WAN – Wan Barosu, ÖHD ve TUHAY-DER Cezaevleri Komisyonu, Karadeniz cezaevlerine ilişkin hazırladıkları raporu açıkladı. Raporda, tutukluların tüm haklarının idare tarafından ihlal edildiğine dikkat çekildi.
Wan Barosu, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Wan Şubesi ve Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Yardımlaşma Derneği (TUHAY-DER) Cezaevi Komisyonları, Karadeniz cezaevlerine dair hazırladıkları raporu Wan Barosu binasında yaptıkları basın toplantısı ile açıkladı.
Açıklamaya İnsan Hakları Derneği (İHD) Wan Şubesi avukatları, Baro Başkanı Sinan Özaraz ve TUHAY-DER yöneticileri katıldı. Cezaevi raporuna dair açıklama metnini okuyan ÖHD avukatlarından Mehmet Fettah Keleş, raporun, tutuklu ve ailelerinin talebi üzerine hazırlandığını söyledi.
Talep üzerine Karadeniz’de bulunan Bafra T Tipi, Samsun Kavak S Tipi, Kavak Çocuk Kapalı Cezaevi, Rize Kalkandere L Tipi, Bayburt M Tipi, Giresun Espiye L Tipi ve Beşikdüzü T Tipi Kapalı Cezaevlerini ziyaret ettiklerini paylaşan Keleş, tutuklular ile yapılan görüşmeler dışında tutukluların aileleri ile yapılan telefon görüşmeleri ve mahpusların avukatlarına gönderdikleri mektup ve fakslardan edinilen bilgiler ile raporun hazırlandığını söyledi.
BAFRA T TİPİ KAPALI CEZAEVİ
Raporda Bafra Cezaevi’nde yaşanan ihlaller anlatan Keleş, “Tutukluların, cezaevi revirinde yer alan doktordan hasta sevki istediği, hastane sevkleri sırasında jandarmalar tarafından ağız için arama yapıldığı, uygulamayı kabul etmeyen tutukluların hastaneye götürülmedikleri, buna dair 2 yıldır hastaneye götürülmeyen hasta tutukluların olduğu belirlendi. Yine cezaevinde ağır hasta tutukluların bulunduğu, cezaevi revirinde sadece ilaç yazıldığı ve yazılan ilaçların ise geç geldiği, gözlem kurulları tarafından tutukluların tahliyelerinin keyfi olarak engellendiği, cezası biten 30 yıllık tutuklulara gözlem kurulları tarafından “pişmanlık” dayatıldığı, koşullu salıverilme ve denetimli serbestlik hakları kullandırılmadığı, avukat müvekkil görüşmelerinin gizliliğinin ihlal edildiği, tutukluların kitaplarına idare tarafından el konularak verilmediği, koğuş aramalarının sıklaştırıldığı ve aramaların amacı dışına çıktığı tarafımıza iletildi. Muhalif gazete, kitap ve TV kanallarının engellendiği, kantin fiyatlarının çok fahiş olduğu, Kürtçe mektupların verilmediği, cezaevi girişinde çıplak aramanın dayatıldığı, görüntülü görüşme hakkından sadece adli tutukluların yararlandığı, yüksek elektrik faturalarının kesildiği, sosyal aktivitelerin sınırlandırıldığı, farklı koğuşlar arası iletişimlerin kesildiğine dair bilgiler tarafımızca kayıt altına alınmıştır” dedi.
GİRESUN L TİPİ KAPALI CEZAEVİ
Tutukluların hastane sevklerinin geç yapıldığı, ağız için aramaların dayatıldığı, tutukluların ayda bir cezaevi revirine gidebildikleri, sağlık haklarının engellendiği belirten Keleş, “Şehmuz Koç, Yahya Güneş, Aydın Genç, Mehmet Dalga, Hamdin Çiçek Mehmet Çaldırıcı, Ahmet Zenger, Mehmet Emin Susın, Bahri ve diğer hasta tutsakların hastanelere sevklerinin yapılmadığı ve sağlık hakkına erişemedikleri tarafımızca kayıt altına alınmıştır. Yine Erkan Benli ve Ekrem Alaca isimli mahpusların dosyalarının kesinleştiği, hükümlü statüsüne geçmeleri nedeniyle adli tutuklarının olduğu tarafta hücreye alındıkları tarafımıza iletildi” diye konuştu.
İNFAZLAR ERTELENİYOR
Tutuklulara disiplin cezası verildiğine dikkat çeken Keleş, “Siyasi mahpusların ayrı bloklarda ve birbirinden uzak yerlerde izole bir şekilde tutuldukları ve ortak hiçbir sosyal etkinliğin yapılmadığı, yine Espiye Çezaevi’nde fahiş kantin fiyatlarının olduğu, yemeklerin az ve sağlıksız olduğu, 8 kişilik koğuşlarda 21 kişi kaldıkları, bazı tutukluların yerde yattıkları, gardiyanların İsa Aslan isimli tutuklaya saldırıp darp ettikleri, bu koğuşta bulunan tutuklulara disiplin soruşturması başlatıldığı, bozuk telefonla telefon görüşmesi yaptıkları ancak yapılan görüşmelerde karşı tarafından çok az anlayabildikleri, Emin Edemen, İzzettin Sevilgen, Ahmet Zenger, Mehmet Aktaş, Asım Demir, Ercan İşcan ve Serkan Erkuş isimli mahpusların gözlem kurulları tarafından infazlarının 6 ay ertelendiği ve erteleme gerekçesi olarak ‘örgütten ayrıldığının tespit edilemediği’ iddialarını olduğu tarafımıza iletilmiştir” dedi.
TRABZON, BAYBURT, RİZE CEZAEVLERİ
Diğer cezaevlerinde yaşanan pek çok ihlalin Beşikdüzü Cezaevi’nde yaşandığına dikkat çeken Keleş, “Tutukluların bakanlık veya başkaca kurumlara gönderdikleri dilekçelere sebepsiz yere hapishane idaresince el konulduğu, hastane sevkinde yer alan kolluğun, kelepçeli muayene ısrarı nedeniyle revir ve hastane taleplerinin süresinde ve düzenli olarak karşılanmadığı ve cezaevi idaresince maruz kaldıkları hak ihlallerinden dolayı Temmuz ayından beri mahpusların 5’er günlük dönüşümlü açlık grevinde oldukları, ancak Maraş depremi nedeniyle açlık grevine son verdikleri” bilgilerini paylaştı.
Keleş, yine Rize Kalkandere L Tipi Kapalı Cezaevi ve Bayburt M Tipi Kapalı Cezaevi’nde revir ve hastane sevklerinde tutukluların kelepçeli muayene yapıldığı, tutukluların ortak faaliyetlerinin tamamen kısıtlanarak odalar arasında sohbet veya ortak spora dair herhangi bir hakka izin verilmediği, mektuplara el konulduğu, eksik sayfa verildiği, tutukluların infazlarının ertelendiği şeklinde aynı ihlallerin yaşandığını aktardı.
KAVAK S TİPİ KAPALI CEZAEVİ
Raporda, Samsun Kavak S Tipi Kapalı Cezaevinde, Maraş merkezli yaşanan depremle birlikte sevk gelen mahpusların cezaevi girişlerinde çıplak aramaya maruz bırakıldığı kaydedildi. Sevk gelen tutukluların eşyalarının getirmesine izin verilmediği bilgisine yer verilen raporda, cezaevi revirinde doktorun bulunmadığı, cezaevi personelinin provakatif yaklaşımlarının olduğu, 3 kişilik koğuşta 4 kişi kaldıkları, günlük rutin sayım sırasında koğuşta bulunanların ayağa kalkmalarının istendiği, ayakta sayımı reddeden tutukular hakkında disiplin soruşturmalarının açıldığı, odalar arasında sohbet veya ortak spora dair herhangi bir hakka izin verilmediği şeklinde ihlallerin yaşandığı sıralandı.
Raporun sonuç kısmında, yasal ve uluslararası hukuk ilkeleri göz önünde alınarak yaşanan hak ihlallerinin bir an önce sonlandırılması, yaşanan ihlallerden sorumlu kişiler hakkında derhal inceleme başlatılması gerektiğine yer verildi.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***