İZMİR – Deniz Poyraz’ın katledilmesinin üzerinden geçen iki yıla rağmen adaletin yerini bulmadığını belirten anne Fehime Poyraz, “Yaşadığımız süre boyunca sorumluların hesap vermesi için mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir İl Örgütü binasına 17 Haziran 2021’de silahlı saldırıda bulunan Onur Gencer, girdiği parti binasında bulunan Deniz Poyraz’ı katletti. Silah sesleri üzerine yapılan ihbarla parti önüne gelen polisler dakikalarca olaya müdahale etmezken, daha sonra aşağı inen Gencer’i “adın ne abicim” diyerek gözaltına aldı. Bu sırada partiye saldırı haberini alan binlerce HDP’li de parti binasına akın etti. Kızının katledildiği haberini alan Poyraz’ın annesi Fehime Poyraz’ın, “Bir Deniz gitti, bin Deniz gelecek” mesajı, toplumun tüm kesimleri tarafından sahiplendi.
Gencer, katlettiği Poyraz’ın fotoğraflarını çekerek, “Daha fazla HDP’liyi öldürmek” şeklinde paylaşım yaparken, emniyet ifadesinde saldırıyı tek başına planladığını iddia etti. Gencer’in gözaltına olduğu sırada ise elinde silahla çekilmiş fotoğrafları sanal medya hesapları üzerinde paylaşılmaya başlandı. Gencer’e ait sanal medya hesabında, farklı modellerde silahlarla Suriye’nin çeşitli kentlerinde fotoğraf çektirdiği ortaya çıktı. Gencer, ifadesinde sağlık çalışanı olarak Suriye’nin Minbic kentinde görev yaptığını ileri sürdü. Gencer, olayın üzerinden 24 saat geçmeden çıkarıldığı mahkemece, “tasarlayarak öldürmek” suçundan tutuklanırken, emniyet Gencer hakkında “örgütle bağlantısı olmadığı” yönünde kanaat bildirdi.
İDDİANAME AÇIKLANDI
Tutuklanmasının ardından katil Onur Gencer hakkında yürütülen soruşturma 11 Ekim 2021’de tamamlandı. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Onur Gencer’in “Tasarlayarak kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet ve “İş yeri dokunulmazlığını ihlal etme”, “Siyasi partiler veya meslek kuruluşlarının kullanımında olan bina, tesis veya eşyaya zarar verme” suçlarından 7 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi. Çelişkilerle dolu iddianamede, dava sürecine dair peşin hüküm niteliği de taşıyabilecek şekilde “Sanığa 2016’da ‘anksiyete bozukluğu’ ve ‘hafif depresif nöbet tanısı’ teşhisi konulduğu” ibareleri yer alması dikkat çekti. Ancak Buca Seyfi Demirsoy Hastanesi Başhekimliği’nin 22 Şubat 2021 tarihli raporunda, Gencer’in herhangi bir psikolojik rahatsızlığına rastlanmadığı belirtildi.
ASKER VE ÜLKÜCÜLERLE BAĞI
Yine sanığın herhangi bir örgütle bağının olmadığı kanısına varılan iddianamede, olayın bireysel bir olay olduğu savunuldu. İddianamede, HTS kayıtları ve tanık ifadeleri dikkate alındığında, Gencer’in askerler ve ülkücülerle irtibatta olduğu anlaşıldı. Gencer’in irtibat kurduğu kişilerden 3’ünün asker olduğu, iddianamede de yer aldı. Sürekli olarak bu şahıslarla görüşen Gencer’in, saldırı sonrasında bu kişiler tarafından arandığı belirlendi. Ayrıca Gencer’in irtibatta olduğu kişiler üzerinden FETÖ/PDY bağlantısı aranması da dikkat çekti. İddianamede, “Yapılan incelemesinde haklarında FETÖ/PDY terör örgütüne üye olma suçundan daha önce soruşturma yürütülmüş 8 kişinin rehberde telefon numaralarının kayıtlı olduğu tespit edilmiş, ancak bu şahısların olayla bağlantılı olduklarına dair herhangi bir delil elde edilememiştir” ifadelerine yer verildi.
SADAT BAĞLANTISI
Gencer’in, Türkiye’nin farklı ülkelerde savaştırdığı paramiliter grupları eğitmek ve Saray ile olan ilişkileriyle gündemden düşmeyen Uluslararası Savunma Danışmanlık İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. (SADAT) ile bağlantılı olduğuna dair çıkan bilgilere dair yapılan araştırmalar da iddianamede yer aldı. Gencer’in SADAT ile bağlantısının bulunduğuna dair delil elde edilemediği belirtilerek, “Kamuoyunda şüphelinin, SADAT ünvanlı şirket bünyesinde Suriye’de silahlı eğitim gördüğüne dair ileri sürülen iddialarla ilgili yapılan araştırmalarda, 2020 yılında Sağlık Bakanlığı bünyesinde görevli olarak Suriye’de bulunduğu kurum yazışmaları, otel kayıtları, telefon HTS kayıtları ve otobüs-uçuş kayıtları ile uyumlu olduğundan bu hususta herhangi bir delil elde edilememiştir” denildi.
ADI HER YERDE
Öte yandan ülke çapında yapılan etkinliklerle Deniz Poyraz ismi yaşatıldı. Poyraz için, katledildiği yerde “Deniz Poyraz Köşesi” kuruldu. Yine Deniz Poyraz adına parti binasında kadın odası açıldı. Birçok aile ise Deniz Poyraz adını yeni doğan bebeklerine verdi. Ayrıca Metin Altıok Şiir Ödülü’nü alan şair Seyyidhan Kömürcü, ödülünü Poyraz’a atfetti. Mezopotamya Kültür Merkezi İzmir’de yaptığı 30’uncu kuruluş yıldönümü konserini Deniz Poyraz’a atfetti. HDP Gençlik Meclisi, “Bağımlılığın ağlarını del” şiarıyla gerçekleştirdiği futbol turnuvalarını Deniz Poyraz anısına düzenledi. Agirî’nin Bazîd (Doğubayazıt) Belediyesi Meclisi, bir mahalleye Deniz Poyraz’ın ismini verdi.
YARGILAMA SKANDALLARI
Deniz Poyraz’ın katili Onur Gencer hakkında açılan davanın ilk duruşması ise 27 Aralık 2021 tarihinde görüldü. Yargılamanın ilk duruşmasında Poyraz ailesinin avukatları katil Gencer’in arkasındaki güçlerin ortaya çıkarılmasına dair bütün talepleri reddedilirken, mahkemenin bu tavrı 24 Ocak 2022’de yapılan ikinci duruşma ve 29 Nisan 2022’de yapılan 3’üncü duruşma da sürdü. Avukatlar katil Gencer’i çapraz sorguya almak için 300’ü aşkın soru hazırladı. Duruşmaya getirilmeyen Gencer, tutulduğu cezaevinden duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Yine davaya 600’ü aşkın avukatın yetki belgesi sunmasına rağmen mahkeme heyeti, bu avukatların isimlerinin kayda geçirilmesi ve sanığa soru sorma taleplerini reddetti. Heyet, verdiği ara kararla sadece katılımcıların avukatlığını üstlenen 5 avukatın sanığa soru sorabileceği yönünde karar aldı. Bu kararların alınmasına tepki gösteren avukatlar ise mahkeme heyetinin bağımsız ve tarafsız bir yargılama yapamayacağını ifade ederek, heyetin çekilme ve hakimlerin reddi talebinde bulundu. Fakat bu karar da mahkeme heyeti tarafından reddedildi.
4’ÜNCÜ DURUŞMADA DİNLENDİ
18 Temmuz’da yapılacak olan 4’üncü duruşma öncesinde mahkeme heyeti başkanının görev yeri, Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun (HSK) 2022 adli ve idari yarı ana kararnamesiyle değiştirildi ve Karşıyaka Hakimliğine atandı. Avukatlar ancak bu duruşmada Onur Gencer’e soru yöneltilebildi. Dava avukatları tarafından hazırlanan yaklaşık 300 soru tek tek Gencer’e yöneltilmesine rağmen tüm sorular cevapsız bırakıldı. Mahkeme heyetinin de Gencer’in saldırgan tavrına sessiz kalması, soruları cevapsız bırakmasından etkili olurken, mahkeme salonunda dinlenen tanıklar da çelişkili ifadeler verdi. Avukatların soruşturma aşamasında başlayan talepleri yargılama aşamasında da reddedilirken, katil Gencer’e yardım edenlerin ortaya çıkarılması yönünde verilen dilekçeler de cevapsız kaldı.
AVUKATSIZ YARGILAMA
12 Ekim 2022’de görülen 5’inci duruşmada ise yeni mahkeme heyeti başkanının aldığı ara karar tartışmalara neden oldu. Yetki belgesi ile davaya katılan avukatlara söz hakkı vermeyen heyet başkanı, avukatları dışarı çıkarmakla tehdit etti. Duruşmayı yarıda kesen heyet yargılamanın da bundan sonra Aliağa Şakran Cezaevi yerleşkesinde devam etmesine karar verdi. 14 Ekim 2022’de görülen 6’ncı duruşma için Şakran Cezaevi Yerleşkesine gelen yetki belgeli avukatlar ve basın mensupları, dosyada kapalı yargılama kararı olmamasına rağmen mahkeme heyetinin kararıyla duruşma salonuna alınmadı. Karara itiraz eden ve ara kararı almak isteyen dava avukatları jandarma zoruyla salondan çıkaran mahkeme heyeti, duruşmaya avukatlar olmadan başladı. Tekrar salona girmek isteyen avukatların bu kez telefon ve bilgisayarlarına el konuldu. Avukatların olmadığı duruşmada, savcı mütalaasını açıkladı. Yine dışarıda bekleyen ve yetki belgesi olan avukatlar, yerleşkeye girmek için kapıya yöneldiğinde jandarmanın saldırısına uğradı.
KARAR DURUŞMASI
27 Aralık 2022’de görülen 7’nci duruşmada ise avukatlar, basın ve katılımcılar yine duruşma salonuna alınmadı. Mahkeme heyeti ile görüşmek için yerleşke içerisine giren Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan ve dava avukatlarına salona girebilmek için ince arama dayatması yapıldı. Avukatların durumu protesto ederek girmediği duruşmada kararını veren mahkeme, Gencer’ i “tasarlayarak kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına, “mala zarar verme” suçundan 4 yıl hapis, “konut dokunulmazlığını ihlali” suçundan 2 yıl hapis ve “ateşli silahlar kanununa muhalefet” suçundan da 3 yıl hapis cezasına çarptırdı.
‘DENİZ BİZİMLE YAŞIYOR’
Deniz Poyraz’ın annesi Fehime Poyraz, geçen iki yılda yaşananları anlattı. Deniz’in katledilmesinin ardından 2 yıl geçtiğini ancak acısının hala ilk günkü gibi olduğunu söyleyen anne Poyraz, kızını hiç unutmadığını, unutmayacağını söyledi. Poyraz, “Kızım her zaman bizimle. Ben hala yaşıyor diye hissediyorum. Bazen evdedir diyorum. Bütün şehitler böyledir. Hepsinin ruhu bizimle yaşıyor. Çünkü dilleri, kimlikleri için katledildiler” dedi.
HALK SAPİHLENDİ
Kızının katledilmesinin ardından halkın kendilerine sahip çıktığını ve bununla ayakta durabildiklerini anımsatan Poyraz, “Halkımız bizi ayakta tuttu. Herkes bizim yanımızda durdu. Kızım savunmasız bir şekilde katledildi. Halkımızın bize bu şekilde sahip çıkması bizi onurlandırdı. Hala Şırnak’tan, diğer illerden insanlar geliyor. Bizi ziyaret ediyorlar” diye belirtti.
‘HESAP SORULSUN’
Kızının davasında adaletin yerini bulmadığını söylen Poyraz, adaletin sadece kızı için değil, zulme maruz kalan herkes için yerine getirilmesini ve hesap sorulmasını istedi. Poyraz, “Katil Onur Gencer, hakime, savcıya, ‘Ben terörist öldürdüm. Beni ödüllendirmelisin’ dedi. Kızımı katlettiği halde bunu nasıl söyleyebiliyor? Demek ki arkasında güçlü insanlar var. Arkasında gücü olmasa hakime, savcıya bunu diyebilir miydi?” diye sordu.
‘PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIZ’
Poyraz, katil Onur Gencer’e yardım eden ve arkasındaki gücünde yargılanmasını isteyerek, sadece Gencer’in cezaevine konularak, ceza almasının bir şeyi değiştirmediğini ifade etti. Poyraz, Deniz’in ailesi olarak yaşadıkları sürece bu davanın peşini bırakmayacaklarını ve bütün sorumlulardan hesap sorulana kadar mücadeleyi sürdüreceklerini vurguladı.
MA / Delal Akyüz
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***