YORUM | M. AHMET KARABAY
Bu sözler Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a ait. Seçimden nasıl bir tablo çıkacağını önümüzdeki süreç belirleyecek. Bugünden belli olansa, Erdoğan’ın bu ülkeyi dikta rejimine sürükleme yolculuğunun bitmediğinin kesin olduğu.
Erdoğan bu sözleri, dün kabine toplantısı sonrasında yaptığı açıklamalar sırasında sarf etti. Deprem sonrasında yaraların sarılması ve ülkenin toparlanması için güçlü bir yönetime ihtiyacı olduğunu belirten Erdoğan, ülkenin hızla seçim atmosferinden çıkması için seçimlerin 14 Mayıs’ta yapılacağını duyurdu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, herkesi ve her şeyi not ettiklerini belirterek bunlara ilişkin şöyle dedi:
“Milletimizi devletine karşı tahrik edenleri de yalan ve iftiralarla çalışmaları tehlikeye atanları da, kamu görevlilerimiz ve vatandaşlarımız bölgede mücadele ederken, rahat koltuklarında ahkam kesenleri de, insanımız can derdindeyken mal bölüşümü derdine düşenleri de, kısacası gördüğümüz, duyduğumuz her şeyi not ettik.”
Seçilmesi halinde yapacaklarına ilişkin bilgiler de paylaşan Erdoğan, “Normal gündeme döndükten sonra ise herkes hak ettiği cevabı alacak, herkes hak ettiği muameleye tabi tutulacak” diye uyardı.
ANKETLER KILIÇDAROĞLU’NUN KAZANACAĞINI GÖSTERİYOR
10 Ağustos 2014’teki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, anketlerin genel ortalaması, Erdoğan’ın ilk turda kazanacağını gösteriyordu. Asıl üzerinde durmak istediğim ise 24 Haziran 2018 Genel Seçimleri…
Kamuoyu araştırma şirketleri, 14 Mayıs 2023 seçimlerine ilişkin ilk anketlerini yayınlamaya başladılar. Kemal Kılıçdaroğlu-Tayyip Erdoğan’dan hangisine oy verecekleri yolundaki soruya verilen cevaplar, hayli ilginç.
ORC Araştırma’nın Millet İttifakı’nda 3 Mart’ta yaşanan kriz sonrası 28 ilde yaptığı araştırma Kılıçdaroğlu’nun yüzde 56,8, Erdoğan’ın yüzde 43,2 oy alacağı yönünde.
Alf Araştırma’nın, 6-7 Mart tarihinde 26 ilde yaptığı anket sonuçlarına göre de Kılıçdaroğlu yüzde 55,1, Erdoğan yüzde 44,9 oy alıyor.
Bu anketlerin yayınlanmasından sonra iktidar kanadına mensup isimler, ortaya konulan sonuçları küçümseme ve sahte diye nitelendirmeye başladı. Dahası anket firmalarının bugüne kadar hiçbir seçim öncesinde Erdoğan’ı kazanacak isim olarak göstermediklerini öne sürdüler.
İktidar kalemşörleri, halkın hafızasının olmadığını düşündüklerinden bu tür sözleri kolaylıkla sarf ediyorlar. 2018 seçimleri öncesinde yapılan anketlere baktığımızda, iktidar yanlılarının şu günlerde anket firmalarına yönelttiği eleştirilerin pek de insaflı olduğu söylenemez.
Konda ve MAK araştırma şirketleri 2018 seçimleri öncesinde Erdoğan’ın ilk turda seçimi kazanacağını ortaya koyarken, anket yapan bütün firmalar, Erdoğan’ın öteki adaylara göre açık ara önde olduğunu gösteriyordu.
MİLLET İTTİFAKI ADAYINA TAVSİYELER
Kemal Kılıçdaroğlu’nun ilk turda seçileceğine yönelik anketler, geride bıraktığımız haftaya ilişkin sonuçları gösteriyor. 14 Mayıs’ta kurulacağı söylenen sandığa iki aydan biraz daha fazla bir süre var. Moral ve motivasyonla seçim kampanyasına başlamak çok önemli.
Ancak, “Bu kez iş tamam”, “Artık bu kez kaçmaz” tarzında bir havaya girmek son derece hatalı olur. Antipatik olacağımı bile bile bazı noktaların hafızalardan çıkarılmadan çalışılması gerektiğini düşünüyorum. Dikkat edilmesi gereken birçok nokta dile getirildi. Ben üzerinde durulmayan bir iki konuya dikkat çekmek istiyorum.
* Şu anki tabloda, Erdoğan kadar siyasetin içinde yoğrulup gelen bir başka lider yok.
* Erdoğan, performansından çok şey kaybetmesine rağmen hâlâ halkla teması en yüksek olan siyasetçi.
* Parasal imkânın sınırsızlığının verdiği güçle, çalışmalarını en profesyonelce hazırlayıp seçmene sunan yine Erdoğan.
* Depremin ilk iki gününde devlet alanda yoktu, sonrasında ise yetersiz kaldı. Bunlar doğru. Yalnız Erdoğan’ın bölgeye gittiğinde depremzedelerin evlerine yeniden kavuşturulacağına ilişkin sözlerinin toplumdaki karşılığını kimse yabana atmamalı. Dahası, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un CNN Türk’te şehirlerin yeniden inşasına ilişkin anlattıklarının, deprem felaketi yaşayan bölgenin insanı olarak ifade edeyim, halktaki yankısı çok büyük oldu.
* Sadece deprem bölgesinde değil, ülkenin her tarafı için kentsel dönüşüm çok önemli. Kılıçdaroğlu, kendisinin kentsel dönüşümün önündeki engel olmadığına, kendi liderliğinde bunun rant önceliği gütmeden daha hızlı ve daha kaliteli bir şekilde yapılacağına halkı ikna etmeli.
* Kılıçdaroğlu, yapılacağı duyurulan seçimlerde kendi tabanına yönelik sempatik gelecek şeyler söylemek yerine, bugüne kadar hiç kendisine oy vermeyen kesimleri hedef kitle seçmeli. Aslında Kılıçdaroğlu, uzun zamandan beri, bu alanda önemli adımlar attı. Bunu önümüzdeki iki aylık dönemde daha belirgin şekilde yürütmeli. Kendi sadık tabanını tutmayı, partilerin kurmay kadroları üstlenmeli.
MİLLET İTTİFAKI 6 PARTİLİ, YA CUMHUR İTTİFAKI KAÇ PARTİLİ?
Dikkat edilmesi gerekenler elbette bundan ibaret değil. Kılıçdaroğlu, 3 Mart krizinin aşılmasında takındığı tavırla Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu lider olduğunu gösterdi. Millet İttifakı’nın iddiasız bir birlik olma durumuna düşmek yerine çok daha güçlü çıkmasını sağladı. Daha açık ifadeyle, kriz yönetiminin nasıl yürütülmesi gerektiğini başarılı bir şekilde ortaya koymuş oldu.
3 Mart krizinin aşılmış olması, bir şeyi daha gösterdi. Koalisyonlarda ortaya çıkan sorunlarda tarafların önceliği kendi kişisel egoları değilse, ortaya çıkan gerginlik ülke için daha doğru sonuçları doğurabiliyor.
İktidar kanadı, Millet İttifakı’nı hep çok partili ve birbirine benzemezlerden oluştuğu gerekçesiyle itham ediyor. Benzemezlerin birliği, ülkeyi talan etmenin, hırsızlık yapmanın, adam kayırmanın, ülkeyi liyakatsizliğe teslim etmenin önündeki sigorta olur.
Ayrıca Millet İttifakı 6 partiden oluşuyor da Cumhur İttifakı kaç partili? Hafızanızı yoklayın lütfen. AK Parti ve Erdoğan, işin liderliğini yürütüyor. MHP, BBP ve Vatan Partisi’ni de katarsanız dört parti ediyor. Bu yapının içinde partilerini ya da kendilerini Erdoğan’ın yolunda feda eden iki isim daha var.
HAS Parti’yi tekmeleyip gelen Numan Kurtulmuş ve Demokrat Parti’den tekmelenip gelen Süleyman Soylu’yu da hesaba kattığınızda 6-6 durumu ortaya çıkar.
Bu ülkede her dediğini yapan ve her dediğini yaptıran Erdoğan’ın gitmesi için avantajlı bir ortam mevcut. Millet İttifakı içinde yer alan partiler ellerini ve yüreklerini ortaya koymaları halinde istedikleri sonucu alacaklarından şüphe yok.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri; sonuçlar az bir farkla ortaya çıktığında nasıl çirkefleşeceklerini, güçlü bir birliktelik sergilendiğindeyse önünde duramadıklarını net bir şekilde ortaya koymuş oldu.
Güç, aptallığı da çirkinliği de örten bir büyüye sahip. Bu bir kez bozuldu mu bir daha dikiş tutmaz. Erdoğan’ın önünde de böyle bir yolculuk var görünüyor.
Erdoğan’ı bu yolculuğa çıkaracak olan Millet İttifakı’nın bu dönemde bütün performansını ortaya koyması gerekiyor.
Oy verin gitsinler.
Oy verin bitsinler.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***