RIHA – Yeşil Sol Parti Milletvekili Ömer Öcalan, “kanunsuz ve insani olmayan” olarak nitelendirdiği İmralı tecridinin kaldırılması çağrısı yaptı.
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) ile Halkların Demokratik Partisi (HDP), seçimlerde açığa çıkan eksiklikler üzerinden yeniden yapılanma üzerinden iç toplantı ve tartışmalarını sürdürüyor. Yeşil Sol Parti Riha Milletvekili Ömer Öcalan, yapılan eleştiriler, Cumhur İttifakı listelerinden Meclis’e giren Hür Dava Partisi’ne yönelik tartışmalar ile PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük tecride dair değerlendirmelerde bulundu.
Herkesin Mayıs ayında yapılan seçimlerden ders çıkarması gerektiğini belirten Öcalan, seçimlerin nihai amaca ulaşmak için bir araç olduğunu ifade etti. Halkın onayına sunulmadan alınan merkezi kararların yerini bulmadığına dikkati çeken Öcalan, “Kürtler her zaman siyaseti iki yol üzerinde yürütüyor; birincisi Kürt, Kurdistan siyaseti, diğeri ise bütün bölge için yapılan bir siyaset. Seçimler şunu gösterdi ki; bize Kurdistan siyaseti gerek. Halkın her yerde, alanda söz sahibi olduğu bir siyaset lazımdır. Bizim için seçimler her şey değil ancak amacımıza ulaşmamız için bir araç. Bu aracı kullanırken onu doğru kullanmak gerekir. Kurdistan’ın bütün dinamiklerinin yer alması gerekir. Ahlaki-politik bir siyaset yürütmediğimiz zaman şuan içinde olduğumuz durumlar ile karşı karşıya kalabiliriz. Halkın bir tepkisi var. Halka dokunduğumuz zaman tepkilerinin, rahatsızlıklarının olduğunu görüyor, duyuyoruz. Halkımız bu tepkilerinde haklı. Siyaset halka rağmen yapılmaz. HDP-Yeşil Sol Parti’nin aldığı, alacağı her kararda halkın onayı olması gerekir. Halkın her kararda yer alması elzemdir” diye belirtti.
Ömer Öcalan
‘HALK UYARIDA BULUNDU’
Önümüzde gerçekleştirilecek yerel seçimleri hatırlatan Öcalan, “İktidar, HDP’ye, Kürtlerin yürüttüğü siyasete düşman gözüyle bakıyor. Yasaklar her zaman karşımıza çıkarılıyor ve çıkarılmaya devam edebilir. Önümüzde yine yerel seçimler var o seçimlerde de karşımıza kimi yasaklamalar çıkarılabilinir. Bu bizim için üstünde çok konuşacağımız tartışacağımız mesele değil. Buna karşı toplumu hazırlamamız gerekiyor. ‘Demokratik modernite’ paradigması çerçevesinde ahlaki-politik bir toplum ile cevap olmamız gerekir. Bugün halk Mayıs seçimleri ile bize bir uyarıda bulundu. En üst düzeyde bir siyaset yürütmemiz gerekiyor. Son seçimlerde kişilerin ön planda olduğu, popülist bir seçim öne çıktı. Halkın örgütlü olmadığı, partinin karar mekanizmalarında yer almadığı zaman şahsiyetler bir yere kadar siyaset mekanizmasını işletebilir. Bir yere kadar bu yürür ama bir yerden sonra bu yürümez. Yapmamız gereken Kurdistan için bir siyaset, diğer tarafta Türkiye için bir siyaset örmemiz gerekir. ‘Türkiye, Ortadoğu halkları için nasıl bir siyaset yürütebiliriz?’ diyerek her yerde halk toplantıları yapacağız. Halkımızın yaptığı uyarıları göz önünde tutacağız. Halkın kendini daha iyi anlatabildiği, kendini bulabildiği bir mekanizma yaratacağız” dedi.
‘ÇÖZÜM ABDULLAH ÖCALAN’IN PARADİGMASINDA’
Mayıs ayında yapılan seçimlerde bir yenilgi söz konusu olmadığının altını çizen Öcalan, yetersizliklerin söz konusu olduğunu sözlerine ekledi. Söz konusu bu yetersizliklerin PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın öncüsü olduğu Demokratik Modernite ile aşılabileceğini dile getiren Öcalan, “Bazı şeyleri yaşanmamış gibi davranamayız. Kürt halkı politik bir halk, her zaman rol ve misyonunu oynamıştır. Yürüteceğimiz siyasette bunu göz önünde tutmamız gerekiyor. Kürt Özgürlük Hareketi’nin değerlerine bağlı, Sayın Öcalan’ın fikriyatı çerçevesinde bir siyaset yürüteceğiz” dedi. Seçim sonrası sanal medyada yapılan eleştirilere değinen Öcalan, kimi hesapların planlı bir şekilde Kürt siyasetini itibarsızlaştırmak için çaba sarf ettiğine işaret etti.
MERKEZ DEĞİL KOLEKTİF BİR SİYASET
Merkezi bir siyaset yerine kolektif bir siyaset yürütülmesi gerektiğinin altını çizen Öcalan, devamında şunları ekledi: “Sosyal medyada yapılan psikolojik savaşı bir yana bırakırsak yerinde olan eleştiriler de var. Ortadoğu, dünya siyaseti değişiyor Kürtlerinde siyasetini değiştirmesi gerekir. Bu esasi bir şeydir. Kürtlerin gücü yüzde 9 değil, bu Kürtlerin potansiyeli değil. Kürtler seçimden seçime çalışma yürütemez. Kürtler hayatın her anında, yerinde ahlaki ve politik olmak zorundadır. Yerel dinamiklerin sesinin daha fazla dinlenmesi gerekir. Bir kongre kararı var, eksiklerimizi tespit ederek geleceğimizi güçlü bir şekilde inşa etmemiz gerekiyor. Şahıs düşmanlığı endeksli siyaset yapamayız. Bizim Türkiye Cumhuriyeti sistemi ile sorunumuz var. Devlet aklı 21’inci yüzyılda Kürtlerin bütün kazanımlarını ellerinden almak istiyor. Bütün siyasetimizi Erdoğan karşıtlığı üzerine kurmamız doğru değil. Evet ‘Erdoğan bir aktör’, Kürtlere dönük saldırılar Erdoğan öncülüğünde yapılıyor. Ancak bu devlet aklından bağımsız değil, bizim de buna karşı siyaset yürütmemiz gerekiyor.”
HÜR DAVA PARTİSİ UYARISI
Cumhur İttifakı listelerinden Meclis’e giren Hür Dava Partisi’ne yönelik tartışmalara da değinen Öcalan, “Hizbullah eliyle 1990’lı yıllarda aralarında Kürt siyasetçilerinde olduğu onlarca kişi katledildi. Bu güçlerin arkasında devlet vardı. Devlet bu güçleri kullandı. Batman başta olmak üzere birçok yerde bu güçler terör estirdi. Hep devletin kontrolünde oldular ve devlet ne zaman istese bu güçleri kullandı. Şuan da Kürt Özgürlük Hareketi’ne karşı ideolojik bir savaşta bu güçler kullanılmak isteniyor. Bunu yaparken de Kürtlerin hassasiyet gösterdiği dini duygularına karşı bir hamle yapmak istiyor. Önceki İçişleri Bakanı Süleyman Soylu bunu açık açık dile getirdi. Neden birlikte hareket ettiklerinin yıllar sonra anlaşılacağını söyledi. Şimdiden Kürtlere karşı bu güçlerin nasıl kullanılacağının planları yapılıyor. Bunu son yıllarda en karanlık işlere imza atan bir İçişleri Bakanı söylüyor. Kürtlerin buna karşı uyanık olması gerekir. Devlet Kürtler arasında bir hamaset yaratmak istiyor. 1990’lı yılların karanlık güçlerine bir format atıldı ve yeniden Kürtlere karşı kullanılmak isteniyorlar. Toplum örgütlü olursa, kendi değerlerine sahip çıkarsa Kurdistan’da yürütülen bu kirli siyaset boşa çıkar. Bu kirli karanlık güçlere karşı mücadele ettik, bu günden sonra da mücadele etmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
‘TECRİDE KARŞI ÇALIŞMALAR YAPACAĞIZ’
Seçimde ortaya çıkan tablonun İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan ağır tecrit koşullarından bağımsız olmadığına söyleyen Öcalan, şöyle devam etti: “Sayın Öcalan’a karşı ağır bir tecrit söz konusu, bunun kırılması için Kürtlerin rol ve misyonlarını oynamaları gerekir. Sayın Öcalan, siyasete günlük bakmaz, günlük olarak siyasete değerlendirme biçenler kaybeder. Sayın Öcalan her zaman 3’üncü yola dikkat çekmiştir. Bir tarafta siyasal İslamcılar var, diğer tarafta beyaz Türkler var. İkisi de kendi ideolojileri çerçevesinde bir siyaset dizayn etmek istiyor. Ancak halk bu iki tarafa muhtaç değil, Sayın Öcalan buna karşı demokratik olan 3’üncü yolu açmıştır. Bir an önce Sayın Öcalan’a dönük tecridin kırılması gerekiyor. Yıllarca süre gelen bu tecrit örgütlü bir mücadele ile kırılabilir. Sayın Öcalan konuşursa projeleri ile paradigması ile Kürtlere yol gösterici olur. Kanunsuz, insani olmayan bu tecrit kaldırılmalı. Anayasa’ya göre de Sayın Öcalan’ın hakları İmralı’da ayaklar altına alınmış durumda. Devlet İmralı’da yürüttüğü siyaset ile Sayın Öcalan’ın Kürt siyasetine etkisini azaltmaya çalışıyor. HDP-Yeşil Sol Parti olarak tecridin biran önce kırılması için her alanda çalışmalar yapacağız” dedi.
MA / Emrullah Acar
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***