İZMİR – Katliam, işkence, tutuklama, baskı ve göç politikasının çemberinde büyüyen Mecit Yıldırım, ailesiyle birlikte yaşadıkları hukuksuzluklara karşı avukat oldu. Yıldırım, hem hesap sormak, hem de benzer baskıları kimse yaşamasın diye İzmir’den milletvekili adayı oldu.
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’nin (Yeşil Sol Parti), İzmir’deki seçim çalışmaları tüm heyecanıyla sürüyor. Kentte en az 4 vekil çıkarmayı hedefleyen Yeşil Sol Parti, hedefe ulaşmak için soluksuz bir çalışma yürütüyor.
Yeşil Sol Parti’nin adayları arasında hikayesi ve mücadelesiyle dikkat çeken isimlerden biri de İzmir birinci bölge, ikinci sıra milletvekili adayı Abdulmecit Yıldırım. Katliam, işkence, tutuklama, baskı ve göç politikasının çemberinde büyüyen Abdulmecit Yıldırım, yaşadıklarının hesabını sormak ve hiç bir çocuğun bu hikayelerle büyümemesi için mücadelesini her alanda büyütmeye hazırlanıyor.
Abdulmecit Yıldırım
KÜRT OLMANIN BEDELİ
Abdulmecit Yıldırım (38), Mêrdîn’in Nisêbîn ilçesi Çale köyünde dünyaya geldi. Yıldırım ailesi, Kurdistan’daki her aile gibi Kürt kimliğine sahip çıkmanın bedelini ağır ödedi.
1990’lı yıllarda Yıldırım’ın babası Hikmet ile ağabeyi Adil Yıldırım sayısız kez gözaltına alınarak, işkenceye maruz bırakıldı. Ablası Emine Yıldırım ise Amed’in Licê ilçesinde 1992 yılında 22 yaşındayken gözaltına alınıp, tutuklandı. Yargılama sonucu müebbet hapis cezasına çarptırılan Emine Yıldırım, 30 yıllık tutukluluğun ardından 52 yaşındayken 10 Kasım 2022’de tahliye oldu.
HİZBULLAH DAYISINI KATLETTİ
Yıldırım’ın ailesi köy boşaltmalarının yaygın olduğu 1993 yılında zorla köylerinden edilip, ilçe merkezine yerleşmek zorunda kaldı. Aile ilçeye göç ettikten sonra bu kez Hizbullah tarafından tehdit edilmeye başlandı. Yıldırım’ın dayısı Mesut Yıldırım aynı yıl içinde Hizbullah üyeleri tarafından ilçe merkezinde sokak ortasında katledildi. Mesut Yıldırım’ı katleden Hizbullah üyeleri, seçim öncesi bir bir tahliye edilirken, tahliyelerin hemen ardından Hizbullah üyelerinin yurt dışına kaçtıkları öğrenildi.
Artan devlet baskısı ve Hizbullah’ın hedefi olan Yıldırım ailesi, 1993 yılında İzmir’in Konak ilçesi Soğukkuyu Mahallesi’ne göç etti. Yıldırım, yaşadıkları hukuksuzluklara karşı mücadelenin bir ayağı olarak Hukuk Fakültesi’ni okuma kararı aldı. Yıldırım, böylelikle Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi.
DENİZ POYRAZ DAVASI AVUKATLARINDAN
Yaklaşık 13 yıldır aktif avukatlık yapan Yıldırım, çocukken maruz kaldığı zulme ve adaletsizliklere karşı cezaevlerindeki siyasi tutukluların dışardaki sesi, gözü, kulağı oldu. Tutukluların davalarını gönüllü bir şekilde sahiplendi. Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Özgürlükçü Hukukçular Derneği’nin İzmir Şubesi kurucularından olan Yıldırım, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği İzmir Şubesi’nin yöneticisi. Aynı zamanda İzmir’de Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir İl Örgütü binasına yönelik saldırıda katledilen Deniz Poyraz’ın da dava avukatlarından.
Yıldırım şimdi ise dayısını katleden, aile bireylerini işkenceden geçiren, ablasının özgürlüğünü elinden alan zihniyete kaybettirmek ve geçmişin hesabını sormak için mücadelesini büyütmeye hazırlanıyor.
‘HAYVANLARIMIZI SATIP AVUKAT TUTUYORDUK’
Gözaltı, tutuklama işkence, faili meçhuller, köy yakmalarının hakim olduğu bir atmosferde büyüdüğünü belirten Yıldırım, “Babam ile ağabeyim sayısız kez gözaltına alınarak, işkenceye maruz kaldı. Ailem her seferinde avukat arayışına giriyordu. O zaman bu dosyalara giren avukat sayısı çok azdı. Dosyalar Amed’e gidiyordu. Biz Nusaybin’den Amed’e gitmek zorunda kalıyorduk. Hayvancılıkla geçimimizi sağlıyorduk. Babam ve ağabeyim her gözaltına alındığında, hayvanlarımızı satarak avukat parası çıkarmaya çalışıyorduk” dedi.
YAŞADIKLARI, HUKUKÇU OLMASINADA ETKİLİ OLDU
Dönem itibariyle avukat bulmakta zorlandıklarını ekleyen Yıldırım, “Yine ablamın tutuklanması, çocukluğumun ve gençliğimin cezaevleri kapılarında geçmesinin avukat olmamda büyük etkisi var. Yıllarca mücadele ettik, şimdi bu mücadelenin Meclis ayağını da yürütmek istiyoruz” şeklinde konuştu.
MÜCADELENİN MECLİS AYAĞI
Aradan yıllar geçmesine rağmen hala çocukların işkenceye tanıklık ettiğini ve hatta bizzat işkenceyi yaşadıklarını ifade eden Yıldırım, “Ben yaşadıklarımı başka çocuklar, başka aileler yaşamasın diye avukat oldum. Bizim coğrafyamızda avukatlık mesleği tercih değil, bir ihtiyaç. Avukat olsak ta bizim için her yer mücadele alanı. Meclis te bir mücadele alanı. Dolayısıyla ben de mücadelemin bir de Meclis ayağını büyütmek, bağımsız bir yargı, gerçek adaleti savunmak için Yeşil Sol Parti’den milletvekili adayı oldum” sözleriyle amaçlarına değindi.
Seçim çalışmalarındaki izlenimlerini de anlatan Yıldırım, “İzmir’de ilk kez bu kadar coşkuyla karşılaşıyoruz. Dolayısıyla İzmir’den en az 4 milletvekili ile Meclis’te yer alacağımızı düşünüyorum. AKP-MHP bize diktatörlük vaat ediyor. Millet İttifakı da kısmi revizyonlar yapıp, eski sistemi sunuyor. Eski sitemin içinde doğmuş, büyümüş biri olarak bunların hiç birinin çözüm olmadığını biliyorum. 1990’larda AKP-MHP yoktu. Parlementer sistem vardı. Ama yine faili meçhul, işkence, tutuklamalar vardı. O nedenle biz ‘3’ncü Yol’u inşa edeceğiz’ diyoruz” ifadelerini kullandı.
TUTUKLULARIN SESİ OLACAK
Meclis’e gitmesi halinde en çok siyasi tutukluların sesi olacağını söyleyen Yıldırım, “İmralı Cezaevi hukukun bir kara deliğidir. Orada başlayan her olumsuz uygulama, zamanla tüm cezaevlerine yayılıyor. Türkiye bir cezaevi bölgesine dönüştürüldü. Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerini biliyorum. Meclis’te en çok siyasi tutukluların sesi olacağım” şeklinde konuştu.
Bu seçimin kendisi açısından özel bir anlamının daha olduğunu sözlerine ekleyen Yıldırım, “30 yılın ardından tahliye edilen ablam ilk kez oy kullanacak. İlk oyunu bana verecek olmasının onurunu yaşıyorum. 14 Mayıs’ta ablam bana oyunu vererek zaten kazanmış oluyorum. Ama tabi ki 100 vekil ile Meclis’e girdiğimizde ablamın 30 yıl cezaevinde verdiği onurlu mücadelesini Meclis’te sürdürecek olmanın gururuyla 15 Mayıs’a uyanacağım” diye belirtti.
20 yıldır iktidar da olan AKP’nin topluma vereceği hiç bir şeyinin kalmadığını belirterek konuşmasını noktalayan Yıldırım, “Bütün sorunların çözümü Yeşil Sol Parti’dir” diyerek, partisi için oy istedi.
MA / Semra Turan – Delal Akyüz
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***