Uluslararası Tahkim Mahkemesi, Irak yönetiminin başvurusu üzerine Türkiye’yi Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) ile yaptığı petrol sevkiyatı anlaşmasından dolayı 1,4 milyar dolar tazminat cezasına çarptırdı.
Bağdat yönetiminin talep ettiği 30 milyar dolarlık meblağın çok altında verilen ceza, taraflar açısından önemli sonuçlar doğurabilir. Uzmanlar Bağdat’ın doğru politikalar belirleyememesi halinde Türkiye ve IKBY ile siyasi, diplomatik ve sektörel tıkanıklıkları daha da karmaşık hale getirebileceği uyarısında bulunuyor.
Davaya konu olan boru hattı hangisi?
Dokuz yıl önce açılan tahkim davası, Kerkük-Ceyhan Boru Hattı olarak da bilinen Irak-Türkiye Ham Petrol Boru Hattı (ITP) ile ilgili.
Irak’ın en büyük ham petrol boru hattı olan bu hat, ülkenin Kerkük yakınlarındaki iki büyük petrol sahasından Türkiye’nin güneyindeki Ceyhan’a 985 kilometre boyunca petrol ihraç etmesini sağlıyor.
İki ülkenin ortak mülkiyetinde olan hat 1973 tarihli bir anlaşmayla yönetiliyor. 1976 yılında tamamlanan birinci boru hattının inşasından 1987’de buna paralel ikinci bir hat inşa edildi ve iki yıl içerisinde tamamlandı ve BOTAŞ’ın verilerine göre yılda 70,9 milyon ton ham petrol taşıma kapasitesine ulaştı.
Ancak Irak’ın Kuveyt’i işgaliyle başlayan Birleşmiş Milletler ambargosu ve Amerika Birleşik Devletleri’nin 2003 yılındaki müdahalesi sonucu meydana gelen çatışmalar hedeflenen kapasitede petrol ihraç edilmesini zorlaştırdı.
Anlaşmazlık nereden kaynaklanıyor?
2014 yılından bu yana Irak’ın enerji politikası ve endüstrisi federal hükümet ve IKBY arasında ikiye bölünmüş durumda.
Mevcut anlaşmazlık, Iraklı Kürt peşmergelerin Irak-Şam İslam Devleti savaşçılarını geri püskürttüğü 2014 baharına kadar uzanıyor.
IŞİD’e karşı elde edilen başarı, IKBY ile Bağdat’taki merkezi Irak hükümeti arasında uzun süredir anlaşmazlık konusu olan Kerkük çevresindeki zengin petrol yatakları üzerinde IKBY’nin kontrolünü pekiştirmesini sağladı.
Her ne kadar muğlak olsa da Irak anayasası petrol ve gaz sektöründe iki taraf arasında sorumluluk paylaşımı öngörüyor. Ancak Irak parlamentosu henüz bu hak ve sorumlulukları belirleyen ulusal bir petrol ve doğal gaz yasasını kabul etmedi. Böyle bir yasanın yokluğu siyasi hareketlere alan açtı.
Dava neden açıldı?
IKBY, Kerkük-Ceyhan Boru Hattı üzerinden ilk petrolü Mayıs 2014’te BOTAŞ’a sattı. Bağdat derhal ICA’da Türk hükümeti ve BOTAŞ aleyhine tahkim talebinde bulunarak karşılık verdi.
Bağdat yönetimi, Ankara’nın Irak hükümetinin rızası olmadan Irak topraklarından petrol aldığı, depoladığı ve yüklediği iddiasıyla 1973 anlaşmasının şartlarını ihlal ettiğini ileri sürdü ve konuyu Uluslararası Tahkim Mahkemesi’ne taşıdı.
Bundan sonra ne olacak?
Uluslararası Tahkim Mahkemesi’nin verdiği tazminat kararı Bağdat’ın, IKBY’nin kontrolündeki topraklarından çıkarılan petrol ve doğal gaz üzerindeki yetkisini tanıdı.
Her ne kadar davada taraf olarak Türkiye ceza aldıysa da, birçok uzmana göre asıl zarar IKBY’ye dokunacak.
The Washington Institute uzmanlarından Bilal Wahab, Irak ile IKBY arasında anlaşmaya varılması ve enerji üretiminde birbirine olan bağımlılığın derinleştirilmesine vurgu yapıyor.
Deprem felaketleri nedeniyle pekişen ekonomik sıkıntıların da etkisiyle Türkiye’nin Irak’a vereceği tazminat karşılığında IKBY ile yaptığı petrol anlaşmasının zararlarını giderme ya da daha uygun koşullarda yeni bir anlaşma talep edebileceğini belirten Wahab’a göre, anayasal gereklilikleri üst yargıda netleştiren ve gerekli petrol ve doğal gaz yasalarıyla daha da güçlenen Irak su akışı, sınır güvenliği ve enerji ihracatı konularında Türkiye ile büyük bir pazarlığa oturabilir.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***