda sol parti, örgüt ve öğrenci gruplarından oluşan binlerce kişi kent merkezinde yürüyüş yaptı.
Meclisin yanından geçerek Avrupa Birliği ofisine kadar gerçekleşen yürüyüşün en önünde Yunanistan’da yaşayan mülteci kadınlar yer alırken, AB politikaların mülteciler için ölüm demek olduğunu ifade eden sloganlar atıldı, sınırların açılması çağrısı yapıldı.
Taşınan pankart ve dövizlerde parası olanın ülkeye vardığı, yoksulların ise ölüme terk edildiğine dikkat çekilerek “Sınırları mültecilere açın” çağrısı öne çıktı. Protesto yürüyüşü kent merkezinde yaklaşık iki saat sürdü.
NE OLMUŞTU?
Yunanistan’ın güneyindeki Pylos kasabası açıklarında bir gün boyunca tehlike konusundan uyarılan yetkililer gözü önünde batan balıkçı teknesi nedeniyle yüzlerce mülteci hayatını kaybetti. Şu ana kadar 79 mültecinin cansız bedenine ulaşılırken, 104 tanesi sağ olarak kurtarılabildi. Teknede 400 ila 750 arası mülteci bulunduğu, kayıp mülteciler arasında 100’e yatın çocuk olabileceği belirtiliyor. Teknenin Libya’dan İtalya’ya doğru gitmek istediği açıklanmıştı. Sağ kurtulanlar arasında 8 kişinin insan ticareti şüphesiyle sorgulandıkları Yunanistan medyasına yansımıştı.
Facia, AB içişleri bakanlarının Lüksemburg’da sığınma ve iltica koşullarını neredeyse imkansız hale getiren ve göçe zorlanan mültecilerin Avrupa sınırındaki toplama kamplarında tutularak buradan sınır dışı edilmelerini öngören yeni mülteci politikası kararının hemen ardından meydana geldi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***