Sudan Devlet Başkanı General Abdel Fattah al-Burhan komutasındaki ordu ve Hızlı Destek Kuvvetleri’nin lideri General Mohamed Hamdan Dagalo, sivillerin tahliyesi için ateşkeste anlaştıklarını duyurmuştu.
Çatışmalar beş gündür devam ederken ülkede yaşayan 5 bin 294 Türk vatandaşının ise hayatı tehlike altında. 6 Şubat Kahramanmaraş ve 20 Şubat Hatay depremlerinden sonra Sudan’a gitmek zorunda kalan depremzedelerden Dilan Bilgin ve Gülay Yoğun, Gerçek Gündem’e konuştu.
Depremzedeler, Sudan’dan acil tahliye çağrısında bulundu.
‘KALACAK HİÇBİR YERİMİZ OLMADIĞI İÇİN SUDAN’A GELMEK ZORUNDA KALDIK’
20 yaşındaki Dilan Bilgin, babasının mobilya ustası olduğunu ve Sudan’da çalıştığı için başkent Hartum’a geldiklerini söyledi. 11 ilde yıkıma yol açan sarsıntılara Hatay’da yakalandıklarını belirten depremzede, kalacak hiçbir yer bulamadıkları için babasının 13 yıldır çalıştığı Sudan’a gelmek zorunda kaldıklarını anlattı:
“Ben 20 yaşındayım, beş kişilik bir aileyiz. Evimizden çıktık, başka bir ailenin yanına geldik. Burada dokuz kişi kalıyoruz. Kaldığımız aile de Hataylı ve onlar da depremzede. Babam 13 yıldır Sudan’da çalışıyor. Kalacak hiçbir yerimiz olmadığı için buraya gelmek zorunda kaldık ama maalesef burada da iç savaş başladı.”
‘BU SABAH ÇATIŞMALAR 05.40 GİBİ TEKRAR BAŞLADI, ZATEN HİÇ DURMUYOR’
Çatışmaların beş gündür devam ettiğini ve bu sabah da 05.40 gibi başladığını belirten Bilgin, internet ve elektrik sorunundan dolayı iletişim kurmakta da zorluk yaşadığını söyledi.
Helikopter ile savaş uçaklarının sürekli ateş ettiğini ve evlere isabet ettiğini ifade eden depremzede, askerlerin eve girip insanları zorla evlerinden çıkardıklarını söyledi. 26 Şubat’ta başkent Hartum’a geldiklerini ifade eden depremzede, durumun sanıldığından da çok daha vahim olduğunu kaydetti:
“Biz buraya 26 Şubat’ta geldik ve bu zamana kadar hala tahliye edilmeyi bekliyoruz. Burası çok kötü durumda, hala çatışmalar devam ediyor. Bu sabah 05.40 gibi tekrar bomba ve silah sesleri tekrar duyulmaya başladı. Zaten çatışmalar hiç durmuyor. Türklerin evlerine de roket, kurşun ve bombalar atılıyor. Askerler evlere girip insanları zorla çıkarıyorlar. Askerlerin bizim de evlerimize girmesinden korkuyoruz.”
‘BİZ SADECE BURADAN ÇIKIP ÜLKEMİZE DÖNMEK İSTİYORUZ’
Bilgin, askerlerin yolda kimi görse ateş ettiklerini söyledi. Erzaklarının kalmadığını belirten depremzede, bir an önce kendisinin ve diğer Türk vatandaşlarının Sudan’dan tahliye edilmesi için çağrıda bulundu:
“Biz sadece buradan çıkıp ülkemize dönmek istiyoruz çünkü gerçekten durumlar çok kötü. Burada çocuklar çok korkuyor. Geçici süre kalacak bir yerde istiyoruz çünkü dönebilecek bir evimiz de yok artık. Şu an kaldığımız evde iki aileyiz, onlar da Hataylı ve evlerini kaybettiler. Dışarı çöp atmaya bile çıkamıyoruz çünkü askerler kimi görse ateş ediyor.”
‘YURTTA 3 HAFTA KALABİLDİK, OKUL BAŞLAYACAK DİYE BİZİ YURTTAN ÇIKARDILAR’
Depreme Antakya’da çocuklarıyla birlikteyken yakalandığını ve evlerinin yıkıldığını söyleyen Antakyalı depremzede Gülay Yoğun, Sudan’ın başkenti Hartum şehrinin Kafuri bölgesinde yaşıyor.
Antakya’daki evi yıkılınca Mersin’deki öğrenci yurdunda kaldığını belirten Yoğun, yurtta sadece 3 hafta kalabildiğini çünkü yurttan çıkarıldıklarını ifade etti:
“Ben şu anda çocuklarımla birlikte Hortum’da yaşıyorum. Depremde evimiz yıkılınca Mersin’de bir lisenin öğrenci yurduna gittik. Orada 3 hafta kalabildik çünkü öğrenciler okula başlayacaklar diye bizi yurttan çıkardılar.”
‘DEPREMDEN KAÇIP SUDAN’A GELDİK, BURADA DA İÇ SAVAŞ BAŞLADI”
Mersin’deki yurttan çıkarıldıktan sonra Hatay’a geri döndüğünü ve çadırda yaşamaya başladıklarını belirten Yoğun, kendisinin ve oğlunun hastalandığını dile getirdi. Oğlunun kronik hastalığı olduğu için çadırda da yaşayamayacaklarını söyleyen yoğun, 25 Mart’ta Sudan’a gitmek zorunda kaldıklarını belirtti:
“Oğlumun kronik hastalığı var. Ben ve oğlum hastalanınca çadırda da kalamadık. Eşimin patronu tüm masrafları üstlendi ve biz de 25 Mart’ta Sudan’a gelmek zorunda kaldık. Çocuklarım yavaş yavaş depremi unutuyorlar, tam rahatladık diye sevinirken bu sefer de burada iç savaş başladı.”
‘BEN ÇOCUKLARIMI KAYBETMEK İSTEMİYORUM’
Yoğun, çatışmaların 5 gündür aralıksız devam ettiği bilgisini yinelerken 9 kişiyle beraber aynı evde kaldıklarını, savaş uçakları, helikopter ve bomba seslerinden çok korktuklarını anlattı. Bölgedeki hastanelerin, havaalanlarının da vurulduğunu ifade etti:
“Uçaklar çok yakından geçiyor, çok korkuyoruz. Rastgele füze atıyorlar. Başımıza bir şey gelse veya yaralansak gidecek hastane de yok çünkü hastaneleri de yok ettiler. Dün ateşkes yapılacağı söylendi ama tamamen yalan. Çatışmalar daha da arttı. 14 tane uçağı yaktılar, havaalanlarını ateşliyorlar. Dükkanlara, evlere gidip yağmalama da yapılıyor. Günlerim çocuklarımı sakinleştirmekle geçiyor. Onlar için geldiğim ülkede savaş yüzünden çocuklarımı kaybetmek istemiyorum.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***