HABER MERKEZİ – Türkiye’nin Zap, Metîna ve Avaşîn’e yönelik saldırıları ikinci yılını geride bırakırken, kimyasal silah saldırılarına rağmen istenilen sonuç elde edinilemedi.
Türkiye’nin Federe Kürdistan Bölgesi’nin Zap, Metîna ve Avaşîn bölgelerine yönelik 23 Nisan 2021’de başlattığı ve 17 Nisan 2022’de genişlettiği saldırılar halen devam ediyor. Kürdistan Demokrat Partisi’nin (KDP) ortaklığında devam eden saldırıların bilançosu gün geçtikçe ağırlaşıyor. Halk Savunma Merkezi (HSM) Karargah Komutanlığı’ndan son bir yıllık sürece dair yapılan açıklamada, 14 Nisan 2022 ile 14 Nisan 2023 tarihleri arasında 259 HPG ve YJA-Star üyesinin yaşamını yitirdiği aktarıldı. ANF’de yer alan açıklamada, bu süreçte asker ve korucuların Zap, Avaşîn ve Metîna’da bazı alanlardan geri çekildiği, 2 bin 833 asker ve korucunun yaşamını yitirdiği, 387’sinin de yaralandığı ifade edildi. Açıklamada, ayrıca tank, obüs, havan ve ağır silahlar ile bölgenin on binlerce kez bombalandığı, 4 bin 233 kez savaş uçağı ve 5 bin 628 kez de helikopterle bombalandığı kaydedildi. Yine 3 bin 730 kez yasaklı bomba ve kimyasal silahlarla saldırı gerçekleştirildiği belirtildi.
KİMYASAL SALDIRILAR
2 yılını geride bırakan saldırılarda, dünyada insanlık suçu olarak kabul edilen kimyasal silah kullanımı en çok tartışılan konuların başında geldi. Kimyasal silah saldırılarında en az 44 HPG’li yaşamını yitirdi. HPG, 18 Ekim 2022’de 2 HPG’linin kimyasaldan etkilenerek yaşamını yitirdiği görüntülerini paylaşması üzerine, kimyasal silah kullanımı tüm dünyanın gündemine düştü. Uluslararası bağımsız kurumlar araştırma çağrısı yaparken, bölgede inceleme yapmak isteyen uzmanlar KDP tarafından engellendi. Gençler öncülüğünde saldırılara karşı yapılmak istenen yürüyüşü engelleyen KDP, 14 Haziran 2021’de Uluslararası Barış Heyeti’nin Hewlêr’deki BM Ofisi önünde açıklama yapmasını da engelledi.
Uluslararası Nükleer Savaşı Önleme Doktorları üyesi biyoloji uzmanlarından Jan Van Aken ve Josef Savari, Eylül ayında kimyasal silahları incelemek için Kürdistan Bölgesini ziyaret etti. Biyolog Jan Aken, ziyaret sonrası yaptığı açıklamada, Hirur ve Kanî Masî’de araştırma yapmalarının Amediye kaymakamı tarafından engellendiği ve araştırma yapmalarına izin verilmediğini açıkladı.
Yine Werxelê’de kullanılan ve üzerinde “Gaz El Bombası” yazılı bombanın görüntüsü yayınlandı. Söz konusu bomba, 13 Ocak 1993’te Paris’te imzaya açılan ve 1997’de yürürlüğe giren Kimyasal Silahların Geliştirilmesinin, Üretilmesinin, Stoklanmasının ve Kullanılmasının Yasaklanması ve İmhasına Dair Sözleşme’ne göre yasak.
GAZ MASKERELERİNE EL KONULDU
KDP’ye bağlı Kürdistan Anti-Terör’ün, kimyasal gaz ve bombalara karşı HPG’ye giden gaz maskelerine el koyması da en çok tepki çeken olaylardan biri oldu. Kürdistan Anti-Terör, bu yılın Mart ayı sonlarında “PKK’nin tehlikeli planının çökertildiğini” öne sürerek, Duhok’ta bin 200 adet gaz maskesine el koyduğunu açıkladı.
BOMBA YÜKLÜ KÖPEK
Kimyasal silah kullanımının yanı sıra 1990’lı yıllarda birçok suçla gündeme gelen “Hançer Timi” gibi korucular da bölgede öne sürüldü. Yine saldırıların sürdüğü dönemde Türkiye’nin, birçok paramiliter gücü de Suriye’den Federe Kürdistan Bölgesi’ne kaydırarak, saldırılarda kullandığı gündeme geldi.
Saldırılarda hayvanlar da kullanıldı. ANF, 31 Temmuz 2022’de patlayıcı ve kamera yüklenen bir köpeğin tünellere sürüldüğüne dair görüntüler yayımladı.
YENİ ÜSLER
Türkiye, saldırıların sürdüğü dönemde KDP’nin yönetiminde olan Barzani ailesi ve bağlı özel güçlerin oluru ve onayıyla Federe Kürdistan Bölgesi’nde yeni askeri üsler kurmayı sürdürdü. Irak Parlamentosu Asayiş ve Güvenlik Komisyonu üyesi Bedir el-Ziyadi’ye göre, Türkiye Federe Kürdistan Bölgesi’nde 70 askeri üs kurdu ve buralara 30 bin asker yerleştirdi.
SİVİL KATLİAMLAR
Saldırıların sürdüğü süreçte birçok sivil kişi hedef alındı. Zaxo kentine bağlı Perex köyünde 9 Arap turist, hava saldırısıyla katledildi. Saldırılar sadece kırsalla sınırlı kalmadı; Kürt siyasetçilere yönelik birçok suikast gerçekleşti. 16 Eylül 2021’de Süleymaniye’de Ferhad Barış Kondu adlı yurttaş, silahlı saldırı sonucu yaralandı. 17 Eylül 2021’de PKK Komitesi üyesi Yasin Bulut (Şukri Serhed), Süleymaniye’de bir suikast sonucu katledildi. 18 Mayıs 2022’de Zeki Çelebi, iş yerinde uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitirdi. 28 Ağustos’ta da Tevgera Azadî Yönetim Kurulu üyesi ve yazar Suheyl Xurşid Ezîz (Mamoste Şemal), Kifrî’de evinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti. Jineoloji Araştırma Merkezi üyesi ve akademisyen Nagihan Akarsel, 4 Ekim 2022’de Süleymaniye’de silahlı saldırı sonucu katledildi. En son 18 Nisan’da Hüseyin Türeli adlı siyasetçi, Dohuk’un en kalabalık alışveriş merkezinde gerçekleştirilen silahlı saldırı sonucu katledildi.
ULUSLARARASI TEPKİLER
Siyasi suikast ve kimyasal saldırılar boyunca Chrisian Peacemaker Teams (Hristiyan Barış Grubu-CPT), Avrupa Kürt Kültür ve Sanat Hareketi, Katalonya Parlamentosu gibi birçok uluslararası kurum ve kuruluş, Türkiye’ye saldırılarını sonlandırma çağrısı yaptı. Saldırıların daha fazla kan dökülmesine neden olacağı açıklaması yapılırken, Federe Kürdistan Bölgesi Başbakan Yardımcısı Kubat Talabani’den de KDP yönetimine “saldırılarda rol alma” çağrısı yapıldı. Türkiye ve Kürdistan yanı sıra İsviçre, Almanya, Fransa, Avusturya, Yunanistan ve İsveç başta olmak üzere Avrupa’nın dört yanında ve Qamişlo ve Hesekê gibi Rojava kentlerinde birçok protesto eylemi gerçekleştirildi.
ARAŞTIRILMASINI İSTEYENLER YARGILANDI
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı, olayın araştırılmasına dair yaptığı açıklama nedeniyle 26 Ekim 2022’de gözaltına alınarak daha sonra tutuklandı. Yaklaşık 3 ay tutuklu kalan Fincancı, 11 Ocak 2023’te 2 yıl 8 ay 15 gün hapis cezasıyla tahliye oldu. Öte yandan Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Üyesi Aryen Turan İzmir Barosu’nun 22 Ekim’de gerçekleşen 2022-2024 Olağan Genel Kurulu’nda kimyasal silahların kullanımına dair yaptığı konuşmasından dolayı hedef gösterildi, gözaltına alındı ve daha sonra serbest bırakıldı. Aryen hakkında “Örgüte yardım” iddiasıyla açılan dava devam ediyor.
KCK, Mereş merkezli 6 Şubat’ta yaşanan depremlerin ardından “eylemsizlik” kararı aldığını ve daha sonra yaptığı açıklamada bu kararını 14 Mayıs seçimlerine kadar uzattığını duyurdu. Ancak “eylemsizlik” kararına rağmen bölgeye dönük saldırılar sürüyor.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***