İSTANBUL – DİB Koordinasyon Kurulu üyesi Salih Zeki Tombak, “Türkiye’de barış, eşitlik, demokrasi, özgürlük ve hukuk olmasını isteyen herkesin tecrit konusunda tepki ortaya koyması lazım” dedi.
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan ile aynı cezaevinde tutulan Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş’tan 25 Mart 2021 tarihinden bu yana haber alınamıyor. Abdullah Öcalan ve diğer tutuklular üzerindeki mutlak tecride dair Asrın Hukuk Bürosu tarafından Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı ve İmralı Cezaevi’ne yapılan en az 290 avukat ve en az 126 aile olmak üzere toplam 416 görüşme başvurusuna herhangi bir yanıt verilmedi.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi ve aynı zamanda Demokrasi İçin Birlik (DİB) Koordinasyon Kurulu üyesi Salih Zeki Tombak, İmralı’daki mutlak tecridi değerlendirdi.
Salih Zeki Tombak
‘HAKLARI TANINMALI’
Abdullah Öcalan’ın aile ve avukatlarıyla görüştürülmediğini hatırlatan Tombak, bu durumun 28 ayı aşkın bir süredir ise haber alamama haline dönüştüğünü söyledi. Tecrit politikasına son verilmesi gerektiğinin altını çizen Tombak, Abdullah Öcalan’ın haklarının bir an önce tanınması gerektiğini belirtti. Türkiye’nin en önemli sorunlarından birinin Kürt sorunu olduğunu ve bundan kaynaklı gelişen savaş politikalarının ülke içindeki siyasete, insan haklarına, hukuka ve ekonomiye doğrudan etkisi olduğunu dile getiren Tombak, “Bu etkilerin yarattığı bir dizi iç içe geçmiş kriz var. İktidar bunlarla başa çıkamadıkça cezaevlerinden acısını çıkartıyor. Cezaevinde biliyorsunuz her türlü hukuksuzluk alıp başını gitmiş durumda. Siyasi tutukluların infazının yakıldığı, şiddetin hüküm sürdüğü bir ortam var” diye belirtti.
İnfaz Yasası’nın Abdullah Öcalan için uygulanmadığında dikkat çeken Tombak, “Bir kere İnfaz Yasası’nda hükümlüler açısından geçerli olan tanınan haklar neyse Öcalan’a da uygulanması gerekir. Tecrit keyfidir, hukuksuzdur. Avukatlarıyla, ailesiyle görüştürülmemek ne demek? Avukatlarıyla görüştürmüyorsunuz, bir şeyler söylemesine izin vermiyorsunuz, mektup alıp, vermesine izin vermiyorsunuz. Bu sonsuza kadar devam ettirilebilecek bir şey değil” tepkisinde bulundu.
DEVLETİN ‘HASSASİYETİ’
Gazeteci Merdan Yanardağ’ın tecridi eleştirmesinin ardından gözaltına alınmasına değinen Tombak, “‘Niye hukuksuzluk yapıyorsunuz’ diyenin gözaltına alınması değil, bu hukuksuzluğun ortadan kaldırılması, varsa sorumluları hesabının sorulması lazım. Bunu yapmak yerine, gerçeğin haberini yapan gazeteciler hedef alınıyor. Merdan’da bu zincire eklenmiş son halka. Devletin bu konuda çok hassas olduğunu görmüş olduk. Belli ki rejimin bu konudaki hassasiyeti çok güçlü. Dolayısıyla bunu görmüş olduk. Tecrit üzerine, Abdullah Öcalan’ın hakları, hukuku üzerine kim konuşursa konuşsun karşı bir rahatsızlık belirtisi göreceğiz” ifadelerini kullandı.
‘HERKESİ BİR MASA ETRAFINDA OTURTABİLDİ’
Geçmiş dönemlerde AKP’li isimlerin Abdullah Öcalan için “Siyaseti çok doğru okuyor, çok iyi görüyor, ufuk açıyor” gibi cümleler kurduğunu hatırlatan Tokmak, şöyle devam etti: “Dediklerinde de haklılar. Siyaseti okuma konusunda AKP’nin kurmay takımını çırak çıkartacak bir insandan bahsediyoruz. Tek kişilik bir hücredeyken bütün bir açılım sürecinde herkesi bir masanın etrafında oturttu. Yani uluslararası çapta siyaseti görebilen bir insan. Düşüncelerini ifade edebilse, eminim Türkiye ve Orta Doğu siyasetine ciddi bir etkisi olur. Türkiye’deki siyasetin çehresi değişir. Türkiye’de barış, eşitlik, demokrasi ve özgürlük olmasını isteyen herkesin, hukuk isteyen herkesin tecrit konusunda tepki ortaya koyması lazım.”
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***