İkinci ifşa videosunda eski Tarım Bakanı Mehdi Eker ile milyonları nasıl “götürdüklerini” anlatan AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’a en yakın ailelerden olan Yeşildağ ailesinin önemli ismi Ali Yeşildağ, “Bakanla ortak şirket kurduk. Kimsede yokken Tarım Bakanı Eker bize ihale şartnamesini verdi, 10 milyon doları götürdük” dedi.
Gazeteci Cevheri Güven’in Youtube kanalında yayınlanan Ali Yeşildağ, ikinci videosunda eski Tarım Bakanı Mehdi Eker ile nasıl yolsuzluk yaptıklarını anlattı.
Tarım Bakanlığı üzerinden büyük bir vurgun mekanizması kurulduğunu anlatan Ali Yeşildağ, geçmişte 11 yıl Tarım Bakanlığı yapan Mehdi Eker’le yüzde 50 ortak olduğunu ve Tarım Bakanlığı’nı Mehdi Eker ile birlikte soyduklarını söyledi. Yeşildağ, ithal et ve bakliyat kararının sadece birkaç kişinin zengin edilmesi için alındığını, Avrupa Birliği’nin Türk tarımını geliştirmek ve gıda sorununu çözmek için verdiği 3,5 milyar doların biri kendisine ait 8 firma ile nasıl yok edildiğinin detaylarını anlattı. Yeşildağ’a göre Tarım Bakanlığı’na iş yapan firmaların tamamının yüzde elli ortağı Mehdi Eker’di. Yeşildağ, bir noktada Tarım Bakanlığı’nda Mehdi Eker’in tek başına çok büyük para götürdüğünü Tayyip Erdoğan’ın fark ettiğini söyledi ve şöyle konuştu; “Tayyip abi tek başına yemeyi sevmez, Mehdi Eker’i gönderdi şimdi bütün işler Tayyip abinin elinde, reis o.”
Ali Yeşildağ’ın ikinci videosunda anlattıkları şöyle:
“Bu videom 11 Yıl tarım bakanlığı yapmış Mehdi Eker’le ortaklığımla ilgili. Tarım bakanı ile yüzde 50 ortaklığım ile ilgili. Yani Tarım Bakanı bakanlığı soyacak, adı iş yapmak. Bize de arkadaşımla şirketler koruyoruz.
3 Milyar 500 milyar dolar değerindeki toplulaştırma ihaleleri işi. Sene 2009. Bunun parası AB’den hibe gelmiş. Yani AB diyor ki sen tarımını geliştir, senin tarımın dünya insanına verimli olsun, biz dünyayı bütün olarak düşünüyoruz, senin tarımın dünyaya verimli olsun, kıtlık var vs hikayeleri. 3,5 milyar dolar parça parça çıkacak. Müteahhitler bunu alıp parça parça altyapısını yapacak.
Ziya Hacıalioğlu. Aslen Rizeli. Ailece görüştüğüm çok iyi bir dostum. 4 kardeş. Aydınlıkevler köşe ışıklardaki benzinliği işleten arkadaşım. 2009’da İstanbul’a yanıma geldi. Tarım Bakanlığında toplulaştırma ihaleleri var bu işi birlikte yapalım dedi. Yani devlet karar aldı, miras yoluyla parçalanan arazileri toplu büyük parçalar haline getiriyor. Orayı toprak analizi yapıyor, ne ekeceğine, sulamanın nasıl olacağına karar veriyor. Mükemmel proje aslında, dünyada bunu ilk yapan da Hollanda. Hollanda küçücük bir ülke, toprağı yok denizi doldurup toprak yapıyorlar ama tarımda dünya şampiyonu.
Tamam olur yapalım dedim ama devletteki kanalın kim olduğunu sordum.
Dedi ki, ‘Tarım Bakanı Mehdi Eker’in Özel Kalem Müdürü Selami Günay benim eski arkadaşım. Beni Bakan Mehdi beyle tanıştırdı, yeni parti ihaleler çıkacak, bana da ihale verecekler’ dedi. Ben de olur dedim. Mükemmel iş. Bakanlıktan ihale çıkacak bakan da ortak. Güzel iş. Devletle iş yapanlar açısından bakarsan güzel iş. Nasıl şimdi Tayyip abinin ortakları var 5’li çete 10’lu çete 100’lü çete, çete çok. Nasıl iş yapıyorlar, bu da öyle.
Ortaklık şartlarımızı sordum. Yüzde 50 bakan Mehdi Eker’in geri kalan yüzde 50’sinin kendisi ile bana ait olacağını söyledi. Ama Bakan Özel Kalemi Selami Güney’e de pay verileceğini bir de Faruk Sümer’in olduğunu söyledi. Faruk Sümer’in kim olduğunu sordum. Faruk Sümer’in Tarım Bakanı Mehdi Eker’in danışmanı ve öz yeğeni olduğunu ve bütün bakanlığı onun yönettiğini anlattı. Nasıl önceki videomda anlattığım Mücahid Aslan, Tayyib abi adına işleri yürütüyorsa, burada da Sümer yönetiyor.
Peki Ziya Hacıalioğlu niye bana ortaklık teklif ediyor? Arkadaşım ama ticaret ayrı bişey. O zamanlar Hacıalioğlu ailesinde para yok, zor durumdalar. Petrol Ofisinden petrol alamıyorlar. Banka teminatları, ofis için para lazım vs. Ofis mobilyaları için para lazım, AutoCad gibi programlar lazım bu iş için. Ziya’nın bir ofisi var bilgisayar bile yok. Hatta bir gün biz ailecek Ziya’dayız, Ziya’nın hanımı demiş ki eşime ‘Ya bizim evimiz bile yok kirada oturuyoruz, bu sefer Ali beyle iş yaparlar da durumu düzeltiriz’. Böyle bir durum.
Neyse ben Tarım Bakanlığı’na gittim Selami Günay, Faruk Sümer’le tanıştırdı beni, akşam yemeğe çıktık, başladık çalışmaya. Bize bir şirket kurmamız lazım. Ziya dedi ki ‘10 yıldır kapalı şirketim var, borçlarını ödeyip onun üzerinden yapalım.’ Kabul ettim. O konuyu hallettim, Ziya’nın şirketi Mastır inşaatı aktif hale getirdik. Ama Ziya’nın firmasının bu tip ihalelere girmesi için yeterliliği yok, çap ve yeterlilik olarak bu işe yetmiyor. Şöyle, mesela siz devletten iş alacaksanız, sizin daha önce o sektörde iş yapmış olmanız lazım.
Neyse bakanlığa gittik durumu izah ettik. Toplulaştırma yapan genel müdürü çağırdılar. Bize dediler ki iş bitirmesi olan bir şirket bulun. Özel İnşaat adında bir şirket buldu Ziya. Antalya’da iş yapan borçlu bir şirket. İş bitirmesi var ama borçlarından dolayı ihaleye giremiyor.
Ziya ile atladık Antalya’ya gittik. Özel İnşaatın ofisinde buluştuk. Vergi dairesine gidip, Özel İnşaatın vergilerini yapılandırmak ve taksitlendirmek için. Fakat Özel İnşaatın borçlarını yapılandırma tarihi geçmiş. Vergi dairesi olmaz yapılandırmayız dedi. Döndük bakanlığa, bizi Maliye Bakanlığına gönderdiler. Üst düzey bürokrat bizi karşıladı, Antalya vergi dairesini aradılar. Biz tekrar Antalya’ya gittik. Antalya Vergi Dairesinde yeni sorun çıktı. Dediler yapılandıracağız ama bir gayrimenkul ipotek koymanız lazım dediler. Ama Ziya’da gayrimenkul yok. Tamam ben hallederim dedim. Ben İstanbul’a gittim, Antalya vergi dairesine kendi evimi ipotek ettim. 1 milyon TL borç. O zaman dolar 1,5 lira.
Şimdi ihaleye girecek şirketimiz oldu. Bakanlık’tan dediler ki; ihalelere girecek 8-10 şirket olacak. Size bu şirketlerle toplantı yaptıracağız, siz bir birlik kuracaksınız, araya başka şirket girmeyecek, siz lokomotif şirket olacaksınız. 5 yıl sürecek 3,5 milyar dolarlık iş. Gelelim esas konuya. Bu 8-10 firmanın tamamının yüzde 50’sinin ortağı Mehdi Eker olacak.
Şirketler kabul eder mi, tabi eder. Herkes ihale peşinde. İşler öyle yürüyor.
Bir de tabi para yurt dışından geldiği için bütün şirketler de anlaşmalı olduğumuz için yüksek alıyorsun ihaleleri. Öyle yüzde 20 ile değil. Yüzde 60 yüzde 70 kar marjlarıyla. 3,5 milyar dolarlık iş.
Biz her gün Bakanlıktayız. Bakanlıklarda bir bakanlığın olduğu bina vardır, bir de bakanın olduğu bina. Bakanın olduğu binaya giremezsiniz. Otoparkına bile giremezsiniz. Bakanın Özel kalemi haber verecek anca içeri girebilirsiniz, başka türlü olmaz. Biz her gün Bakanın özel kaleminin odasındayız, Faruk Sümer’in odasındayız.
Şimdi size Özel Kalem Müdürü nedir size onu anlatayım. Bir belediye başkanıyla bir bakanla, cumhurbaşkanıyla görüşeceğiniz zaman; önce Özel Kalem Müdürü’nün yardımcısının, sonra özel kalemin odasında oturursunuz bakan ya da genel müdür canı isterse sizi kabul eder.
Tabi beni yere göğe sığdıramıyorlar, parayı ben bulmuşum, bunlar ihale işlerini bilmiyorlar, ben Tayyip abiyle yıllarca belediyeden beri ihale kovalamışım, Tayyip abi için Elmet inşaatı kurduk. Daha sonra anlatacağım bunları. Ben altın çocuğum onlar için.
Her gün bakanlıkta, akşamları da Ankara’daki iyi restoranlardayız. İhalelerin sistemini kurmuşuz. Yiyoruz içiyoruz, ne güzel dünya. Cuma akşamı da İstanbul’a dönüyorum. Mehdi’nin özel kalemi Selami Günay da eşi ile geliyor. Hafta sonu da bizim Bebek ve Ulus’taki kafede beraberiz. Beni hiç boş bırakmıyorlar.
Bu arada yeni parti ihaleleri hazırlanıyor. 7-8 ay sürdü bu süreç. Mas&Özel İnşaat ortaklığı olarak Tarım Bakanlığı’nda ilgili kuruma dosyamızı verdik. Başka firmalar da teklif verdi. İlgili kurumun genel müdürü Gürsel Küsek geldi dedi ki, sizin dosyada yanlışlık var ihale komisyonundan birini göndereceğim, size yardımcı olacak.
Bir önceki dosyada ne olmuştu, Çelebi Holding’in dosyadan evrakları çalınmıştı, ne dediler sen ihaleden elendin. Ama bu sefer ihale komisyonundan biri dosyamızı alıp geliyor bize nerede yanlış yapmışız, hangi evrakları koymamız lazım bize gösteriyor. Biz de düzeltip görüyorsunuz. Görüyorsunuz değil mi; Bakan ortak olunca bütün kapılar açılıyor. Sonuçta bakanlık bizim bakanlığımız. Aile içinde oluyor her şey. Hatta ileride öyle şeyler oluyor ki, Selami diyor ki ‘Alicim bakanla konuşsana beni İstanbul’a tarım müdürü yapsın’ diyor.
İhaleler yapıldı, biz Mas İnşaat olarak o günkü kurla 10 milyon dolarlık ihale aldık. Kıyamet koptu alamayanlar KİK’e başvurdu. KİK ne Kamu İhale Kurumu, bütün ihalelerle ilgili şikayetleri inceleyen devletin çok önemli bir kurumu. Bir şey oldu mu olmadı. Yer teslimi yaptılar. Bize Antep ilçesi Nizip düştü. Şantiyemizi kurduk. Bu ihaleler hala parça parça devam ediyor. Üzerinden 15 yıl geçmiş hala devam ediyor. Niye devam ediyor biliyor musunuz? Adamlar bu işi bitirelim diye uğraşmıyorlar ki, bu işi abidik gubudikle bunu kendilerine yontmak için bitirmiyorlar. Bu iş bitse tarımımız şahlanır biz ihracat şampiyonu oluruz. Hollanda öyle.
Tabi şu anda Mehdi Eker orda mı yok. Başka bakanlar var. Şimdi iş Tayyip abiye geçmiş. Tayyip abi uyandı orada çok para var, Mehdi’yi aldı. Tayyip abi sevmez öyle tek başına yemeyi. Zaten Mehdi Eker, kendini korumak için hep derdi ‘Burada en büyük işi Tayyip abi yapıyor’. Kendini korumak için, yani hiç koltuğuma göz dikmeyin biz beraberiz anlamında. Mesela tarım bakanlığında milyar dolarlık gübre işleri var. Baksınlar kim alıyor o işleri.
Birgün bakan beyin odasında toplantı yaptık. Ben Ziya, Selami, Faruk. Bakan Mehdi Eker dedi ki, ‘Canlı hayvan ithalatı başlayacak’ Sene 2010. Daha canlı hayvan ithalatı yasak. Hatta Devletin katı politikası var, canlı hayvan karkas et ithal edilmeyecek, onun yerine tam tersi hayvancılık desteklenecek, üreteci desteklenecek diye.
Bakan Mehdi Eker dedi ki, ‘Alın bu dosyayı, şartname bu, yurt dışından hayvan bulun. Avrupa ülkeleri hariç. Hemen hazırlayın ihale başlar başlamaz siz oradan hayvanları yükleyeceksiniz, ben size haber vereceğim.’ Daha ihale bilinmiyor ama karar alınmış.
Bizim de şirkette daha önce Avustralya’da yaşamış bir çalışan var. Oraya gönderdik. Gitti hayvanları aradı bulamadı, sonra buldu, gemiyi bulamadı. Hayvan taşıma gemisi dünyada çok yok. Daha Arapların Ortadoğuluların tekelinde iş. Onlar gemileri önceden kiralamışlar. Beceremedik. Hayvanı bulamadık, onu bulduk gemiyi bulamadık. Sonra Mehdi Bey bunu başkalarıyla yaptı. Bu ithalatı yapanlara bakın, göreceksiniz. Kimler yapıyor kimlerle bağlantısı var.
Aynı sistem tarım ürünlerinde de var. Beş on ithalatçı var. Bunlar Tarım Bakanlığından müsaade alıyorlar. Bakliyat bütün tarım ürünlerini bakliyat pirinç getirip piyasaya satıyorlar. Milyar dolar var bu işte. Çiftçi bunların umurunda mı? Hatta tam tersi çiftçinin bitmesi, üretmemesi bunların işine yarıyor.
Bugün siz eti niye pahalı yiyorsunuz. Et ithalatı izin verildiği için. Üç beş kartel para kazansın diye. Tarım hayvancılık umurlarında değil.
Sonra ne yaptılar biliyor musunuz daha kötü iş yaptılar. Hayvan getirmek zor iş. Günlerce yolculuk, hayvan kaybı oluyor, kilo kaybı oluyor, gemiyi indirdikleri ilde sorunlar oluyor. Zor iş. Dediler biz bunu karkas ete koyalım. Kesilmiş eti getiriyorlar, şipşak milyon doları cebe indiriyorlar. Sen bugün kıymayı pahalı yiyorsan, kıymayı 300 liraya, eti 500 liraya yiyorsan, üç beş et ithalatçısı yolunu bulsun diye. Sen kuyrukta bir kilo et için bekle. Bunların böyle şeyler umurunda değil. O tarafa hiç bakmıyorlar, işlerine geliyor. Çiftçiyi destekleyelim vs. umurlarında değil. Tam tersi ithalat serbest olsun biz üç beş kişi para kazanalım.
Sonra, Ziya Hacıalioğlu ile ortaklığımızda bazı nizalar çıktı. Ben ayrıldım ama hala toplulaştırma ihalesi, et ithalatı, bakliyat ithalatı devam ediyor. Saman bile getiriyorlar. Bunlar işi şöyle yürütüyor. Bunların bir tane derdi var; Bir konu olunca bu nasıl iyi yapılır diye bakmıyorlar, buradan nasıl malı götürürüz ona bakıyorlar. Bunlar sen markete niye gidemiyorsun, sokak röportajlarında şikâyet ediyorsunuz ya duymuyorlar, bunlar başka dünyadalar.
Hafta içi her gün 2 gibi biz Bakanlık’tayız. Kamera kayıtları, HTS kayıtlarından bakabilirsiniz, her gün saat 2’den itibaren bakanlıkta mıyız? Bunu niye yapıyorlar. Sürekli bakanlıkta, makamda, arkasındaki bahçede oturuyoruz, tüm genel müdürler, tüm bürokratlar bizi görsün ‘bu adamlar bizim adamımız her türlü kapıyı açın’ yapılmak istenen buydu.
Sen eti bakliyatı asla ucuz yiyemeyeceksin. Bunların bu ülkeyi soymaktan başka bir derdi yok. Bunlar ne seni görüyorlar ne senin semtine gidiyorlar ne sen onların gittiği restorana, tatil bölgesine gidebiliyorsun. Bunlarla senin aranda uçurum yok başka gezegenlerde yaşıyorsunuz.
Ana konu ne: Biz Mehdi Eker’le ortak olarak bakanlıkta iş yaptık. Bakan Mehdi Eker kendi bakanlığını soydu, yıllarca soydu, şimdi kenara çekildi aynı sistem şimdi Tayyip abinin kontrolünde devam ediyor. Tayyip abi bütün ipleri eline aldı, abi o reis o.
Tekrar devam edeceğiz, içinde olmadığım bizzat bilmediğim hiçbir şey anlatmayacağım. İspatlayamayacağım, delillendiremeyeceğim, içinde olmadığım hiçbir şey anlatmayacağım. Daha bunlar hiçbir şey, ileride kusacaksınız.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***