Karar TV’de Elif Çakır ve Taha Akyol’a konuşan Davutoğlu, özetle şunları söyledi:
”Bizim tarafta bir hata olmazsa, bir söylem hatası olmazsa, kendi içimizde bir hata olmazsa birbirimizin işini kolaylaştırırsak, muhafazakarı soğutan bir söylem olmazsa veya Kürt seçmeni tedirgin eden bir şey olmazsa Türkiye’deki seçim yüzde 60 yüzde 40 gibi biter.
Türkiye’de sayın (Kemal) Kılıçdaroğlu’nun o seccadeye ayakkabısıyla bilinçli bir şekilde bastığına inanacak aklı başında bir tek kişi bulamazsınız. Kılıçdaroğlu’nun niyeti o seccadeye basarak seccadeye hakaret etmek mi? Hadi Kılıçdaroğlu’nun dine saygısına inanmadınız da aklını da mı kaybetti? Türkiye’de bir siyasetçi seçim öncesinde böyle bir şey yapar mı?
(Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ABD büyükelçisinin Kılıçdaroğlu ziyaretine öfkelenmesi) Türkiye Cumhuriyeti cumhurbaşkanının böyle bir ifade kullanması 20 yılda hiçbir şey öğrenmediğini gösteriyor. Çünkü büyükelçilerin en asli görevi demokratik ülkelerde siyasetin nabzını tutmak ve merkezlerine rapor etmektir.
Mesela (eski Almanya başbakanı) sayın (Angela) Merkel işbaşına gelmeden önce biz sayın Erdoğan’la birlikte Berlin’de görüştük, yanında da başdanışmanı vardı. Almanya’da kimse de “Niye görüştünüz? Sizin muhatabınız budur” demedi.
Böyle bir eleştiri en temel diplomasi ilkelerine aykırıdır. Buradan bir anti Amerikancılık çıkarmaya kalkmak da komedi. Her seçimi böyle manipüle edeceğini düşünmek sayın Erdoğan’ın 20 yılda bırakın ilerlemeyi geriye doğru gittiğini ve yanındakilerin de görevini yapmadığını gösterir.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***