Acemoğlu, Twitter’dan paylaştığı mesajlarda Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in atamasından sonra ‘birçok yabancı ve Türkiyeli yatırımcıda daha iyimser bir yaklaşım olduğunu’ söyleyerek “Gerçekten de daha rasyonel politikalar Türk ekonomisine katkıda bulunabilir” dedi.
Profesör daha sonra “Ama bu yaklaşımın Türkiye’nin ekonomik problemlerine çözüm getirmesini beklemek gerçekçi mi” diye sorarak şöyle devam etti:
‘Vitrin için yapılmış atamalar da var’
”Birincisi, tabii ki, gerçek politik güç cumhurbaşkanının elinde, ve yerel seçimler gelirken aynı politikaların devam etmesi hala gayet mümkün.
İkincisi, yapılan atamalar gerçekten ekspertizi arttırmak ve ekonomik problemlere çözüm getirmek için mi yapıldı yoksa başka nedenlerden mi belli değil. Bunların içinde politik atamalar da var, vitrin için yapılmış atamalar da var gibi duruyor.
Ama daha da önemlisi, Türkiye’nin ekonomik problemleri çok daha yapısal. Ve şu anda bunlara yanıt getirmek gibi bir yaklaşım yok gibi.
Türkiye’deki büyüme 2006 senesinden beri düşük kaliteli, teknolojik olarak ilerleme olmadan ve verimliliğin çok az arttığı bir şekilde oldu. Örneğin bu kitapta (Çıkmaz Yol – Dünden Yarına Türkiye Ekonomisi) bunun detayları anlatılıyor.
Şu anda faizleri biraz artırıp çok negatif reel faizlerden daha az negatif reel faizlere geçersek bunun bu yapısal problemlere büyük bir katkısı olmayacak. Çok daha radikal ekonomik değişime gerek var.
‘Kurumsal reformlara gerek var’
Türk ekonomisinin potansiyeli çok yüksek ve çok daha kaliteli olarak büyümesi mümkün. Genç nüfus, girişimci yaklaşım. Üretkenliği akmaya başlayan bir çok şirket var.
Bu potansiyelin gerçeğe dönüştürülmesi için kurumsal reformlara gerek var. Bunlar içinde yolsuzluğu azaltmak, daha çok rekabet yaratmak, politik belirsizliği azaltmak ve yargı kurumlarını iyileştirmek önemli. Teknolojiye, eğitime ve işçilerin üretkenliğini yatırım çok önemli.
Türkiye’nin önündeki önemli bir tehlike bir 10 sene daha düşük kaliteli büyümeyle devam edip elindeki potansiyeli kaybetmek.
Bu sürede nüfus yaşlanmaya başlayacak ve yapay zeka ile başka teknolojiler ilerleyip, Türkiye’yi daha da geride bırakabilir. Bence Türkiye’nin önündeki en büyük tehlike böyle vasat bir şekilde devam etmesi.”