CHP’de liderlik ve yönetim değişikliği taleplerine yönelik “değişimin önünü tıkayan kişi” olmayacağını açıklayan Kemal Kılıçdaroğlu’nun, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik İstanbul’daki belediye başkanlığını kaybetmemesi yönündeki mesajları gündemde. İmamoğlu ise, “Asıl mesele İstanbul’dan ibaret değil” yanıtını verdi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, seçim yenilgisi nedeniyle partisindeki liderlik ve yönetim değişikliği tartışmasına karşı “Gemiyi limana sağlam götürmek yine kaptanın görevidir. Kaptan olarak gemiyi limana sağlam götüreceğimi herkes bilsin. Hiçbir zaman değişimin önünü tıkayan bir kişi olmadım, değişimin önünü sonuna kadar açacağım” dedi.
CHP içerisinde 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçim süreçlerinde Cumhurbaşkanlığı’nın kaybedilmesi ile 28. Dönem TBMM Genel Seçimi’nde parti oyunu arttırmaması ve milletvekili sayısında ise düşüş yaşaması kaynaklı tartışma sürüyor. CHP, Millet İttifakı bünyesindeki diğer siyasi partilerden temsilcileri kendi milletvekili aday listesinde gösterdiği için TBMM’de 2018’de kazandığı 146 sandalye sayısı yerine sadece 130 milletvekili sahibi oldu. CHP, 169 milletvekili çıkarmasına rağmen bu sandalye sayısı içinde DEVA Partisi’nden 15, Gelecek Partisi’nden 10, Saadet Partisi’nden 10, Demokrat Parti’den 3 ve İYİ Parti’den 1 temsilci olması nedeniyle TBMM’nin açılmasıyla 130 vekil ile temsil ediliyor. Böylece eski AKP’liler ile Milli Görüş çizgisinden 35 milletvekili Meclis’e taşındığı ve her iki seçim sonuçları “başarısızlık” olarak yorumlandığı için CHP Lideri Kılıçdaroğlu ve yönetimine yönelik “değişim” talebi dile getiriliyor.
Kemal Kılıçdaroğlu ise, Millet İttifakı’nın 6 Mart’ta Cumhurbaşkanı adayı ilan edildikten sonra 7 Mart’ta yaptığı CHP Grubu konuşmasında, “Bu kürsüden sizlere son kez hitap ediyorum” demişti. Bu açıklamasından 98 gün sonra Kılıçdaroğlu, artık milletvekili de olmamasına rağmen CHP Genel Başkanı sıfatıyla yeniden TBMM’de parti grubu kürsüsündeydi.
Kürsüde “Bize oy veren 25 milyonu aşkın vatandaşımızla aynı duygularla sandığa gittik. Bir değişim yapacaktık. Ülkemize demokrasiyi getirecektik. Otoriter bir yönetimi dünya siyaset tarihine armağan edeceğimiz bir başarıyla demokratik yollarla yolcu edecektik. Beklediğimizi alamadık. Açıkça ifade etmek gerekirse kazanamadık. Arkasından elbette eleştiriler gelecektir, tamamını saygıyla karşılıyoruz” diyen Kılıçdaroğlu, grup çıkışında “İstifa etmeyi düşünüyor musunuz?” sorusuna karşılık “Hangi kanaldan geliyorsunuz?” sorusuyla tepki gösterdi.
Kırsaldaki seçmenlerden oy alamamasıyla ilgili ilk değerlendirmesi tepki çektikten sonra Kılıçdaroğlu seçmenlere küskün, kırgın olmadığını söyleyerek, “Bahane bulmuyoruz, bahane üretmiyoruz. Benim için Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının başımın üstünde yeri vardır.Tercihleri, iradesi, kararı ne olursa olsun hepimiz aynı ülkenin vatandaşları, aynı memleketin evlatlarıyız” ifadesini kullandı.
Gemi, liman metaforuyla “değişimin önünü açacağım” sözü
Kendisine yönelik liderlik değişimi talebine karşılık Kemal Kılıçdaroğlu, “Omuzlarımızdaki yükün farkındayız. Mesele bir fani olarak Kemal Kılıçdaroğlu olayı değil. Kemal Kılıçdaroğlu bu büyük mücadelenin sadece ve sadece bir neferidir. Yüzyıllardır verilen mücadelenin bir parçası, neferi olmuşsam ne mutlu bana. Ben CHP’nin bir üyesi olma şerefini, bu partinin genel başkanı olma şerefini ömrüm boyunca taşıyacağım. Ben genel başkan olarak partinin sadece bugünü yakın geleceğini değil uzun hedefli yapısını da düşünüyorum, düşünmek zorundayım. Gemiyi limana sağlam götürmek yine kaptanın görevidir. Kaptan olarak gemiyi limana sağlam götüreceğimi herkes bilsin. Benim CHP kültüründen aldığım en büyük derslerden birisi de budur. CHP’nin değerlerini her zaman korudum, kolladım” diye konuştu.
Devamında Kılıçdaroğlu, “Eleştirilere saygı evet, eksikliklerimizi bize hatırlatanlar evet. Partinin yenilenmesi, partinin güçlenmesine evet, bütün bunların önünü açacağım hiç endişe etmeyin. Bu partiyi gerçek anlamda çağdaş ve uygar bir parti yapacağız. Kurultay kararımızın temelinde de bu yatar. Hiçbir zaman değişimin önünü tıkayan bir kişi değil, değişimin önünü sonuna kadar açacağım. Bu ülkenin gençlerine, kadınlarına siyaset yapma hakkını daha da güçlendirerek yolumuza devam edeceğiz. Bu mücadelenin sonunda hiç kimse endişe etmesin, mutlaka kazanacağız” dedi.
Kendisiyle ilgili “Bir an olsun namerde boyun eğmedim. Majestelerinin muhalefeti olmadım. Sırça köşklere tamah etmedim. Üstüme düşeni gözümü kırpmadan yaptım. Çünkü CHP’li olmak bunu gerektiriyordu” diyen Kılıçdaroğlu, parti neferi olarak da CHP değerlerini koruyacağını söyledi.
İmamoğlu: “Asıl mesele İstanbul’dan ibaret değil”
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının ardından “Her türlü düşünmek zorundayız. Ama mesele İstanbul’dan da ibaret değil” mesajını verdi.
CHP Grup Başkanı Özgür Özel ile partideki değişim üzerine konuşmasına ilişkin İmamoğlu, “Sadece Özgür Özel değil, Engin Altay, Engin Özkoç… Partide, Selin Sayek Hanım, partide aklınıza gelen herkesle o günden bugüne görüştüm. Halen görüşüyorum. Dün bile görüştüğüm partinin yöneticileri var. Sadece merkez yöneticileri değil, il yöneticileri, il başkanları, milletvekilleri, parti meclis üyeleri var. Zaten görüşüyordum, şimdi daha yoğun görüşüyorum. Çünkü ne demek istediğimi, fikirlerimi, düşüncelerimi, kamuoyuna açık olmayacak kısmıyla da, parti içi, aile içi görüşlerimi onlarla paylaşıyorum. Özgür Bey ile de o kapsamda görüştük. (Özgür Özel’in) dünkü açıklamasını direkt öyle algılamadım. Her göreve hazırım şeklinde bir yorumu olduğunu gördüm. Bir de değişim talebi var, bu hepimizde var. Sahada ve televizyonlarda değil, partinin içinde konuşmayı ve orada bir olgun çözüm bulmayı, hem partimiz hem ülkemiz adına çok önemsiyorum” diye konuştu.
İmamoğlu, Beylikdüzü İlçe Belediye Başkanlığı dönemine ilişkin ihaleye fesat karıştırma suçlamasıyla 15 Haziran’da ilk duruşması gerçekleşecek dava konusunda ise, İçişleri Bakanlığı’nın talimatıyla bir yargılama süreci başlatıldığını anlattı. İmamoğlu, “Suçumuz, kusurumuz varsa, görevimiz gereği ülkemizin, devletimizin her birimine hesap vermeye hazırız. Eksiğimiz varsa onu da gereği neyse, onun da cezasını çekmeye hazır oluruz. Ama uydurma kavramlar üzerinden, uydurma işler üzerinden arayışlar nafile. Milletin vicdanı onun cevabını verir günü geldiğinde, onun da en güzel yeri hep seçim olmuştur” değerlendirmesi yaptı.