CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “Kalemini satan ve onurlu davranmayan bir anlamda kendisini yargıç yerine koyan gazetecinin gazeteciliğini sorgulamak benim görevimdir” sözlerine üç gazeteciden yanıt geldi.
Gazeteciler Fatih Altaylı, Fatih Portakal ve Deniz Zeyrek, Kılıçdaroğlu’nun bu sözlerine yanıt verdi. Fatih Altaylı, “Senin beceriksizliğin, bizim yaşamımızı hatta çocuklarımızın geleceğini etkiliyor” derken, Fatih Portakal da, “Ya da kalemini satanlar var. Satanları da biliyor. Cesaretli iseniz açıklarsınız. Ben duymak istiyorum” ifadelerine yer verdi. Zeyrek de “Zira seçim zaferini altın tepside kendilerine hediye eden muhalefetin lideri, (12. yenilgiden sonra dahi) kaybetmenin faturasını yoksul Anadolu köylüsüne ve kendisini eleştiren gazetecilere kesiyor” dedi.
Altaylı, Kılıçdaroğlu’na verdiği yanıtta “Senin beceriksizliğin, bizim yaşamımızı hatta çocuklarımızın geleceğini etkiliyor” ifadelerini kullandı.
Altaylı, şöyle devam etti:
“Bu yöntemler arasında suçu kendinde aramayıp her başarısızlık için başkasını suçlamak, eleştirenleri düşmanlık ve ne olduğu belirsiz bir karşı tarafın adamı olmakla suçlamak, liyakatsizliği vefa diye yutturmak, troll beslemek ve troller üzerinden itibarsızlaştırma yapmak geliyor.
AKP’nin siyasete soktuğu bu yöntemlerin bugün seçim başarısızlığı nedeni ile CHP’nin de yöntemi olarak öne çıktığını savunan Altaylı, “Ve CHP lideri bu yöntemle kendisine yönelik istifa çağrılarını savuşturmaya çalışıyor. Haklı olduğu tek bir yer var. Bazı eleştirmenler, ki aralarında ben de olabilirim, haddimizi az veya çok aşmış olabiliriz.”
FATİH PORTAKAL: CESARETLİ İSENİZ AÇIKLAYIN
Gazeteci Fatih Portakal da, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘kalemini satan ve onurlu davranmayan’ diye nitelediği gazetecilerin kim olduğunu sordu.
Portakal, Twitter’dan bu gazetecilerin kim olduğunu şöyle sordu:
“Kılıçdaroğlu ‘kalemini satan gazeteciler‘ iddiasında bulundu. Büyük olasılık konuşmayı kendi kaleme almadı. Birileri yazmış okudu. İddia yazanı değil, söyleyeni bağlar. İhtimaller sunlar: Ya kendisini eleştiren gazetecilere öfkesi ve kızgınlığı hat safhada “Siz öyle derseniz ben de böyle derim” kafasında. Yani öfkesini kontrol edemiyor. Boş bir cümle.
Ya önüne konulan her şeyi sorgulamadan okuyor, yani itibarsızlaştırma propagandasının parçası oluyor, hatta belki de kendi yönlendiriyor. Kurnazca bir davranış. Ya da kalemini satanlar var. Satanları da biliyor. Cesaretli iseniz açıklarsınız. Ben duymak istiyorum.”
DENİZ ZEYREK: 12. YENİLGİNDEN SONRA DAHİ…
Sözcü yazarı Deniz Zeyrek’den de Kılıçdaroğlu’na tepki geldi:
“Zira seçim zaferini altın tepside kendilerine hediye eden muhalefetin lideri, (12. yenilgiden sonra dahi) kaybetmenin faturasını yoksul Anadolu köylüsüne ve kendisini eleştiren gazetecilere kesiyor. Ülkedeki bu ucube düzene, göçmenlere, yoksulluğa, yolsuzluklara, adaletsizliklere ve çürümüşlüğe rağmen seçim kazanamamalarını eleştiren gazetecilerin gazeteciliğini sorgulamayı kendine görev sayıyor. 12. yenilgiden sonra dahi hala 25 milyonu 30 milyon yapabileceğine, gemiyi güvenli limana yanaştırabileceğine inanıyor ve bizleri de inandırmaya çalışıyor.”
KILIÇDAROĞLU NE DEMİŞTİ?
Kılıçdaroğlu dün grup toplantısında köşe yazılarında veya çeşitli programlarda sarf edilen sözlere şöyle yanıt vermişti:
“Beklediğimizi alamadık. Yani kazanamadık. Arkasından elbet ki eleştiri gelecekti. Tamamını saygıyla karşılıyorum. Ama kalemi eline alıp da ön yargıyla hareket edenlerin gazeteciliğini sorgulamak da benim görevimdir. Kalemini satmayan, onurlu gazetecilik yapan haklı eleştirilerini her zaman yazan bütün gazetecilere saygım vardır. Ama kalemini satan ve onurlu davranmayan bir anlamda kendisini yargıç yerine koyan gazetecinin gazeteciliğini sorgulama da benim görevimdir.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***