Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında 25 Nisan’da 21 kentte yapılan operasyon düzenlendi. Operasyon kapsamında gözaltına alınarak tutuklananlar arasında Mezopotamya Ajansı (MA) editörü, gazeteci Abdurrahman Gök de vardı.
Gök, hakkında “örgüt üyeliği” suçlamasıyla tutuklama kararının verilmesinin ardından Diyarbakır 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’ne sevk edildi.
Diyarbakır’da 2017 yılında gerçekleştirilen Nevruz kutlamaları sırasında üniversite öğrencisi Kemal Kurkut’un polisler tarafından vurulmasını fotoğraflayan Gök, yaklaşık iki aydır, hakkında iddianame düzenlenmeden tutuklu bulunuyordu.
Diyarbakır 3. Sulh Ceza Hakimliği’nin, 216 kişiye yönelik operasyon çerçevesinde gözaltına aldırdığı gazeteciler arasında, Gök’le birlikte Beritan Canözer, Mehmet Şah Oruç ve Remzi Akkaya da bulunuyordu.
DOSYALAR AYRILDI İDDİANAME KABUL EDİLDİ: GÖK’ÜN İFADESİNE YER VERİLMEDİ
İki ayın ardından Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Abdurrahman Gök hakkında iddianame hazırlandı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada, 216 kişiye yönelik operasyon yapılırken, şüphelilerin dosyalarının ayrıldığı görüldü.
14 sayfalık iddianamede, Abdurrahman Gök tek şüpheli olarak yer aldı. Gök’ün avukatı Resul Temur’a göre, şüphelilerin dosyalarının ayrılmasının perde arkasında toplu yargılama yapmayıp, yargılananlar için oluşacak toplumsal desteği kırmaya çalışmak yatıyor.
Gök hakkında “örgüt üyesi olmak” ve “örgüt propagandası yapmak” suçlamasıyla hazırlanan, Diyarbakır 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede yer alanlar ise dikkat çekiciydi.
Abdurrahman Gök’ün savcılık ifadesinin yer verilmediği 14 sayfalık iddianamenin yarısında, “PKK/KCK silahlı terör örgütü”nün tanımı yapılırken, örgüte yönelik yapılan operasyonlardan bahsedildi.
YİNE AYNI TANIK ORTAYA ÇIKTI: SOYLU’NUN HEDEF GÖSTERDİĞİ AVUKATLAR ALEYHİNE İFADE VERMİŞTİ
İddianamede, eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “örgüt adına avukatlık yapmakla” suçladığı, Diyarbakır merkezli operasyonda gözaltına alınan avukatlar hakkındaki dosyada da tanıklığı bulunan Ümit Akbıyık’ın gazeteci Abdurrahman Gök hakkındaki ifadelerine yer verildi.
Soylu’nun hedef gösterdiği avukatlar aleyhine suçlama olarak “hasta tutukluların serbest” bırakılmasını istemelerini yönelten Akbıyık’ın, Gök hakkındaki ifadeleri ise iddianamenin temelini oluşturuyor.
Akbıyık, tanık ifadesinde “Gök’ü Pel Prodüksiyon şirketine gittiği sırada gördüğünü, Gök’ün burada yayınlar yaptığını, örgüt için içerik ürettiğini” öne sürdü.
Savcılık makamı hazırladığı iddianamede, Akbıyık’ın Gök hakkındaki “örgüt için basın yayın faaliyetlerinde bulunuyor” sözlerine dayanak olarak internette de yayımlanan IŞİD’in Kobani saldırılarının anlatıldığı belgesel gösterildi.
ŞİİR KİTABINI ANLATAN HABER “SUÇ” OLARAK GÖSTERİLDİ
İddianamede, gazeteci Gök hakkındaki suçlamalara dayanak olarak Kobani’de yaşananları kaleme aldığı yazıların başlıklarına yer verildi.
Suç olarak gösterilen yazılardan biri ise Abdurrahman Gök’ün Mezopotamya Ajansı’nda yayımlanan bir şiir kitabını anlattığı, “Dağ-ı Devran: Tutkulu bir yolculuğa davet” başlıklı haberdi.
ESKİ ADALET BAKANI GÜL’E YAZILAN MEKTUBUN YER ALDIĞI HABER DE SUÇ!
Savcılık makamının suça delil olarak gösterdiği yazılardan biri de ağır zihinsel ve bedensel engelli iki yetişkin oğluyla birlikte yaşayan ve gizli tanık beyanıyla tutuklanan 70 yaşındaki Elif Kısa’nın oğlu Ahmet Kısa’nın beyanlarının yer aldığı haberdi.
Abdurrahman Gök imzalı haberde, Ahmet Kısa’nın tutuklu annesi Elif Kısa’nın serbest bırakılması için dönemin Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’e yazdığı mektup yer alıyordu. Haberde, tutuklanması, ayda bir PTT aracılığıyla yakını olan tutukluya 100 TL para yatırdığı gerekçesiyle “gizli tanık” ifadelerine dayandırılan Elif Kısa’nın işitme ve konuşma engelli oğlunun Abdulhamit Gül’e seslenmesinden bahsedildi.
Tutuklu Kısa’nın oğlunun eski Bakan Gül’e, “Anamın vicdanı olumsuzluğu kabul etmez. Annem asla kanuni olmayan bir şey yapmadı. Elbistan’da hiç kimsesi olmayan bir tutukluyu mahkeme kararıyla ve sizin onayınızla ziyaret etti. Sayın Adalet Bakanımız. Sizin izin verdiğiniz, Adalet Bakanlığı’nın izin verdiği şeye buradaki hakim suç diyor. ‘Örgüte yardım yataklık’ diyor. ‘Örgüt üyeliği’ diyor. ‘Niye cezaevine gittin’ diyor. Yani hakim diyor ki benim anam Adalet Bakanı onayıyla yardım yataklık yapmış. Sizi de suçluyor. Böyle mantıksızlık olmaz. Lütfen Türkiye’yi bu gizli tanık zulmünden kurtarın. Gizli tanık yasaklanmalı. Kim kimi sevmiyorsa gizliden tanıklık yapıp ocağını söndürüyor. Adalet Bakanı olarak adalet her şeyin önünde olsun” dediği ifade edildi.
Abdurrahman Gök hakkında “örgüt üyeliği” suçlamasından ceza isteyen savcılık makamı ise söz konusu mektubun anlatıldığı haberi “delil” olarak gösterdi.
SGK PRİMLERİ DE DELİL OLDU
Gök’e ait HTS arama kayıtlarında, aynı iş yerinde çalıştığı kişilerle yaptığı telefon görüşmeleri de savcılık için “örgüt üyeliği”ne gerekçeydi. Yine savcılığa göre, Gök’ün Türkiye’de faaliyet yürüten Mezopotamya Ajansı’ndan SGK primlerinin yatırılması da örgüt üyeliği suçlamasına delil olarak gösterildi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***