CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Karar TV’de soruları yanıtlıyor.
Kılıçdaroğlu’nun satırbaşları şöyle:
“Diyanet İşleri Başkanlığı’nı CHP kurdu. Neden kapatsın? İlk imam hatip okullarını açan Cumhuriyet Halk Partisi. Niye kapatsın? Diyanet İşleri Başkanlığı bu ülkenin temel kurumlarından birisidir. Atatürk, Diyanet İşleri Başkanlığı’yla Genelkurmay Başkanlığı’nı kurmak için aynı gün iki ayrı kanunu çıkarmıştır. Hiç kimsenin gücü diyanet işleri başkanlığını kapatmaya yetmez.
“BU SEÇİM TÜRKİYE’NİN KADER SEÇİMİ”
Centilmence bir yarış olmuyor. Ben bugüne kadar seçim meydanlarında hiçbir zaman Sayın Erdoğan’ın adını telaffuz dahi etmedim. Ama karşı taraftan benim aklımın almayacağı o kadar çok suçlamalar var ki. Şaşırdım kaldım. Bu suçlamalara zaman ayırmak o noktaya bizi çekmek istiyor. Ekonomiden kopalım, Türkiye’nin geleceğinden kopalım, demokrasiden kopalım. Bunlardan kopalım istiyor Erdoğan. Bir seçime gidiyoruz,Açlık sınırının altında kalmış. Açlık sınırını belirleyen de ben değilim. Türk İş belirliyor. Yani Türk-İş bir anlamda. Bu seçimde biz otoriter bir yönetimden mi demokratik bir yönetimden mi yana olacağız? Bunun tartışılması lazım. Evlerde mutfaklarda yangın var. İnsanlar geçinemiyorlar, işsizlik ciddi bir noktaya geldi. Asgari ücret açlık sınırının altında kalmış. Bu haldeyken kısır tartışmanın içine girmeyi doğru bulmuyorum.
“DEVLETLE PARTİYİ AYIRMAK LAZIM”
Devletin temel kolonlarını tahrip ettiler. Benim bütün amacım devletin kolonlarını yeniden inşa etmek. Mesela tasarruf mevduatını, sigorta fonunu yöneten kişiler eğer bir yolsuzluk yaparlarsa, bu yolsuzlukları hakkında soruşturma ve kovuşturma açılmayacağına dair kanun çıktı. Akıl alacak şey değil. Ben Anayasa Mahkemesi Başkanı’na bir mektup yazdım. Dedim ki parlamento böyle bir kanun çıkardı, Bu parlamento için çok ciddi bir kara leke, bunun düzeltilmesi lazım. Dolayısıyla kurumlar kendi içinde çalışamaz noktaya geldi. Devletle partiyi ayırmak lazım şu anda devlet partileşti. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gemisi iktidar partisinin seçim otobüsüne döndü. Rahmetli Özal savunma sanayi fonunu kurdu. Kimse de bugüne kadar kalkıp savunma sanayiyle ilgili onu alıp da bir seçim propagandası haline getirmedi. Bunlar seçim propagandası haline getirdiler. Biz karşıymışız gibi bir atmosfer yaratıyor. Niye karşı olalım?
“6 PARTİNİN ÇOK GÜÇLÜ BÜROKRATİK KADROLARI VAR”
Ben maliyeciyim. Uzun yıllar Maliye Bakanlığı’nda çalıştım para nasıl toplanır, tasarruf nasıl yapılır bunları ayırdım. Şimdi müthiş bir savurganlık var devlette. Bizim Allah nasip ederse çıkaracağımız bir numaralı kararname savurganlıkları önleme ve tasarruf kararnamesi olacak. Biz çok büyük bir parayı tasarruf edebileceğimize inanıyoruz. Ücretlilere ve emeklilere bir şey vermezseniz ekonomi çarkını döndüremezsiniz. Biz gelir vergisi tarifesini değiştirecektik, söz vermiştik asgari ücretten vergi almayacağız diye. Devlet elbette ek gelir kaynakları bulmak zorunda. 6 partinin çok güçlü bürokratik kadroları var, Hazinede çalışmış, Merkez Bankası’nda çalışmış, Türkiye İstatistik Kurumu’nda çalışmış, kamu ihale kurumunda çalışmış, birikimli, deneyimli bürokratları var. Biz önce kendi düşüncemizi söylüyoruz. Onlar alıp test ediyorlar, hesaplamalar yapıyorlar. Kullanın dediklerini kullanıyoruz, kullanmayın derlerse kullanmıyoruz. Çünkü onları gerçekleştirme potansiyelimiz var.
Onların televizyon kanalları var. Mesela A Haber. Çağırırlarsa ben giderim. Hatta tek çağırırlarsa yine giderim. Biz 6 lider geliriz, onlar da 5 lider oldu.
Seçim öncesi şu anda çalışıyor. Sandık güvenliği için çalışıyoruz. Her bir sandıkta bizim bir temsilcimizin olması lazım. Biz bunun için 1,5 yıldır çalışıyoruz. Seçim gecesi sandıklar açıldıktan sonra asla dışarı çıkmayacak. Tutanaklar tutulduktan sonra fotoğrafını çekip atacak.
Seçim sonrasında ise bütün vatandaşların sükunetle izlemesini istedim. Gitmemek için devletin bütün unsurları kullanabilir. Biz de bütün uyarımızı yaptık, tahriklere uymayacaksınız diye.
Seçimi kazandıktan sonra mazbatanın alınması süresinde dolar ne olacak? 10 günlük süre içerisinde ekonomiyi boş bırakabilirler. O konu üzerinde kurmaylarımız çalışıyor.
İletişim Başkanlığı içinden bir hacker grubu ile anlaşıldığı paraları Bitcoin hesabından ödendiğini öğrendik. Hangi trolleri hazırladıklarını da biliyoruz. İktidar kanadından tepkiler geldi.
Saray’a bir kez gittim. 16 Temmuz’du sanırım. Erdoğan’a “siz devlette liyakati mahvettiniz” dedim. Binali Bey oradaydı. Kararı siyasiler verir, dedi. Çatıyı kurarken bakanlardan daha çok bürokratlar önemlidir. Çünkü devlet o’dur.
Mutfağı kullanmak için hanımdan izin almak gerekiyor. Önce istemiyordu sonra ikna ettik onu da. Pek çok iletişimciden yanıt aldık. Geniş kitlelere hitap ederken hem samimi olacaksınız dendi. Önce bir düşündük yapalım mı, diye.
Yemek yapmayı bilmem. Bulaşığı da yardım etmem. Evde yalnız kaldığımda bulaşıkları yıkarım.
Ayrıntılar geliyor…
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***