Gazeteci Mehmet Dalgıç, geçmiş seçimlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı desteklemiş. Ancak başında bulunduğu televizyon kanalının 6 Şubat depremlerinde hasar görmesi sonrası AK Parti’nin kendisine destekte bulunmaması nedeniyle, 14 Mayıs’ta Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceğini söylüyor.
Reuters haber ajansının konuştuğu Dalgıç’ın AK Parti’den adım adım soğuması sürecinde bardağı taşıran son damla, depremler sonrasında partiden destek görmemesi oldu.
Güneydoğu illerinde yaşayan Kürt vatandaşlarına daha fazla hak sağlama adımları ve iktidarın ilk döneminde Güneydoğu’nun yerel ekonomisine yapılan katkılar, AK Parti’nin bölgede güçlenmesine neden olmuştu.
Hayat pahalılığı, her bölgede olduğu gibi Güneydoğu Anadolu’da da Erdoğan’a verilen desteğin azalmasına yol açıyor ve Erdoğan’ın zor seçim yarışından galip çıkma olasılığını tehdit ediyor.
Uzmanlar, hükümetin dozunu giderek arttırdığı milliyetçi çizgisinin de AK Parti’nin Kürt seçmenler arasındaki popülaritesini azalttığı görüşünde. Reuters’a göre nüfusun yüzde 20’sini oluşturan Kürtler, seçimlerin sonucunun “belirleyici öğesi” olarak görülüyor.
Mehmet Dalgıç ve kardeşi Ahmet Dalgıç’ın televizyon kanalı, Diyarbakır’da çöken bir alışveriş merkezinin içindeydi. Enkaz kaldırma çalışmaları devam ederken Dalgıç, “Şimdi Türkiye’ye değişim gerekli diyorum. Gençlerin hiçbir umudu, geleceği yok. Gençler adına değişim şart diyorum” şeklinde konuşuyor.
Rawest araştırma şirketinin bu hafta yayınladığı ankete göre Diyarbakır’da seçmenlerin yüzde 76,3’ü, 14 Mayıs’ta cumhurbaşkanı tercihini Kemal Kılıçdaroğlu’ndan yana kullanacak. Kentte Erdoğan’a verilen destek sadece yüzde 20,5.
CHP, geçmişte Güneydoğu Anadolu bölgesinden az destek görüyordu. Ancak Kemal Kılıçdaroğlu liderliğinde Kürt seçmenlere erişen CHP, 2018 seçimlerinde Diyarbakır’da yüzde 67 oranında oy almıştı.
“Kürt sorunu”
Kamuoyu yoklamaları Erdoğan’ın Güneydoğu’daki seçmenlerden aldığı desteğin azalmaya başladığına işaret etse de Cumhurbaşkanı yine de bölgeden çekirdek destek almayı sürdürüyor. Erdoğan’ı destekleyen tüccar Adil Aydın, CHP’yi, bölgedeki Kürt nüfusu hedef alan devlet baskısıyla ilişkilendiriyor.
Diyarbakır’da peynir sattığı dükkanında konuşan Aydın, “Erdoğan başa geldiği zaman ‘Kürt sorunu benim sorunum’ dediği andan itibaren bu bölgeye bir rahatlama, bir huzur geldi” diyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim kampanyası sırasında, herhangi bir kanıt ortaya koymadan sık sık Millet İttifakı’nın PKK’yla ilişkisi olduğu iddiasını dile getiriyor.
Ancak Erdoğan, bundan 10 yıl önce PKK’yla barış süreci başlatmış, görüşmeler 2015 yılında dağılmış ve Güneydoğu’daki kent merkezlerinde çatışmalı bir süreç yaşanmıştı.
Aydın, çatışmaların dükkanının yakınındaki sokaklara da sıçradığını, ancak hala sona ermesi yönündeki umudunu koruduğunu söylüyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a olan güvenini yineleyen Aydın, “Kürtler çözüm sürecine dönmek istiyor, barışı özlüyor. Kürt ve Türk halklarının kardeşliğini vurguluyor. Kürtler’in Türkler’le bir alıp veremediği yoktur’’ şeklinde konuşuyor.
Mehmet Dalgıç da bir zamanlar aynı güveni duyduğunu, Erdoğan’ı 20 yıl önce ilk kez dinlediğinde çok duygulandığını ve o dönemde AK Parti’nin “kurtuluşu” getireceğine inandığını anlattı.
Dalgıç o günleri, “Ağladım. Boğazım, gözlerim doldu. İlk defa heybetli bir lider gördüm” diyerek anımsıyor.
Dalgıç, 20 yıl sonraysa Kılıçdaroğlu’na oy vereceğini söylüyor. Bazı kamuoyu yoklamalarına göre Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanlığı yarışını önde götürüyor.
Erdoğan’ın değişimi
Seçimlere Yeşil Sol Parti amblemiyle giren TBMM’deki üçüncü en büyük parti HDP de Kılıçdaroğlu’na destek verdiğini açıklamıştı.
Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, hapishaneden dikkat çekici bir seçim kampanyası yürütürken eşi Başak Demirtaş, bu hafta yayınladığı videoda, HDP destekçisi seçmenleri cumhurbaşkanlığı seçiminde CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu desteklemeye çağırdı.
HDP’nin Diyarbakır’daki merkezinde milletvekili adayı Mehmet Emin Aktar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yıllar içinde değiştiğini kaydediyor.
“20 yıl önceki Erdoğan’ın dili, üslubuyla bugünkü çok farklı” diyen Aktar, bu değişimi, 2015’te barış sürecinin çöküşüne bağlıyor.
Diyarbakır Barosu’nun eski başkanı olan Aktar, “Bu hükümetin baskısı, demokratik hakları ortadan kaldıran, örneğin gösteri yapma hakkını, ifade özgürlüğü gibi, örgütlenme hakkı gibi, bütün hakları ihlal eden ve baskılayan bir uygulamayla birlikte toplum, aslında kendini bir esaret altında, çepeçevre mahpus edilmiş, tel örgüyle sarılmış gibi hissediyor” diyor.
Diyarbakır’da ekonomik darboğaz ve işsizlik, ilk kez oy kullanacak olan genç seçmenler için öncelikli meseleler. Bazıları, CHP’ye oy verebileceklerini söylüyor. Bu, geçmişte çok düşük bir olasılık olarak değerlendirilirdi.
21 yaşındaki Furkan Güler, “Yüksek ihtimalle CHP’ye oy verebilirim çünkü şu an eğitim, ekonomi, sağlık anlamında vaatleri var. Hem değişim için de iyi” diyenlerden.
19 yaşındaki Soner Ekti de muhalefete oy vermeyi düşündüğünü, ancak Türkiye’de durumun düzelmemesi halinde yurtdışına gitmeyi de düşünebileceğini söylüyor.
Ekti, “Büyük ihtimal Kılıçdaroğlu’na veririm. Ülkenin durumunu düzeltebileceğine inanıyorum. Böyle giderse, buralar düzelmezse yurtdışına çıkmayı düşünüyorum. Umarım düzelir” diye konuşuyor.