Artı Gerçek – Boğaziçi Üniversitesi’nde içerisinde asırlık ağaçların, endemik bitki türlerinin ve tarihi yapıların bulunduğu Güney Kampüs ve çevresinin yapılaşmaya açılmasına neden olacak karar, mahkeme tarafından bir kez daha reddedildi.
Üniversitedeki 36 akademisyenin toplu olarak açtığı davaya bakan İstanbul 14. İdare Mahkemesi, arazinin sit alanı statüsünün düşürülmesinin “hem kampüs bütünlüğünü hem de Boğaziçi sisteminin doğal bütünlüğünü olumsuz etkileyeceği” sonucuna vardı.
BİRÇOK DAVA AÇILDI
Söz konusu kararın Boğaziçi arazisinin ekolojik ve tarihi yapısına tehdit oluşturacağını belirten Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği (BÜMED), Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri ve Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi konuyu yargıya daha önce de taşıdı. Geçtiğimiz haftalarda BÜMED’in açtığı davayı sonuçlandıran mahkeme, arazinin koruma statüsünün düşürülmesinde hukuka uygunluk bulunmadığını belirtti.
‘BÜTÜNLÜĞÜ BOZULMAMALI’
Son olarak Boğaziçi Üniversitesi akademisyenlerinin açtığı dava da karara bağlandı. Kararda “arazinin iki farklı sit derecelendirilmesi ile birbirinden ayrı tutulmasının bilimsel bir dayanağının olmadığı” belirtildi. Arazinin ekolojik olarak da bütün olduğunu ifade eden mahkeme, yerleşke alanının tarihi kimliğini dikkate alarak tarihi ve “dönem içinde yapılmış yapılarla alanın bütün olarak korunması gerektiğini” söyledi.
‘BİLİME VE HUKUKA UYGUN DEĞİL’
Alanda özellikle mezar yerleri ile ilgili bilgi eksikliği bulunduğunu ve envanter çalışması yapılmasının gerekli olduğunu belirten mahkeme “sit statüsü alan sınırlarının ancak bu tür bir çalışmadan sonra belirlenebileceğini” ifade etti.
Arazinin korumasının düşürülmesine dayanak olarak gösterilen Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporu’nun (ETBAR) eksikliklerine değinilen kararda raporların “biçim ve içerik olarak sit statü sınırlarını tanımlamaya imkan verebilecek bilimsel yeterlilikte olmadıklarının” altı çizildi.
Bu sebeple kararın da bilimsel bir yeterliliği olmadığını belirten mahkeme, “Sit statü tanımlamasına ilişkin alınan kararın hem kampüs bütünlüğünü hem de Boğaziçi sisteminin doğal bütünlüğünü olumsuz etkileyeceği anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmaktadır” sonucuna vardı.
OYBİRLİĞİYLE İPTAL EDİLDİ
Oybirliğiyle alınan kararda söz konusu değişikliğin iptaline karar verildi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın karara itirazını sunmak için otuz gün süresi olacak. Bu süre içerisinde Bakanlık istinaf yoluna gitmeye karar verirse bir üst mahkeme İdari Mahkeme’nin kararını gözden geçirecek. İtiraz yapılmadığı veya üst mahkemenin de kararı uygun bulduğu durumda Boğaziçi arazisinin koruma statüsünün bir an önce geri verilmesi gerekiyor.
KORUMA DERECELERİ DÜŞÜRÜLMÜŞTÜ
Boğaziçi Üniversitesi ve Yakın Çevresi Doğal Sit Alanının koruma statülerinin yeniden belirlenmesine dair karar 7 Eylül 2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmıştı. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın onay verdiği değişiklikle daha önce bütün olarak koruma altında olan arazi iki ayrı bölüme ayrılmış ve koruma dereceleri düşürülmüştü. Arazinin 205 bin metrekarelik alanı “Nitelikli Doğal Koruma Alanı” ve 217 bin metrekarelik alan ise “Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı” olarak tescil edilmişti.
Nitelikli Doğal Koruma Alanı’nda iskele, balıkçı barınağı, bekçi kulübesi, park, rekreaktif alanlar, atıksu arıtma tesisi, kanalizasyon şebekesi, enerji nakil hattı, trafo, ulaşım hattı, açık otopark ve teleferik gibi yapılaşmalara izin veriliyor. Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı’nda ise bütün bunlara ek olarak turizm tesisleri ve daha büyük ölçekli yapılaşma faaliyetlerinin önü açılıyor.(HABER MERKEZİ)
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***