RIHA – Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulu, “PKK’nin stratejisi nedir” sorusu yönelttiği 31 yıllık tutuklu İsmail Hakkı Tursun’un tahliyesini, “iyi halli olmadığı” iddiasıyla ikinci kez erteledi.
Amed’te 30 Aralık 1992 tarihinde tutuklandıktan sonra “örgüte yardım” iddiasıyla müebbet hapis cezası verilen İsmail Hakkı Tursun, infazını tamamlamasına rağmen tahliye edilmiyor. Urfa 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde tutulan Tursun’un infazı, Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulu’nun “iyi halli olmadığı” yönünde hazırladığı rapor gerekçesiyle ikinci kez 6 ay 5 gün ertelendi. 8 Aralık’ta toplanan İdare ve Gözlem Kurulu, infazını 9 Aralık 2022 tarihinde tamamlayan Tursun için “pişman olmadığı” gerekçesiyle infazı erteledi. 7 Haziran’da tekrar toplanan kurul, aynı gerekçelerle bir kez daha Tursun’un infazını 6 ay 5 gün erteledi.
İnfaz ertelemeye, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit ve Olağanüstü Hal (OHAL) sonrası artan hak ihlallerine karşı başlatılan açlık grevi eylemi, Efrîn’e dönük saldırılar, tecrit ve tek tip elbiseye karşı 2018’de yapılan açlık grevi, cezaevlerindeki uygulamaların son bulması için yapılan başvurular, koğuş değişikliği esnasında slogan atılması ve cezaevi disiplin kurulu tarafından verilen “disiplin cezaları” gerekçe yapıldı. Gerekçede, Tursun’un işlediği suçlardan “pişmanlık duymaması” nedeniyle “iyi halli olmadığı” kanaatine varıldı.
Ailesi, Tursun’un infazının ikinci kez ertelenmesine karşı hukuki yardım talebiyle Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Riha Şubesi’ne başvurdu. Ailenin talebiyle cezaevinde tutulan Tursun’u ziyaret eden ÖHD Riha Hapishaneler Komisyonu Eşsözcüsü Ayşe Şehriban Demirel, infazın ikinci kez ertelenmesi ve “iyi halli olmama” durumunu değerlendirdi.
GEREKÇE: ESKİ DİSİPLİN SUÇLARI
Tursun’un daha önce aldığı ve kesinleşip infazı tamamlanan cezalar gerekçe gösterilerek “iyi halli olmadığı” yönünde karar verildiğini belirten Demirel, “Herhangi bir gerekçe bulunmadığı için eski disiplin ‘suçları’ gerekçe gösteriliyor” dedi. Ailenin talebi üzerine Tursun ile görüştüğünü dile getiren Demirel, “Yaptığımız görüşmede İdare Gözlem Kurulu’nda bulunan savcı ve cezaevi müdürünün keyfi, yönlendirmeye çalışma, infazı yakmaya yönelik dayatmaların olduğunu aktardı. İdare Gözlem Kurulu kararında, genel olarak siyasi tutukluların tahliye edilmemesine gerekçe yapılan taraflı koğuşta kalmaması, pişman olduğunu dile getirmeme gibi gerekçeleri sunmuş. Tursun, İdare Gözlem Kurulu’nda bulunan savcı ve cezaevi müdürü, yazılı/resmi olmayan, kayıtlarda yer almayan suç teşkil eden söylemlerde bulunduğunu aktardı” dedi.
PKK’NİN STRATEJİSİ NEDİR?
Demirel, cezaevi savcısının Tursun’a “Biz seni biliyoruz, 31 yıldır cezaevindesin, çıktığında örgüte katılacaksın” gibi söylemlerde bulunduğunu aktardı. Demirel, “Cezaevi savcısı 31 yıldır cezaevinde bulunan Tursun’a ‘PKK’nin geleceğe dair planlarını biliyor musun? Stratejisi nedir? Neler yapacaklar?’ gibi sorular yöneltmiş. Savcı sorularıyla müvekkili bir şeyler söyletmeye zorlama niyetinde. Savcının bu sorusu niyet okuma amaçlı. Tursun bu soru karşısında 31 yıldır cezaevinde tutulduğunu, plan ve stratejileri bilmeye imkanı olmadığını dile getirerek tepkisini göstermiştir. Tursun’a yöneltilen tuhaf bir diğer soru ise şu şekildedir; ‘Siz tahliye oldunuz ve eve gittiniz, evinize örgüt üyeleri geldi ve gel bize katıl derlerse ne cevap verirsiniz?’ Amaç zaten tahliye etmeme. Sorular ile müvekkil üzerinde psikolojik baskı oluşturulmak istenmekte” ifadelerini kullandı.
KAMUOYUNA DUYARLIK ÇAĞRISI
Tursun’un kendisine “pişmanlık” dayatılmasını hukuka aykırı olarak değerlendirdiğinin vurgulayan Demirel, infaz ertelenmesine dair yorumlarını şu şekilde paylaştı: “Taraflı koğuşta kendi arkadaşlarının yanında kalmaktan onur duyduğunu, herhangi bir pişmanlık duymadığını bize aktardı. Tursun bu yaşanan hukuksuzluğa karşı hukuk örgütlerinin girişimde bulunması gerektiğini belirtti. Cezaevlerinde birçok kişinin infazının benzer gerekçeler ile ertelendiğini belirten Tursun, konu ile ilgili kamuoyu oluşturma talebinde bulundu. Seslerinin yeterince duyulmaması durumunda infaz yakılmalarının rutin bir hale dönüşeceğini söyleyen Tursun, herkesin elinden geleni yapması için harekete geçmesi gerektiğini kaydetti.”
‘CEZA İÇİNDE CEZA YARATMA’
Son dönemde birçok cezaevinde tutukluların infazlarının benzer gerekçelerle ertelendiğini kaydeden Demirel, şunları söyledi: “İdare Gözlem Kurullarının siyasi saiklerle yaptığı değerlendirmeler, hukuki değildir. Kararlara baktığımız zaman, daha önce infazı biten cezalar gerekçe gösteriliyor. Tutuklular hak ihlaline maruz kalıyor ve buna karşı barışçıl bir şekilde eylemler yapıyorlar. Buna karşı disiplin cezaları veriliyor. Bazı barışçıl protesto hakkı kullanıldığında dile getirilen söylemler, tutuklular için ‘iyi halli olmama’ gerekçesi sayılıyor. Anayasa’ya göre infazı tamamlanmış disiplin suçları ‘iyi halli olmamaya’ gerekçe yapılmamalı. Tutuklulara pişmanlık dayatılıyor, bu hukuki değil. Buna dair Birleşmiş Milletlerin (BM) ‘şartlı salı verme’ tavsiye kararları var. Siyasi iktidarın hukuki açıdan yarattığı yargı şiddeti, ceza içinde ceza yaratma politikalarına birçok cezaevi idaresi çanak tutuyor. Birçok cezaevinde siyasi mahpuslar tahliye edilmiyor. Bu ayrımcılıktır, eşitlik ilkesine aykırıdır. Biz ÖHD olarak gerekli girişimlerde bulunuyoruz ve bulunmaya devam edeceğiz.”
MA / Emrullah Acar
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***