RIHA – Riha mitinginde konuşan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, özgürlüğe giden yoldaki kapıları açacaklarını belirtirken, DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz ise, “Tecride ses çıkarmayanlar Kurdistan’a gelmesin” dedi.
Yeşiller Sol Gelecek Partisi’nin (Yeşil Sol Parti) Riha’da gerçekleştirdiği mitingde, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK) Genel Başkanı Bayram Bozyel, İnsan ve Özgürlük Partisi (PİA) Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Kaya, Kürdistan Komünist Partisi (KKP) Parti Meclisi (PM) üyesi Kazım Hevi Jiyan, onbinlere seslendi. Müzik şöleninin ardından ilk olarak PSK Genel Başkanı Bayram Bozyel konuştu.
BOZYEL: KÜRTLER ÖZGÜR OLMADAN EKMEK DE YOK, DEMOKRASİ DE
Tarihi bir seçimden geçildiğini dile getiren Bozyel, Lozan Anlaşmasının 100’üncü yılı olduğunu hatırlattı. Kürtler için hukuksuz ve haksız bir anlaşma olduğunu kaydeden Bozyel, “Yüzyıl geçti. Yurdumuzu küresel güçler kendi menfaatleri için param parça ettiler. Nasıl ki, bu yüzyıl baskı ve zulmün yüzyılı oldu ise, Kürt halkının da direndiği bir yüzyıl oldu. Kürtler hiçbir zaman taleplerinden direnişinden vazgeçmedi” dedi. İktidarın Kürtlere dönük saldırılarına her geçen gün bir yenisinin eklendiğini kaydeden Bozyel, “Bugün tarihi bir baskı Kürtlerin üzerinde. Ama bugün tarihi bir fırsat da elimizde” dedi. Türklere de seslenen Bozyel, “Kürt halkı özgür olmadıkça, ekmek de yok, barış da yok, demokrasi de yok. Kürt halkı özgür olmadıkça istikrar da olmaz, ekonomi de düzelmez” diye vurguladı.
AYDENİZ: ADALET İÇİN SANDIK BAŞINA
Ardından DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz konuşmasını yapmak için sahneye çıktı. Halkı selamlayarak konuşmasına başlayan Aydeniz, faşist iktidarın meydanı görmesini isteyerek, “İşte meydan burada, meydan sözünü söylüyor” dedi. 14 Mayıs seçimleri için her alanda faşist iktidarı göndermek için toplanan kitlenin alanda olduğunu gördüklerini kaydeden Aydeniz, “14 Mayıs seçimleri adalet ile adaletsizlik arasındadır. 14 Mayıs seçimleri savaş ve barış arasındadır. 14 Mayıs esaret ve özgürlük arasında bir seçimdir. 14 Mayıs faşizm ve demokrasi arasındadır. Bunu iyi bilmemiz gerekiyor. Adalet ve onurlu bir barış, özgürlük ve demokrasi için mücadelemizi büyütüyoruz. Riha halkı da adalet için sandık başına gidecek” ifadelerini kullandı.
‘AĞACIMIZ BÜYÜSÜN’
Arap halkına da çağrıda bulunan Aydeniz, “Arap, Türk ve Kürt halkı birlikte yaşıyor. O nedenle 14 Mayıs’ta Riha halkının tamamı elini vicdanına koyarak sandık başlına gitmeli. Şenyaşar ailesine adalet için, faşizmin gitmesi için, onurlu bir barış için sandık başına gidilmeli” dedi. Kadınlar ve gençlerin de özellikle Yeşil Sol Parti’nin altına mühürlerini basmalarını istediklerini kaydeden Aydeniz, “Mührümüzü ağacın altına vurmalıyız. Ağacımız yeşersin, büyüsün ve faşizmin gitmesi için yeşersin” ifadelerini kullandı.
‘ÖZGÜRLÜK İÇİN DARBECİLERİN SONUNU GETİRECEĞİZ’
İktidarın 14 Mayıs seçimlerine provokasyonlarla gitmek istediğini ve bu nedenle Kadıköy, Tarsus’ta Yeşil Sol Parti’ye, Erzirom’da da Ekrem İmamoğlu’na dönük saldırıları organize ettiğini kaydeden Aydeniz, “Seçimleri darbe olarak görüyorlar. Kendi darbe mesajlarını vermek istiyorlar. Onların ittifakı Beyaz Toros ittifakıdır. Onların ittifakı Kürtlerin düşmanıdır. Onların ittifakı bugün tüm halkların düşmanıdır. Bu nedenle bizim ittifakımız demokrasi, özgürlük ve eşitlik ittifakıdır. Bu nedenle bizler azadi ve eşitlik için darbecilerin sonunu getireceğiz” diye vurguladı.
‘TECRİDE KARŞI ÇIKMAYACAKLAR GELMESİN KURDİSTAN’A’
İktidarın en büyük darbeciliğinin İmralı tecridi olduğunu kaydeden Aydeniz, “Darbenin en büyüğünü tecrit ile gerçekleştirdiler. Bütün halkı tecrit altına almak istediler. İmralı tecridi ile kadınlara, gençlere tüm kesimlere baskı uygulamak istiyorlar. Bu iktidar varlığını tecrit ile sürdürmek istiyor. Bugün tecrit politikasını kendilerine rehber olarak edinmişler. Biz de diyoruz ki, 2013-2015 yıllarında Öcalan ile nasıl görüşmeler yapıldığında onurlu bir barışın önü açıldıysa bugün de demokrasi için İmralı’nın kapıları açılmalı. İmralı’nın kapıları açılmadığı sürece demokrasi ve özgürlük gelmez Türkiye’ye. Bu nedenle bu tecrit kaldırılmalı. Bu tecrit bugün iktidar tarafından uygulanıyor. Yarın muhalefet iktidar olduğunda bu tecrit devam ederse, tecride karşı bir şey demezlerse bu hukuksuzluğun ortağıdırlar. Buradan bir kez daha söylüyoruz. Kürt halk Önderi için sesini çıkarmayacaklar Kurdistan’a gelmesinler. Ne Kurdistan ne de Kürtler bunu istemiyor. Kürt sorununun çözümü için muhatap Sayın Abdullah Öcalan’dır. Bu nedenle bizler mücadelemizi, sandık başına gitmemizi, özgürlük ve barış için oylarımızı kullanacağız” ifadelerini kullandı.
‘DURUŞUNUZ ONLARIN SONUNU GETİRECEK’
İktidarın halkların, kadınların ve gençlerin düşmanı olduğunu ifade eden Aydeniz, “Riha halkı faşizmin sonunu getirecek. Riha halkı 14 Mayıs’ta sandık başına giderek faşist AKP ve küçük ortağını sandığa gömecek. Önce bunları göndereceğiz sonrasında da özgür yaşayacağız. Sonları gelmiş, bittiler bu nedenle her gün saldırıyorlar. Her gün operasyon düzeltiyorlar. Korku yaymak istiyorlar. Bu korku ile gidecekler, sizin duruşunuz onları gönderecek. Sizin duruşunuz onların sonlarını getirecek. Sizin duruşunuz ampullerini patlatacak. 6 gün kaldı. Özgürlük için, Kurdistan’ın özgürlüğü Türkiye’ye demokrasi için a z kaldı. 15 Mayıs’ta birlikte özgürlük halayını her meydanda çekeceğiz. Buna inanıyoruz. Zafer bizimdir” dedi.
Ardından KKP PM üyesi Kazım Hevi Jiyan söz alırken, sonrasında da Edirne Cezaevinde tutuklu bulunan HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın seçimler için gönderdiği ses kaydı alanda dinletildi. Demirtaş’ın ses kaydının dinletilmesi sırasında alanda coşku daha da yükseldi.
SANCAR: HALKIMIZ İKTİDARI GÖNDERMEYE HAZIR
Program müzik şöleni ile devam ederken, son olarak HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar konuşmasını yaptı. Konuşmasına alanda bulunan on binleri Türkçe, Kürtçe ve Arapça selamlayarak başlayan Sancar, “Nemrud’un zulmüne karşı İbrahim’in direnişinin diyarı Merhaba sizlere. 14 Mayıs’a günler kaldı halkımız her yerde hazır. Dün Batman ve Siirt’e geçtik. Her iki kentte de bu coşkuyu b8u kararlığı gördük. Evet, halkımız 14 Mayıs’a hazır halkımız Nemrut iktidarını göndermeye hazır. Bu iktidar AKP-MHP iktidarı Newrudun ahlakını almış. Her zaman Nemrud’un karşısına bir İbrahim çıkar. O İbrahim sizsiniz.
‘ADALETSİZLİKLE ADALET YARIŞACAK’
AKP-MHP iktidarının Türkiye halkları gibi Riha halkını da açlığa ve sefalete terk ettiğini belirten Sancar, “Bizler Harran ovasını yemyeşil yapmaya geliyoruz. Yeşil sol ile geliyoruz. Urfa İbrahim’in diyarıdır. Urfa adaletsizliğe karşı direnişin diyarıdır. Urfa Emine Ana’nın adalet çığlığının bütün dünyaya yayıldığı yerdir. Emine Ana’nın adalet çığlığının Türkiye’deki bütün mağdurlara adalet getirmesi için sizlerden desteği en yukarı çıkarmanızı bekliyoruz. Adaletsizlikle adalet yarışacak bu kentte. Erdoğan biliyor ki, Urfa’yı kaybederse iktidarı da kaybedecek. Ve Urfa adalet isteği ile bu zalim düzeni değiştirecek.
33 DÜŞ YOLCUSUNU UNUTMADI
“Hak, hukuk, adalet” sloganları arasında konuşmasını sürdüren Sancar, “Urfa’da adalet arayan adaletsizliğe karşı mücadeleyi sürdüren Suruçlu aileler var. Suruç’ta vahşi IŞİD zalimliğinin katlettikleri için adalet arayan yerdir Urfa. Suruç’taki katledilen yoldaşlarımızın hesabını mutlaka soracağız. Suruç’ta katledilen 33 canın düşlerini ve umutlarını hayata geçirmeye geliyoruz. O 33 düş yolcusu hayallerinin gerçekleştiğini 14 Mayıs’ta görecek kardeşlerim” dedi.
‘ÖZGÜR GÜNLERDE KUCAKLAŞMAYA GELİYORUZ’
Sloganlar arasında konuşmasını sürdüren Sancar, şunları söyledi: “Direniş en iyi bildiğimiz şeydir. Biz bu günlere direnenler sayesinde geldik. Direndik, zalimler karşısında diz çökmedik ve bugünlere geldik. 14 Mayıs’ta direnişi yeni bir inşa ile birleştireceğiz. Şu anda siyasi rehine olarak tutulan yoldaşlarımız bu rejimin haksız, zalim uygulamaları ile cezaevinde tutulan Selahattin Demirtaşlar, Figen Yüksekdağlar, Sabahat Tunceller ve diğer dostlar için de adaleti sağlamaya geliyoruz. Her türlü hukuksuzluğu önlerine alarak yoldaşlarımızı rehine olarak tutuyorlar. Onları özgür günlerde kucaklamaya geliyoruz. Hep birlikte sizlerin karşısında geleceğiz. Bu yolu, bu direnişi en iyi taşıyanlar, en iyi yürüyenler kadınlar ve gençlerdir. Bizleri bugünlere getiren, bu direnişin öncüleri sizlersiniz.
İMAMOĞLU’NA SALDIRI
AKP-MHP iktidarı ve ittifakı seçim kampanyasını tehditlerle, provokasyonlarla yürütüyor. Onlar şiddeti bu topluma yaymaya çalışıyorlar. Dün Erzurum’da olanları gördünüz. Erzurum’da Ekrem İmamoğlu’nun mitingine yapılan saldırı bir provokasyondur. Bu iktidarın organize bir saldırısıdır. Dün Tarsus’ta seçim aracımıza saldırı yapıldı. Bu iktidar kaybettiğini gördü. AKP-MHP ittifakı kaybettiğini anladı. Şimdi tek yol var ellerinde öyle düşünüyorlar. Bu toplumda tedirginlik yaratıp, insanlar seçim mitinglerini yapmasınlar, mücadeleden vazgeçsinler, sandığa gitmesinler istiyorlar. AKP-MHP ittifakı tehditlerle, provokasyonlara ortalığı karıştırmak istiyor. Ama bu halk asla provokasyonlara prim vermez, tezgahları boşa çıkaracak. Eğer AKP ve onların çeteleri, bunlarla halkı kurtaracaklarını sanıyorlarsa yanılıyorlar. Kimse mücadeleden vazgeçmez. Bu yol demokrasinin yoludur. Kararlılıkla yürüyeceğiz bütün tezgahları ve provokasyonları boşa çıkaracağız.”
‘BU DÜZEN DEĞİŞECEK’
Saraylarında lüks ve şatafat içinde yaşayanların halkın açlığını ve yoksulluğunu anlamayacağını kaydeden Sancar, “Saraylarında lüks ve şatafat içinde yaşayanlar halkın yoksulluğunu anlayamazlar. Sonra da dönüp dalga geçiyorlar. Rantla, soygunla saltanatınızı büyüttünüz. Halkı açlığa mahkum ettiniz. Bu düzen değişecek, mutlaka değişecek” dedi.
‘ERDOĞAN VE ORTAKLARI KORKSUN’
AKP-MHP ittifakının her yerde terör havası yarattığını kaydeden Sancar, “AKP-MHP iktidarı herkese terörist diyor ama şu yaptıklarına bakın; ülkeye terör havası hakim kılıyorlar. Her yerde insanlara, aydınlara saldıranlar onlar. Korku yarattıklarını sanıyorlar, yanılıyorlar. Korku yok, cesaret var. Cesaret bütün zalimlerin korktuğu şeydir. Cesaret karşısında zalimleri titreten korksun Erdoğan, korksun ortakları. Bu ülkeyi çetelerin, mafyanın hakim olduğu bir suç imparatorluğu haline getirdiler bütün arsızlar, hırsızlar tecavüzcüler cezasız dolaşıyor. Bu ülkeyi onlar için hırsızlar, arsızlar, soysuzlar için cennet yaptılar. Suç cenneti haline getirdiler, milyonlar için cehennem oldu hayat. Sizler için halklar için hayatı cehenneme çevirdiler. Biz şimdi cehennemin kapılarını kapatmaya geliyoruz” diye konuştu.
‘ÖZGÜRLÜK YAKIN’
İktidarın dayattığı savaş ve şiddet ortamına karşı barış ve adalet için yola çıktıklarını dile getiren Sancar, “İstedikleri kadar uğraşsınlar. Tahriklerle hedef göstermelerle insanları sindirebileceklerini sansınlar. Ama büyük yanıldıklarını görecekler. Halkın kararlı duruşu karşısında bütün oyunlar bozulur. Halk kararlı durursa bütün tezgahları bozulur. İşte biz diyoruz ki, bütün Türkiye halkları gelin hep birlikte bu oyunları boşa çıkaralım, bu tezgahları bozalım. Özgürlük yakın. Bunu söylediğimiz zaman bir sürü kara propaganda yapıyorlar. Sizler hem bu ülkenin hukukunu hem uluslararası hukuku ayaklar altına alıyorsunuz. Elbette bu düzen değişince, bütün dostlarımız, bütün demokrat ve muhalifler elbette özgür olacak” diye vurguladı.
‘BARIŞIN KİLİDİNİ AÇACAĞIZ’
Sancar, “14 Mayıs’ta sandığa gittiğinizde karşınıza iki oy pusulası çıkacak. Biri milletvekilliği seçimleri için. Orada bir tek ağaç var. Pusulayı elinize aldığınızda ağaca basıyorsunuz ve Yeşil Sol Parti’yi en yüksek temsiliyet ile gönderiyorsunuz. Bizler Meclise en yüksek temsiliyet ile gideceğiz. Çünkü bizler olmazsak bu ülkede barış olmaz adalet olmaz. Barışa vurulan anahtarın kilidini biz açacağız” dedi.
‘URFA’YI KAYBEDEN TÜRKİYE’Yİ KAYBEDER’
“Özgürlüğe giden yoldaki kapıları biz açacağız. Biz anahtar parti olacağız deyince bazıları korkuyor. Korksunlar” diyen Sancar, “Onlar da biliyor ki; saltanatları, bizler güçlendikçe bitecek” dedi. Sancar, Riha’dan tarihin en yüksek oyunu beklediklerini ifade ederek, şunları söyledi: “En yüksek sayıda milletvekilini Meclise göndermenizi bekliyoruz… İstanbul seçimleri için AKP ne demişti? İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder demişti. AKP için gerçeği söyleyeyim. Urfa’yı kaybeden Türkiye’yi kaybeder. Onlara Urfa’yı kaybettireceğiz. Onlar kaybedince Urfa’ya barış, adalet bizimle gelecek. İnsanlık tarihi bu topraklarda başladı, şimdi biz bu ülkenin tarihini yeniden yazmaya geliyoruz. Bu ülkenin tarihini bu topraklarda yeniden yazacağız. Sizlere güveniyoruz, kendimizi güveniyoruz. Kazanacağız. 14 Mayıs’ta aydınlığa giderken, inşallah Urfa’nın kadim meşaleleri yükselecek.”
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***