ENSAR NUR, TR724 HABER
Analist Soner Çağaptay’ın prestijli uluslararası ilişkiler dergisi Foreign Affairs’ta yayımlanan analizi, Erdoğan’ı koltuğundan etmenin zorluğuna dikkat çekiyor. Çağaptay, tüm olumsuzluklara rağmen “Erdoğan’ın dayanıklılığının, çok az desteğe sahip olsa bile, liberal olmayan bir lideri seçimlerle yerinden etmenin ne kadar zor olabileceğini gösterdiğine” dikkat çekiyor.
ERDOĞAN, ODAKLARI DEPREMDEN UZAKLAŞTIRMAYI BAŞARDI
Çağaptay, depreme yapılan kaotik ve yetersiz müdahalenin yanı sıra artan enflasyondan kaynaklı olarak ekonomik problemlere rağmen, Erdoğan’ın tepki çektiği noktalardan dikkatleri kaydırmayı başardığının altını çiziyor.
Seçimlere 10 gün kadar kalırken, Çağaptay’a göre işler iki ay önce olduğundan çok farklı gözüküyor. Çünkü Erdoğan, “Türk medyası üzerindeki geniş etkisini kullanarak, depremle ilgili kamuoyu tartışmalarını etkili bir şekilde sınırlandırdı ve ülke içindeki tartışmayı Türkiye’nin kendi yönetimindeki endüstriyel ve askeri başarılarına kaydırdı.”
ERDOĞAN’I SEÇİMLE YENMEK KOLAY DEĞİL
Çağaptay, Erdoğan’ın siyasi hamlelerdeki başarısına ve bu kadar olumsuzluğa rağmen dayanıklılığına vurgu yaparak “liberal olmayan bir lideri seçimlerle yerinden etmenin ne kadar zor olabileceğini görüyoruz” diyor.
Soner Çağaptay’ın, Erdoğan’ı yenmenin neden zor olduğunu anlatırken altını çizdiği noktalardan bazılarını şöyle sıralamak mümkün:
– Muharrem İnce’nin varlığı muhalefeti bölmeye yardımcı oluyor.
– Seçim yasasındaki değişiklik TBMM’de AKP’ye avantaj kazandırıyor.
– Medyanın yüzde 90’inin Erdoğan’a yakın işadamları tarafından kontrol edilmesi gündemi kontrol etmeyi mümkün kılıyor.
– Erdoğan, tüm devlet imkanları seferber ederek eşit olmayan bir kampanya dönemi ortamı oluşturuyor.
– Bürokrasi ve yargı mekanizmaları üzerindeki kontrol ve vesayeti ile durumu kendi avantajına döndürüyor.
– Gazeteciler ve muhalifler üzerinde kurduğu baskı rejimi ile kendisine zarar verebilecek konuların konuşulmasını bir ölçüde engelleyebiliyor.
ERDOĞAN İKİNCİ TURDA ‘YA BEN YA KAOS’ KARTINI OYNAYACAK
Çağaptay’a göre, Erdoğan Meclis’te açık ara zafer kazanıp cumhurbaşkanlığı seçimlerini ikinci tura götürmeyi planlıyor. Bu senaryoda Erdoğan ikinci tura hazırlanırken seçmenlere bölünmüş bir hükümetin Türkiye için felaket olacağını ve istikrarı korumak için kendisini yeniden cumhurbaşkanlığına getirmeleri gerektiğini söyleyecek.
Erdoğan’ın geçmişte işe yarayan “ya ben ya kaos” stratejisine tekrar başvuracağına şüphe yok. Analiste göre, yüzde 0,3 oranında destek alan HÜDA-PAR’ın Cumhur İttifakı’na katılmasının temelinde bu yatıyor:
“Sertlik yanlısı Kürt İslamcı bir parti olan HÜDA-PAR’ın son dönemde Erdoğan’ın Cumhur İttifakı ile aynı safta yer alması özellikle endişe verici. HÜDA-PAR, 1990’larda Türkiye’deki Kürt toplumu arasında örgütlenen ve PKK ile savaşan, aynı zamanda katı ideolojisine uymayı reddeden muhafazakâr muhalifleri idam eden şiddet yanlısı bir siyasal İslamcı grup olan Türk Hizbullah’ı ile bağlantılı.
Şiddet dolu geçmişinden hiçbir zaman tam olarak vazgeçmeyen ve arkaik toplumsal görüşleri savunan HÜDA-PAR’ın yüzde 0,3 oranındaki oyuyla, cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura kalması halinde kaos yaratma fırsatı dışında cumhurbaşkanının kampanyasına çok az katkı sağlıyor.”
Halihazırda Kılıçdaroğlu hem Kürt yanlısı HDP hem de Kürt militanlığına karşı son derece temkinli olan Türk milliyetçisi İYİ Parti tarafından destekleniyor. Çağaptay, PKK ve HÜDA-PAR’ın dahil olduğu silahlı çatışmaların yeniden başlaması İYİ Parti ve HDP arasında daha derin bir kutuplaşmaya yol açarak Kılıçdaroğlu yanlısı bloğu bölebileceğine ve Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığına mal olabileceğine vurgu yapıyor.
DEMOKRASİ İÇİN SON ŞANS
“Erdoğan ya kaybedecek ve Türkiye’ye tam demokrasiye geri dönme şansı verecek ya da kazanacak ve muhtemelen hayatının sonuna kadar iktidarda kalacak.
Böyle bir durumda, henüz eline geçmemiş olan mahkemeler, düşünce kuruluşları, üniversiteler, haber kuruluşları ve dışişleri bakanlığı da dahil olmak üzere geriye kalan bağımsız kurumların özerkliklerini -tamamen- kaybetmeleri muhtemeldir ki bu da sadece Türkiye’nin siyasi sistemi için değil dış politikası için de önemli sonuçlar doğuracaktır.
Putin’in hoşuna gidecek şekilde, Türkiye muhtemelen NATO’da kalmaya devam edecek olsa da, yeniden seçilen bir Erdoğan, Macaristan Başbakanı Orban ile birlikte ittifak birliğini baltalamak için agresif davranabilir.”
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***