İSTANBUL – İmralı tecridinin ülkenin demokratikleşmesi önünde bir pranga olduğunu belirten Barış Vakfı Başkanı Hakan Tahmaz, “Tecrit sürdüğü sürece barışın olanaklarının gelişme şansı yok” dedi.
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan 27 ayı aşkın bir süredir haber alınamıyor. İmralı’daki mutlak tecride karşı tepkiler sürerken, konuyu gündeme getiren isimler hedef alınıyor. İmralı’daki tecridi eleştiren TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, “İnfaz yasaları geçerli olsa serbest bırakılması gerekiyor Abdullah Öcalan; çok kitap okuyan, siyaseti doğru okuyan, doğru çözümleyen son derece zeki bir kişidir” sözleri sonrası dün gözaltına alındı.
Konuya dair değerlendirmelerde bulunan Barış Vakfı Başkanı Hakan Tahmaz, İmralı tecridinin hukuksuz olduğunu ve Yanardağ’ın gözaltına alınmasını muhalif medyaya yönelik “göz korkutma operasyonu” olduğunu söyledi.
Hakan Tahmaz
‘İŞKENCE POLİTİKASI’
Tahmaz, yasalara uymama halinin AKP iktidarıyla yoğunlaştığına dikkat çekti. Abdullah Öcalan’ın yasal hakları ile avukat ve aile görüşmelerinin sağlanması için Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi’den (CPT) çağrılar yapıldığını hatırlatan Tahmaz, ancak bu çağrıların yanıtsız bırakıldığını söyledi. Tahmaz, yıllarca süren tecrit halinin “işkence” olduğunu belirtti.
Tecridin Kürt sorununda takınılmış olan politikanın devamı olduğunu söyleyen Tahmaz, “Bu politikalar, Kürt sorununda Türkiye’nin demokratikleşmesini, iyileşmesini, Kürtlerin hakkını tanınmasını, demokratik hakların geliştirilmesini engelliyor. Bu da güvenlikçi, baskıcı, şiddet, işkence politikalarının bir parçası” dedi.
YANARDAĞ’IN GÖZALTINA ALINMASI
Tahmaz, tecridi eleştirdiği için Yanardağ’ın gözaltına alınmasının muhalif medyaya yönelik “göz korkutma” operasyonu olduğunu söyledi. Tahmaz, “Bu sözler nedeniyle bir genel yayın yönetmeninin gözaltına alınması ifade özgürlüğünün askıya alındığının resmen ilanıdır. Bunun başka bir gerekçesi olamaz” şeklinde konuştu.
‘TECRİDİ HÜKÜMET DIŞINDAKİ GÜÇLER SORUŞTURMALI’
İmralı’daki hukuksuzluğun doğrudan hükümetin eliyle devrede olduğunu Tahmaz, bu nedenle tecridin araştırılması ve soruşturulmasının hükümet dışındaki güçler tarafından yapılması gerektiğini vurguladı. Tahmaz, “O da siyasi iktidarın değişimine bağlı diye düşünüyorum. Bir genel yayın yönetmeninin bu sözleri nedeniyle hakkında soruşturma açılması kabul edilebilir bir şey değil. 1999’dan beri süren bir tecrit politikası var. Hukuksuz, uluslararası hukuka aykırı bir şey var. Bu sürecin soruşturulması, aydınlığa kavuşturulması için Türkiye’nin barış sürecine girmesi gerekiyor. Bu da bu iktidarla olabilecek bir şey değildir” ifadelerini kullandı.
‘ABDULLAH ÖCALAN ETKİLİ BİR AKTÖR’
Tecridi Türkiye’nin ayağındaki bir “pranga” olarak nitelendiren Tahmaz, “Tecrit, Türkiye’de sorunların çözümü ve ülkenin demokratikleşmesi önünde büyük bir pranga görevi görüyor. Çözüm süreçlerinde Öcalan’ın önemli katkılarının olduğunu görüyoruz. Öcalan etkili bir aktör. Tecridi arttırdığınız zaman barış yoluna girmemekte, şiddet, çatışma ve güvenlik politikalarında ısrar ediyorsunuz demektir. Tecrit sürdüğü sürece barışın olanaklarının gelişme şansı yok” diye konuştu.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***