İLKER DOĞAN | HABER YORUM
Seçime 1 hafta kaldı. Tansiyon yüksek. Anketler açıklandıkça rejimin dili daha da sertleşiyor. Zira sonuçlar bekledikleri gibi gelmiyor. Aksine, son anketlere göre ikinci turda Kemal Kılıçdaroğlu en az 5 puan fark atıyor. Bazı anketlerde fark 10 puanın bile üzerine çıkıyor. Bu nedenle rejim temsilcileri gergin. Muhalefetin ne teröristliği kaldı, ne hainliği… Muhalefete oy verenler de ‘işgalci, terörist’ ilan edildi. Dahası ‘kafir’ bile dediler.
AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, önceki gün miting meydanında, “Bunların dini, ezanı, kitabı yok. Bunlar kitapsız.” ifadelerini kullandı.
Bu sözleri söyleyen kişi 85 milyonu temsil etmekle yükümlü bir cumhurbaşkanı. Dilinin ayarı yok. Mahalle kabadayısı gibi konuşuyor. Köy kahvehanesinde söylenmeyecek sözleri sarf etmekte hiç bir beis görmüyor. Seçim gününe kadar bu dilin daha da sertleşeceğini tahmin etmek zor değil.
Rejim kanadından öyle şeyler duyuyorsunuz ki, ne diyeceğinizi bilemiyorsunuz. Açıklamalarını duyunca, AKP’nin 22 yıldır ülkeyi tek başına yönettiğini unutuyor ve ‘Acaba iktidarda CHP mi vardı’ diyorsunuz!
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “Fındığın kilosunu 4 dolara çıkaracağım.” vaadine tepki gösteren Erdoğan, “Bu zamana kadar neden yapmadın!” gibi garip bir cümle kurabiliyor. Neden yapsın ki! 22 yıldır CHP mi iktidardaydı?
BİNALİ YILDIRIM: KİMSENİN EKMEĞİYLE OYNAMADIK!
AKP Genel Başkan Vekili, eski başbakan Binali Yıldırım, yüzü bile kızarmadan, “Çalışanların ekmeğiyle oynamak iktidar sahiplerine yakışmaz. Bizim iktidarımızda haksız yere işinden olan var mı?” diyebiliyor. Hukuksuz KHK’larla 140 binden fazla insanı haklarında hiç bir somut delil olmaksızın ihraç eden AKP rejimi ve ortakları (muhalefet de bunun içinde) değil miydi?
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, CNN Türk’te katıldığı bir programda KHK’yla ihraç edilenlerin suç işledikleri için görevden alınmadıklarını itiraf etmiş ve bunun idari bir karar olduğunu söylememiş miydi?
Sadece Bekir Bozdağ mı itiraf etti hukuksuz kıyımları; hayır…
Dönemin Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Nisan 2017’de katıldığı bir televizyon programında, 33 binin üzerindeki öğretmeni ‘istemeyerek’ görevden aldıklarını söylememiş miydi? Rus Büyükelçi suikastini hatırlatan Yılmaz, “MEB’de de yarın böyle bir olay yaşanmaması için risk aldık.” ifadelerini kullanmadı mı?
Kuldan utanmıyorsunuz, anladık; bari Allah’tan korkun!
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, önceki günkü açıklamasında, “Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçim gecesi sokağa çıkmayın çağrısı provokasyon içeriyor.” dedi. Kılıçdaroğlu’nun seçim gecesi sokağa çıkmayın çağrısı provokasyonmuş!
Şaka gibi ama değil!
Ne demeli, nasıl bir çağrıda bulunmalıydı Kılıçdaroğlu? “Seçim günü sokağa çıkın!” mı deseydi? Böyle deseydi, ‘provokasyon’ çağrısı yapmamış mı olurdu?
KİM DAHA SALDIRGAN; İKTİDAR MI, MUHALEFET Mİ?
AKP Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, “CHP, kendisi gibi düşünmeyen, hareket etmeyen ve çizdikleri istikamette gitmeyen herkese katı bir şekilde saldırıyor, ağza alınmayacak hakaretler ediyor. Türkiye’de ilkeli siyaset tamamen ortadan kalktı.” ifadeleri kullandı.
Rejim temsilcileri her gün meydanlarda, televizyon ekranlarında muhalefete ağzına geleni söylüyor. Sadece Millet İttifakı bileşenlerinin değil, onlara destek veren seçmeni bile ‘hain’ ilan ediyorlar. Daha üç gün önce AKP Milletvekili Salim Çivitcioğlu, “Hem Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ı üzecek hareket edenleri, hem bu millete zulüm etmeye kalkışanları önce uyarırız, uymuyorlarsa da kulağını koparırız.” demedi mi?
Binali Yıldırım, üç gün önceki konuşmasında muhalefeti ‘işgal güçleri’ olarak tanımlamadı mı?
Ancak rejime göre ‘muhalefet’ saldırgan!
İLKELİ SİYASET DERKEN?
AKP’lilerin ‘ilkeli siyaset’ lafını ağzına alması da garip! Hangi ilke? Dış politikada ‘U’ dönüşü yapmadığı konu kaldı mı? Defalarca ‘katil, darbeci’ dediği Sisi’nin elini sıkan Erdoğan değil miydi? Şimdi Esad’la görüşmek için 40 takla atan yine AKP rejimi temsilcileri değil mi?
İsrail-Mavi Marmara konusuna girmiyorum bile! Mavi Marmara’daki ‘çark’ başlı başına bir yazı konusu…
S-400’ler ne oldu? ABD’ye kızıp Rusya’dan 2,5 milyar dolar ödenerek alınmıştı. Yıllardır hangarda tutuluyor. Neden aktif edilmiyor? Asla edilemeyecek zira Türkiye NATO’ya üye ve NATO buna müsaade etmiyor zira S-400’ler sisteme uyumlu değil. Bunu bile bile aldılar!
FAİZE KARŞIYIZ, ÖYLE Mİ?
‘Faize’ savaş açtılar, değil mi? Türkiye’nin faiz ödemeleri katlandı… Türkiye 2002-2017 yılını kapsayan 16 yılda toplam 811 milyar TL faiz ödemişti. Bu yıl için sadece faize ayrılan bütçe 566 milyar TL! Peki geçtiğimiz yıl faize ne kadar ödendi? 330 milyar TL! 16 yılda ödenen toplam faiz, ‘yeni ekonomi modeli’ sayesinde 2 yılda ödenecek!
2022’de sadece KKM için ‘zaten parası olanlara’ aktarılan faiz 181,5 milyar TL…
Ne oldu sonra; geçtiğimiz ay KKM’deki faiz üst sınırını (yüzde 3) kaldırdılar. Şu anda bankalar KKM’ye yüzde 25’e kadar faiz veriyor. Hani faize karşıydınız?
HANGİ İKTİDAR 8 DEFA İMAR AFFI ÇIKARDI?
6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinin ardından Erdoğan, ‘imar affı’ düzenlemelerini yeni dönemde ‘affedilemez suçlar’ arasına alacaklarını söyledi. “Bu işin affı maffı olmaz.” dedi. Halbu ki AKP rejimi 6 Şubat’a kadar 8 defa ‘imar affı’ düzenlemesi yapmıştı. Erdoğan, onbinlerce insanın enkaz altında kaldığı Hatay, Kahramanmaraş ve Gaziantep’te imar affını ‘müjde’ olarak duyurmuştu.
“Yavuz hırsız ev sahibini bastırır” demişler atalarımız; ne kadar güzel söylemişler…
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***