Fethullahçıların ülke içindeki ve dışındaki boşluğunu son yıllarda Menzil Cemaati doldurdu. İktidarın birlikte yürüdüğü Fethullahçıları tasfiye etmesinin ardından Menzil de stratejisini değiştirdi. Neredeyse kadınların sokağa çıkmasına bile karşı olan cemaat kamuda kadınlar eliyle de örgütlenmeye başladı.
Aynı şekilde üniversiteli kadınlar üzerine de örgütlenmek için çalışmalara başlayan cemaat, Fethullaçıların izlediği yolu izlemeye başladı.
GAVS’IN SOFİLERİ
BirGün’den İsmail Arı’nın haberine göre; Menzil Cemaati’nin lideri olan ve “Gavs” olarak nitelendirdiği Abdulbaki Erol, cemaati ailesiyle birlikte yönetiyor. Menzil mensupları da “sofi” olarak adlandırılıyor. Milyonlarca ve hatta belki de milyarlarca liralık bir sermayeyi yöneten ve her geçen gün daha da güçlenen cemaatin en güçlü olduğu kamu kurumlarının başında Sağlık Bakanlığı geliyor. Cemaatin emniyet ve jandarma teşkilatı içerisinde de hızla örgütlendiği, emniyet içerisinde çok sayıda polis memuru ile jandarma içerisinde özellikle uzman çavuş ve astsubayların da “sofi” olduğu belirtiliyor. Adalet Bakanlığı içerisinde de yine çok sayıda hâkim ve savcının cemaat mensubu olduğu, bazı başsavcıların, üniversite rektörlerinin ve hatta il jandarma komutanlarının dahi cemaatten olduğu ifade ediliyor.
Bir kamu kurumuna Menzil mensubu bir kişi yönetici yapıldığında hızla kurumu ele geçirmek için faaliyete başlıyor. Önce kurumun müdürleri Menzil mensubu kişiler arasından seçiliyor, ardından söz konusu kamu kurumuna alınan personeller de cemaat üyeleri arasından belirleniyor. Böylece kamu kurumu baştan aşağı ele geçiriliyor.
Depremlerin ardından çok sayıda skandala imza atan Kızılay içerisinde de benzer bir durum yaşanıyor. Menzil mensubu Fatma Meriç Yılmaz, uzun bir süredir Kızılay’ın ikinci ismiydi. Yılmaz’ın, Kızılay yönetimine girip Kızılay Genel Başkan Yardımcısı olmasıyla birlikte kuruma alınan yöneticilerin Menzil mensupları arasından seçildiği, daha sonra afet depolarındaki özel güvenlik personeli kadrolarının daha “sofiler” tarafından doldurulduğu iddia ediliyor. AHBAP’a çadır satan Kızılay’da Kerem Kınık’ın görevden alınmasının ardından ise Yılmaz başkanvekilliğine getirildi.
ERZAK VE SABUN SATTILAR
Cemaatin en önemli ticari yapılarından biri Nakış Gıda isimli şirket 6 Şubat depremlerinin ardından Menzil, Nakış Gıda aracılığıyla Kızılay’a yardım kolisi sattı. Bu şirket aracılığı ile cemaat 9 Aralık 2016 tarihinde yönetimi AKP’deyken İBB iştiraki İSPARK’a 84 bin 807 TL bedelle kalıp sabun sattı. Aynı şirket 19 Temmuz 2013 tarihinde de yine İSPARK’a 130 bin 542 TL bedelle ramazan erzağı sattı.
Öte yandan Kızılay, Menzil Cemaati’ne mensup olan Ferhat Danışman’ın Techno Health isimli şirketine 2019’da 120 milyon Avro’luk ihale vermişti. 20 Mart 2019’da onaylandı. Yine bu şirkete İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü milyonlarca liralık Covid-19 testi ihalesi verdi. Uzun bir süre Megakent’te Covid-19 testlerini Menzilciler yaptı.
Kızılay’dan ihale alan ve Covid-19 testlerini yapan Techno Health Şirketi’nin sahibi Ferhat Danışman’ın ise Menzil Cemaati’ne mensup olduğu biliniyordu. Danışman, aynı zamanda cemaate ait olan Emsey Hastanesi’nin de yöneticisiydi.
BİRÇOK ÜLKEDE VARLAR
Menzil’in cemaat içerisinde paylaştığı bir videoda ise tartışma yaratacak ayrıntılar yer aldı. Cemaat söz konusu video ile ülke içerisinde ve yurtdışındaki birçok ülkede milyonlarca liralık devasa külliyeler ve binalar inşa ettiğini anlatıyor. Videoda yurtdışında Kırgızistan, Malezya, Afganistan’da, yurtiçinde ise Konya, Mersin, Denizli, Ankara, Maraş, Kayseri, Bursa ve Rize’de inşa ettiği veya edeceği devasa yapılar yer alıyor. Bu yapıların milyonlarca liraya mal olacağı hesap edildiğinde cemaatinin nedenli büyük bir parayı yönettiği de daha iyi anlaşılıyor.
ENKAZDA TÖVBE SEANSI
Depremden büyük oranda etkilenen Adıyaman’da Menzil Cemaati “mürid devşirmek” için yoğun bir çalışma başlattı. Adıyaman’da bir binanın enkazının hemen yanında Menzil şeyhinin vekilinin depremzedeleri “tövbe ettirdiği” görüntüler gündem oldu. Görüntülerde, Menzil şeyhinin depremzedelere “Bütün yapmış olduğum günahlardan pişmanım. Keşke yapmasaydım. İnşallah bir daha yapmayacağım. Gavs (Menzil şeyhi) hazretlerini kendime şeyh kabul ettim” sözlerini tekrarlatarak “tövbe ettirdiği” anlaşılıyor. Çevredekilerin ise tövbe seansının ardından “Allah kabul etsin” dediği duyuluyor. Ayrıca Menzil şeyhine cemaat içerisinde “gavs” dendiği de biliniyor. Cemaat içerisinde deprem bölgesinde 25 bin depremzededen “tövbe alındığı” da konuşuluyor.
0001 KODLU MENZİL
Menzil cemaatinin Sağlık Bakanlığı içinde kadrolaştığı iddiaları sürerken ilk Sağlık Turizmi Yetki Belgesi de Menzil cemaatinin hastanesine verildi. Sağlık Bakanlığı iştiraki olan Uluslararası Sağlık Hizmetleri A. Ş.’nin (USHAŞ) açıkladığı Sağlık Turizmi Yetki Belgesi Almaya Hak Kazanan Özel Sağlık Tesisleri listesinde dikkat çeken bir ayrıntı yer aldı. İlk Sağlık Turizmi Yetki Belgesi’nin 2017 yılında “ST-0001” sertifika kodu ile İstanbul’un Pendik ilçesinde bulunan Özel Emsey Hastanesi’ne verildiği belirtildi. Yetki belgesi almak için Özel Keşan Hastanesi 2 Ekim 2017 tarihinde başvurmasına rağmen ilk yetki belgesi 6 Ekim 2017 tarihinde başvuran Özel Emsey Hastanesi’ne verildi. Bu detayın ortaya çıkmasının ardından söz konusu liste USHAŞ’ın internet sitesinden kaldırıldı.
“GAVS İLAHİ KONUMDA”
Diyanet tarafından hazırlanan tarikatlar raporunda, cemaatin yapısı anlatılmıştı. Adıyaman’ın Kahta ilçesindeki Menzil köyüne yerleşen Abdülhakim Erol tarafından kurulan cemaatin, tarikat yapılanmasına sahip olduğu belirtildi. “Mürted ve münafık gibi dini terimleri kolayca diğer Müslümanlar için kullandığı” kaydedilen cemaate ilişkin şu tespitler yapıldı: “Mürşid yani tarikatın lideri olağanüstü, hatta bir anlamda yarı ilahi bir konumdadır. Grubun sıralanan görüşleri, sahih İslam anlayışıyla bağdaşmamaktadır. Bu sakıncalı telakkiler, Menzil cemaatinde daha çok vurgulanmakta ve etki sahası daha çok sade halk tabakası olduğu için daha çok yaygınlaşmaktadır. Son zamanlarda Menzil grubunun bürokraside teşkilatlandığı ve kamuda etkinliğini artırdığı yönünde kamuoyunda bir kanaat dillendirilmeye başlanmıştır. Doğru olması halinde bu tezahürün ülkemizde orta ve uzun vadede sıkıntılara yol açacağı değerlendirilmektedir.”
MİLYONLUK OYUNCAKLAR!
Cemaatin lideri Abdulbaki Erol’un kullandığı lüks aracın piyasa değerinin de 10 milyon TL olduğu ama aracın zırhlı olması nedeniyle değerinin 20 milyon TL’yi bulduğu ifade ediliyor. Plakadaki “GH” harflerinin “Gavs hazretleri” anlamına geldiği belirtilirken plakanın sonundaki “2515” rakamlarının da cemaat içerisinde bir sembol olduğu öğrenildi.
Abdulbaki Erol’un oğlu Seyyid Muhammet Emin Erol yeni bir cip aldı. Lüks cipin piyasa değerinin en az 10 milyon TL olduğu tahmin ediliyor. Lüks aracın plakası ise Seyyid Muhammet Emin Erol’un isimlerinin baş harflerinden oluşan “SME”den oluşuyor.
Ayrıca Abdulbaki Erol’un kardeşi Seyyid Abdulhalim Erol’un sahibi olduğu lüks aracın da piyasa değerinin en az 4 milyon TL olduğu bildirilirken plakasının da “Gavs” kelimesini temsilen “GVS” harflerinden oluştuğu görüldü. Ayrıca diğer aile üyelerinin de çok sayıda lüks aracı olduğu belirtiliyor.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***