BBC Seul muhabiri Jean Mackenzie’nin haberi şöyle;
Uzmanlar ve dünyanın en izole ülkesinde yaşayanlarla yapılan özel röportajlar, Kuzey Kore’de gıda sıkıntısının 1990’lardan bu yana görülmemiş boyutlarda olduğuna işaret ediyor.
Pyongyang yönetimi, 2020’de sınırlarını kapatarak hayati önem taşıyan malzemelerin ülkeye girişini kesti. Görüştüğümüz kişiler, hükümetin aynı zamanda insanların hayatları üzerinde de kontrolünü artırdığını söylüyor.
Kuzey Kore’den BBC’ye yapılan açıklamada ise “Önceliğimiz her zaman vatandaşlarımızın çıkarıdır” denildi.
BBC, Kuzey Kore’den haber kaynağı sağlayan bir ağ işleten Daily NK örgütünün yardımıyla, Kuzey Kore’deki üç sıradan vatandaşla gizlice röportaj yaptı. Bize, sınır kapatıldığından beri ya açlıktan öleceklerinden ya da kuralları çiğnedikleri için idam edileceklerinden korktuklarını söylediler.
Kuzey Kore’de yaşayan insanlardan nadiren haber alınabiliyor.
Kuzey Kore’den kaçanlara destek veren bir sivil toplum kuruluşu olan ‘Liberty in North Korea’dan (LiNK) Sokeel Park, röportajların ülkede “kahredici bir trajedinin” yaşanmakta olduğunu gösterdiğini söyledi.
Başkent Pyongyang’da yaşayan bir kadın, evde açlıktan ölen üç kişilik bir aile tanıdığını söyledi. Ji Yeon, “Onlara su vermek için kapılarını çaldık ama kimse cevap vermedi” dedi.
Yetkililer içeri girdiğinde onları ölü bulmuşlar. Ji Yeon’un adı da görüştüğümüz diğer kişilerin adları gibi, güvenliği için değiştirildi.
Çin sınırı yakınında yaşayan ve Chan Ho adını verdiğimiz bir inşaat işçisi, bize yiyecek kaynaklarının çok az olduğunu ve köyündeki beş kişinin açlıktan öldüğünü söyledi. “İlk başta Covid’den ölmekten korktum ama sonra açlıktan ölmekten endişe etmeye başladım” dedi.
Kuzey Kore’nin nüfusu yaklaşık 26 milyon. Pyongyang yönetimi hiçbir zaman halkına yetecek kadar gıda üretemedi. Ocak 2020’de sınırını kapattığında yetkililer, Çin’den tahıl ithalatı ile birlikte, gıda yetiştirmek için gereken gübre ve makine ithalatını da durdurdu.
Bu arada, sınırlar çitlerle güçlendirildi, bildirildiğine göre gardiyanlara da sınırı geçmeye çalışan herkesi vurma emri verildi. Bu, insanların gayri resmi pazarlarda satmak için gıda kaçakçılığı yapmasını neredeyse imkansız hale getirdi. Kuzey Korelilerin çoğu buralardan alışveriş yapıyordu.
Myong Suk adını verdiğimiz, ülkenin kuzeyinden bir pazarcı, yerel pazarındaki ürünlerin neredeyse dörtte üçünün Çin’den geldiğini, ancak pazarın “artık boş” olduğunu söyledi.
Sınırdan kaçırılan malları satarak geçimini sağlayan diğerleri gibi o da, gelirinin çoğunu kaybetti. Ailesinin daha önce hiç olmadığı kadar az yiyeceğinin olduğunu, son zamanlarda da insanların çok aç oldukları için kapısını çalarak yemek istediklerini anlattı.
Pyongyang’da yaşayan Ji Yeon bize, artık geçimlerini sağlayamadıkları için evlerinde intihar eden veya ölmek için dağlara çıkan insanlar duyduğunu söyledi.
Ji Yeon, çocuklarını beslemekte zorlandığını söyledi. Bir keresinde iki gün boyunca yemek yemedi ve bu, uykusunda öleceğini düşünmesine yol açtı.
1990’ların sonlarında Kuzey Kore, yaklaşık 3 milyon kişinin ölümüne neden olan yıkıcı bir kıtlık yaşadı. Bu röportajların da desteklediği son kıtlık söylentileri, ülkenin başka bir felaketin eşiğinde olabileceğine dair endişelere yol açıyor.
Kuzey Kore ekonomisi uzmanı Peter Ward, “Normal, orta sınıf insanların mahallelerinde açlıktan ölüyor olması çok endişe verici” dedi ve ekledi:
“Henüz tam ölçekli bir toplumsal çöküşten ve kitlesel açlıktan bahsetmiyoruz ama durum iyi görünmüyor.”
Kuzey Kore’deki insan hakları ihlâllerini belgeleyen NKDB’nin yöneticisi Hanna Song da aynı fikirde:
“Son 10-15 yıldır nadiren açlıktan ölme vakalarını duymuştuk. Bu bizi Kuzey Kore tarihinin en zor zamanlarına götürüyor.”
Kuzey Kore lideri Kim Jong-un bile durumun ciddi olduğunu ima etti, tarımsal üretimi artırmak için çeşitli girişimlerde bulundu. Bir noktada açıkça “gıda krizine” atıf yaptı. Buna rağmen Kim Jong-un, nükleer silah programını finanse etmeye öncelik verdi ve 2022’de rekor sayıda (63) balistik füze denedi.
Bir tahmine göre, bu testlerin toplam maliyeti 500 milyon dolardan fazla. Bu ise, Kuzey Kore’nin yıllık tahıl açığını telafi etmek için gereken paradan bile çok.
Röportaj yaptığımız kişiler ayrıca hükümetin son üç yıldır cezaları yükselterek ve yeni yasalar çıkararak, insanların yaşamları üzerindeki kontrolünü artırdığını söyledi.
Güney Kore hükümetinin açıkladığı verilere göre, pandemiden önce her yıl 1000’den fazla kişi Yalu Nehri’ni geçerek Çin’e kaçıyordu.
Pazarcı Myong Suk bize kaçmanın imkansız hale geldiğini söyledi:
“Şu anda nehre yaklaşmanız bile ağır ceza almanıza yol açabilir, bu yüzden neredeyse kimse karşıya geçmiyor.”
İnşaat işçisi Chan Ho, arkadaşının oğlunun son zamanlarda kamuya kapalı birkaç infaza tanık olduğunu söyledi. Her birinde, kaçmaya teşebbüs eden üç ila dört kişi öldürülmüş. Bize, “Yaşamak her geçen gün zorlaşıyor. Bir yanlış hareket ve idamla karşı karşıyasın” dedi ve ekledi:
“Burada sıkışıp kalmış, ölmeyi bekliyoruz.”
Bulgularımızı, bize “zor zamanlarda bile halkın çıkarlarına her zaman öncelik verdiğini” söyleyen Kuzey Kore hükümetine sunduk.
Londra’daki Kuzey Kore Büyükelçiliği’nden bir temsilci, “Zorluklar karşısında bile halkın refahı en önemli önceliğimiz” dedi.
Ayrıca, röportajlardaki ifadelerin “KDHC (Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti) karşıtı güçlerin uydurma tanıklıklarından elde edildiğini” iddia ederek, bilgilerin “tam olarak gerçeklere dayanmadığını” söyledi.
Ancak LiNK’ten Sokeel Park, “Gıda durumu daha da zorlaştı, insanların kendi başlarının çaresine bakma özgürlüğü azaldı ve kaçmak neredeyse imkansız hale geldi” dedi. “Kuzey Kore artık daha önce hiç olmadığı kadar baskıcı” iddiasına katıldıklarını söyledi.
Pyongyang’da yaşayan Ji Yeon’a göre, izleme ve baskılar artık o kadar acımasız oldu ki, insanlar birbirine güvenmeyi bıraktı.
Ji Yeon Aralık 2020’de çıkarılan ve insanların yabancı film, dizi ve şarkı paylaşmalarını ve tüketmelerini yasaklayan yeni bir yasa kapsamında sorgulanmak üzere gözaltına alındı. Ülkeye yabancı bilgilerin girişini engellemeyi amaçlayan Gerici İdeoloji ve Kültürü Reddetme Yasası uyarınca, Güney Kore’de hazırlanan içerikleri dağıtırken yakalananlar idam edilebilir.
2019’da iltica eden eski bir Kuzey Koreli diplomat, yabancı etkisine yönelik baskının ne kadar arttığı karşısında şoke olduğunu söyledi.
Ryu Hyun Woo, “Kim Jong-un, içinde bulundukları durumu ve Güney Kore’nin ne kadar zengin olduğunu anlarlarsa insanların ondan nefret etmeye başlayıp ayaklanacaklarından korkuyor” dedi.
Röportajlarımız, bazı Kuzey Kore liderine bağlılıklarının son üç yılda azaldığını gösteriyor.
Myong Suk, “Covid’den önce insanlar Kim Jong-un’a olumlu bakıyordu. Artık neredeyse kimse memnun değil” dedi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***