Artı Gerçek – İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” eylemini 740’ıncı haftasında Bağlar ilçesinde bulunan Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde bir araya geldi. Eylemde failli meçhulde kurban gidenlerin fotoğraflarının bulunduğu pankart açıldı.
Bu haftaki eylemde 1994’te Mardin’in Kızıltepe ilçe karakoluna gittikten sonra öldürülen Ali Çelik’in faillerini soruldu.
İHD Diyarbakır Şubesi Başkanı Abdullah Zeytun, geçen hafta Galatasaray Meydan’ında Cumartesi Annelerine yapılan saldırıyı kınayarak, hiçbir şiddettin hesapsız kalmayacağını söyledi. Kobanê Davası’nda dün savcının verdiği mütalaaya dikkat çeken Zeytun, “Kobanê Davası defalarda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)tarafından siyasi bir dava olduğunu uyarılmasına rağmen mahkeme hiçbir şekilde bunu dikkatte almadı. Yine 15 tutuklu gazeteci yaptıkları haberler suç delili sayıldı. Bunların hepsi Kürtlere yönelik yapılan ayrımcı politikaların sonucudur” dedi.
‘KARAKOLA GİTT BİR DAHA DÖNMEDİ’
Kaybettirilen Çelik’in hayat hikayesini İHD Yönetim Kurulu Üyesi avukat Jiyan Ormanlı okudu. Ormanlı, şunları söyledi:
“Ali Çelik 1957 doğumlu Mardin’in Derik ilçesine bağlı Gire Sor (Bayraklı) köyü Susikeli (Değirmenler) mezrasında yaşıyordu. Evli ve dört kız, iki erkek çocuk babası olan Çelik, geçimini çiftçilik yaparak sağlıyordu. Aynı zamanda köyünün de muhtarıydı.
Köylerine 90’lı yıllarda sık sık askerler tarafından baskın yapılıyordu. Çelik de bu baskınlar sırasında daha önceden gözaltına alınmış, işkence görmüş, dört ay kadar da tutuklu kalmıştı. Serbest bırakılmasından yaklaşık bir yıl sonra köylerinin çevresinde konaklayan ‘Göçerler’ askerler tarafından karakola götürülür. Muhtar olduğu için konuyla ilgili olarak karakola çağrılır.
11 Nisan 1994 tarihinde köyünden Kızıltepe’ye karakola gitmek için yola çıkar. Görgü tanıkları onu en son Germik köyü yakınlarındaki yolda görür. Aynı gün Karakol tarafından Çelik’in evi aranır ve yeniden karakola çağrılır. Bunun üzerine ailesi onun karakola ulaşmadığını düşünür ve onu aramaya başlar. Karakola giden ailesi onu sorar ancak Karakolda bulunan yetkililerden, böyle bir kişinin kendilerinde olmadığı yanıtını alır.”
‘BİR HAFTA SONRA CENAZESİ BULUNDU’
Çelik, öldürüldükten bir hafta sonra cansız bedeni Ceylanpınar Devlet Çiftliği’nde zirai ilaçlama yapan uçağın pilotu tarafından bulunduğunu hatırlatan Ormanlı, şunları kaydetti:
“Kimliği tespit edilemediği için belediye tarafından defnedilmişti. Olayı duyan ailesi gidip cenazeyi teşhis eder ve köyüne getirerek yeniden defneder.
Ceylanpınar Savcılığının konuya dair hazırladığı rapora göre; elleri arkadan bağlı ve başına sıkılan tek kurşunla öldürülmüştü. Dönemin koşullarından dolayı Ali Çelik’in zorla kaybedilmesine ilişkin yakınları herhangi bir hukuki girişimde bulunmaz. Ali Çelik’in dosyası günümüze kadar faili meçhul olarak kalır.”
BATMAN
Batman’da ise kayıp yakınları ve İHD Şubesi üyeleri, eylemlerinin 576’ncı haftasında Gülistan Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde toplandı.
“Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” yazılı pankart ile kayıpların fotoğrafının açıldığı eylemde, bu hafta 14 Nisan 1995 tarihinde Van’da gözaltına alınıp kaçırıldıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Kadir Keremoğlu’nun akıbeti soruldu.
‘ÖLÜM LİSTESİNDE ADINIZ VAR’ DİYEREK HARAÇ İSTİYORDU’
Açıklamayı yapan İHD Şube Yöneticisi Abdurrezak Katamaz, Keremoğlu’nun hikayesini şöyle anlattı:
“Şimdi Kadir Keremoğlu’nun gözaltında kaybediliş hikayesi ile ailenin verdiği hukuk mücadelesine kulak verelim; Geverli (Yüksekova)olan Keremoğlu ailesi Wan’da yaşıyordu. Varlıklı olan aileyi tehdit eden JİTEM bağlantılı kişiler, ‘ölüm listesinde adınız var’ diyerek haraç istiyordu. Aile haraç vermeyi reddedince hedef haline geldi. 75 yaşındaki iş insanı Kadir Keremoğlu 14 Nisan 1995 tarihinde Wan merkezde bulunan Keremoğlu Camisi’nden çıktığında 01 EA 600 plakalı Beyaz Toros ve ona eşlik eden 65 ER 279 plakalı Doğan, 06 FH 600 plakalı Broadway ve 34 ALL 82 plakalı otomobildeki kişiler tarafından kaçırıldı.
YEŞİL’E TESLİM EDİLDİ
Aile yaptığı araştırma sonucunda; Keremoğlu’nu kaçıranların onu Yeşil kod isimli Mahmut Yıldırım’a teslim ettiğini, ardından önce Van JİTEM merkezine, daha sonra da Van Jandarma Alay Komutanlığı’na götürüldüğünü öğrendi. Aile ayrıca kaçırma olayına karışan JİTEM’le ilişkili şahısların kimlik bilgilerine de ulaştı.
Van Emniyet Müdürü, Van Valisi ve Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar ile görüşen aile bu bilgileri paylaşarak babalarının bulunmasını istedi. Değişik tarihlerde aile ile iletişim kuran ve kendilerini özel harp dairesi ve istihbarat mensubu olarak tanıtan kişiler ile Yarbay rütbeli bir subay, babalarını teslim etmek için onlardan fidye istedi.
Olay, Aktüel Dergisi’nin 285 ve 286 sayılı nüshalarında detaylarıyla yer aldı. Keremoğlu Ailesi 13 Ocak 1997 tarihinde meclis Susurluk Araştırma Komisyonu’na verdiği ifade de yaşananları anlattı ve zanlıların isimlerini açıkladı.
Ailenin Diyarbakır, Hakkari ve Van’da adliyeler arasında gidip gelen dosyada Kadir Keremoğlu’nun akıbetinin açığa çıkartılması ve sorumlu olanların cezalandırılmasını sağlayacak nitelikte bir yargılama faaliyeti yürütülmesi girişimleri sonuçsuz kaldı. Dava 2015 yılında Anayasa Mahkemesi’ne taşındı. Anayasa Mahkemesi de başvuruyu reddederek iç hukuk yollarını tamamen kapattı ve aile dava AİHM’e taşıdı.”(MA)
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***