Artı Gerçek – İstanbul Beyoğlu’da ‘Dur’ ihtarına uymadığı iddiasıyla şüphelilere açılan ateş sırasında, 18 yaşındaki Zuhal Ebrar Yıldız’ın sırtından vurularak öldürülmesine ilişkin görülen davaya bugündevam edildi. Duruşmaya katılan sanık polis Alper D.’nin, ” Hava karanlıktı. Şüpheliler, motosikletle üzerime doğru gelmeye başladı. Bana da saldırır düşüncesiyle silahımı çektim. Motosikleti durdurmak amacıyla arka tekerine nişan alarak iki el ateş ettim” demesine aile itiraz etti. Mahkeme 22 Mayıs’ta olay yerinde keşif yapılmasına karar vererek duruşmayı erteledi.
Bakırköy 45. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, tutuklu sanık Alper D. bulunduğu cezaevinden getirilirken vefat eden Zuhal Ebrar Yıldız’ın ailesi ve taraf avukatları duruşma salonunda hazır bulundu. Alper D. savunmasında şunları söyledi:
“Can siper yakalamaya çalıştığımız bir başka dosyanın şüphelilerini yakalayarak adli mercilere intikal ettirmek için, özellikle son günlerde yoğun mesai harcıyorduk. Yakalamaya çalıştığımız kişilerin, ne kadar tehlikeli olduğunu özelikle belirtmek isterim. Biz bu şahısları 40 gündür yakalamaya çalışıyorduk. Kâğıthane’den gasp anonsu geldi, aradığımız kişilerin de belirtilen saat diliminde suç işlediklerini bildiğimiz için, hızlı bir şekilde vardık. Şahısları mahalleden tanıyan, bize muhbirlik yapan kişi şüphelilerin yerlerini, silahsız gezmediklerini ve hızlı bir şekilde gitmemiz gerektiğini söyledi. Bulunduğum noktada, binanın önünde de iki motosiklet, üzerinde iki kişi, yanlarında da iki erkek şahıs gördüm, bu şahıslarla göz göze geldik. Şahısların yüzlerini tespit etmek için apartman sakini gibi yanlarına yaklaşarak bu kişilerin yüzlerini tespit etmeye çalıştım, hiç yüz yüze gelmemiştik.”
‘TEK AMACIM ŞÜPHELİLERİ DURDURMAKTI’
Şüphelilerden birinin elini beline attığını ve o esnada silah çıkardığını düşündüğünü söyleyen Alper D., şöyle devam etti:
“Sağ tarafta bulunan motosikletin üzerindeki, Hüseyin olarak tespit ettiğimiz kişi elini beline attı, hafif ayağa kalkar gibi oldu. Motosiklet çalıştı, farları gözüme geldi, saat 19.00 sıralarıydı, hava karanlıktı. Motosikletle üzerime doğru gelmeye başladılar. Elimi belime attım, silahımı çektim, bana da saldırır düşüncesiyle silahımı çekmiştim. Sağ tarafımda karanlık bir yola doğru kaçmaya başladılar. Bu esnada ilk kaçmaya çalışan motosikleti durdurmak amacıyla arka tekerine nişan alarak iki el ateş ettim. Selçuk’un kullandığı motosiklet benden uzaklaşınca Hüseyin’in üzerinde bulunduğu motosikletin arka tekerine bir el ateş ettim. Sonra Selçuk’un kullandığı motosikletin farından bir kişiye çarptığını gördüm. Arkadaşlarımı da uyararak bu kişinin yanına gittim. Şahsı görünce bilincinin yerinde olmadığını fark ettim, 112’ye haber verdik. Yerde olan bu şahsa motosikletin çarpması nedeniyle yere düştüğünü zannettik, vücudunda da kan izi görmedik. Toplamda 3 el ateş ettim, ateş ettiğim sırada silahın namlusu yere dönüktü. Tek amacım motosikletin tekerini hedef alarak onları durdurmaktı, görmediğim bir yöne ateş etmedim.”
‘BEN KIZIMI ELLERİMLE YIKADIM GÖĞÜS BÖLGESİNDEN YARALANMIŞTI’
Zuhal Ebrar Yıldız’ın annesi Dilek Yıldız, “Ben silah sesini duydum. Gittiğimde kızım yerdeydi, kusmuş ve yan döndürülmüştü. Kan vardı, bana olay yerinde motor çarptı dediler. Ben kızımı ellerimle yıkadım. Göğüs bölgesinden yaralanmıştı sırtında mermi yarası vardı. Kızım o gün kırmızı bir pantolon giymişti, 170 boyunda olan birini nasıl görmez. Önce kurşun isabet ediyor, sonra motosiklet çarpıyor. Ben bu dosyanın ağır ceza mahkemesinde görülmesini istiyorum. Bana yaşattıklarının aynısını yaşasın” dedi. Baba Zekeriya Yıldız ise, “Benim kızım motosiklet çarparak ölmedi. Bu kişi benim kızımı vurdu. Bizim çektiklerimizi çekmeden ölmeyin” diye isyan etti.
CUMHURİYET SAVCISI SANIĞIN TAHLİYESİNİ TALEP ETTİ
Cumhuriyet Savcısı, sanık polis memurunun tahliyesini talep ederken, mahkeme olay yerinde keşif yapılmasına, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.
‘NORMAL BİR ŞEY GİBİ BAHSEDİYOR’
Duruşma sonrası gazetecilere açıklamalarda bulunan anne Dilek Yıldız, “Hakimin verdiği karardan memnunuz. Sanık mahkemede karanlıktı dedi. Videolarda görüyoruz ki karanlık değil gayet net görünüyor her şey. Bir tek kızımı görmemişler. Ben böyle bir polisin sokaklarda gezmesini istemiyorum. Başlarına normal bir olay gelmiş gibi bahsediyorlar, pişman da değil. Benim içim yanıyor. Kızımın ölümü hiçe gitmesin istiyorum. Kızımla vedalaşmak bile nasip olmadı. Yıkarken yalnız bırakmak istemedim. Son anına kadar da kızımı yalnız bırakmadım. 20 yıl, 30 yıl alsa ne olur, benim kızım gitti” dedi.
İDDİANAMEDEN
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianamede yağma suçundan haklarında yakalama kararı bulunan 2 şüphelinin motosikletle kaçtıkları, polis memuru olan Alper D. ve H.B.’nin arkalarından ateş açtıkları anlatıldı. O sırada olay yerinden yaya olarak geçmekte olan Zuhal Ebrar Yıldız`ın sırt kısmına bir adet mermi isabet etmesi sonucu hayatını kaybettiği belirtildi. Zuhal Ebrar Yıldız`ın vücudundan çıkarılan merminin Alper D.’ye ait olduğu tespit edildi. Polis memuru Alper D.’nin mesleği gereği sahip olduğu bilgi, tecrübe ve eğitimi göz önünde bulundurarak eyleminin sonuçlarını istemese de öngörebilecek durumda olduğu belirtildi. “Bilinçli Taksirle Öldürme” suçundan 2 yıl 8 aydan 9 yıla kadar hapsi talep edildi. (DHA)
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***