Keman virtüözü Suna Kan hayatını kaybetti. Sanatçı 2017 yılının Mayıs ayında sağlık sorunları nedeniyle uzun bir süre konser vermediğini belirterek, “Kemanın kutusunu şimdilik, bu dünyadan gidinceye kadar kapattım” demişti.
Kaan’ın hayatını kaybettiğini sosyal medya hesabından duyuran Gülsin Onay, “Suna Kan’ı kaybetmişiz.. Allah rahmet eylesin.. Mekanı cennet olsun.. Oğlu Ömer Üstel başta olmak üzere tüm yakınlarına, sevenlerine, müzik camiamıza baş sağlığı ve sabırlar dilerim.. Büyük bir müzisyenimizi, yakın dostumu ve yeri doldurulamaz değerli kemancımızı kaybetmenin üzüntüsü içerisindeyim.. Kalbimizde hep yaşayacak eşsiz anıları ve kayıtlarıyla” ifadesini kullandı.
Suna Kan’ı kaybetmişiz..
Allah rahmet eylesin..
Mekanı cennet olsun..
Oğlu Ömer Üstel başta olmak üzere tüm yakınlarına, sevenlerine, müzik camiamıza baş sağlığı ve sabırlar dilerim..
Büyük bir müzisyenimizi, yakın dostumu ve yeri doldurulamaz değerli kemancımızı kaybetmenin… pic.twitter.com/Kkn380T3Kn
— Gulsin Onay (@gulsinonay) June 11, 2023
SUNA KAN KİMDİR?
Suna Kan, 1936 yılında Adana’da doğdu. Babası, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Viyola sanatçısı Nuri Kan’dır. Beş yaşındayken babasından keman öğrenmeye başlayan Kan, daha sonra aile dostları Hulusi Karsel’den keman dersleri aldı. Ankara Devlet Konservatuvarı sınavlarını kazanan Kan, bu okulda Avusturyalı eğitimci Walter Gerhardt ile başladığı temel keman öğrenimini İzzet Nezih Albayrak ve Gilbert Back ile sürdürdü; son olarak Liko Amar ile çağdaş müzik eserleri çalıştı.
İlk resitalini 18 Nisan 1946’da Ankara Devlet Konservatuvarı’nın konser salonunda veren Kan, Mozart’ın 5. Keman Konçertosunu seslendirdiği bu resital nedeniyle “Harika Çocuk” olarak anıldı ve eğitimine Avrupa’da devam etmesi gerekliliği gündeme geldi. 1948’de isme-özel olarak çıkarılan “İdil Biret ve Suna Kan’ın yabancı memleketlere müzik tahsiline gönderilmesine dair kanun” (Harika Çocuk Yasası) ile yurt dışında öğrenim görmek için devlet bursu aldı. Yasanın çıkmasından bir süre sonra ailesiyle birlikte önce Roma’ya gitti; birlikte çalışacağı eğitimcinin hayatını kaybettiğini öğrenince Paris Konservatuvarı’na gönderildi. Paris’te Gabriel Bouillon ile çalışan Suna Kan, 1952 yılında konservatuvarı birincilikle bitirdi.
Okulu bitirdikten sonra da Gabriel Bouillon ile repertuvar çalışmalarına devam etti ve uluslararası yarışmalara katıldı. Viotti Yarışması birincilik ödülünü (1955), Münih Yarışması İkincilik ödülünü (1956), Long-Thibaud Yarışması Paris Kenti ödülünü (1957) kazandı.
1957’de Türkiye’ye döndü ve Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası solist sanatçılığına atandı. 1960 yılında müzisyen ve müzik eleştirmeni Faruk Güvenç ile evlendi. 1960 yılında Türkiye’nin ilk konser piyanisti Ferhunde Erkin’le kurduğu keman-piyano ikilisi ile Türkiye’nin pek çok yerinde oda müziği konserleri ve resitaller verdi. İkili yurt dışında da çeşitli merkezlerde resitaller verdi. Daha sonra Almanya’da öğrenimini tamamlamış Gülay Uğurata ile bir ikili oluşturdu. Tam 29 yıl birlikte çaldılar.
Suna Kan, 1970’li yılların başında orkestra şefi Gürer Aykal ve eşi Faruk Güvenç ile Ankara Oda Orkestrası’nın kuruluşunda yer aldı. Orkestra, yurt dışında yüzün üzerinde konser verdi; çeşitli plaklar yaptı. Sanatçı, 1977-1986 arasında Ankara Oda Orkestrası’nda başkemancı ve solist sanatçı olarak yer aldı.
Geniş bir repertuvarı olan Kan, Türkiyeli bestecilerinin keman için ürettikleri repertuvarın önde gelen yorumcularından birisidir. Necil Kazım Akses’in Keman Konçertosu’nun ilk çalınışını gerçekleştiren sanatçı, sık sık yorumladığı Ulvi Cemal Erkin’in Keman Konçertosu’nun en iyi yorumcularından biri kabul edilir. Ahmet Adnan Saygun’un Keman Konçertosu’nu da birçok kez icra etti. 1971’de Devlet Sanatçısı unvanına layık görüldü. Türkiye’nin ilk kültür bakanı olan Talât Sait Halman’ın Cumhurbaşkanlığı Konser Salonu’nda düzenlemek istediği Itri konserine karşı çıkmış, hatta Başbakan Nihat Erim’e mektup göndererek ‘alaturka müzik o salonda icra edilirse devlet sanatçısı unvanımı geri iade ederim’ dedi. Talât Sait Halman’ın bütün çabalarını geri çevirerek Itri konserinin iptal edilmesine neden oldu, bu olay sonucunda Talât Sait Halman Kültür Bakanlığı görevinden istifa etti.
1988 yılında diplomat Halit Güvener ile evlendi ve sefire olarak Macaristan’da bulundu. Sanatçı, 1996 yılında Sevda – Cenap And Müzik Vakfı Onur Altın Madalyası ile ödüllendirildi. 1997 yılında Müşerref Hekimoğlu’nun yazdığı “Suna Kan: Öz Şarkısını Duyuran Keman” adlı kitap Sevda – Cenap And Müzik Vakfı tarafından yayınlandı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***